23. Ceza Dairesi 2015/1568 E. , 2015/143 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
KATILANLAR : ..., ..., Çoşkun SARI
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde ;
Sanığın yakın çevresine altın bulduğuna dair haber yaydığı, bu duyum neticesinde arkadaşından sanıkta altın bulunduğunu öğrenen katılan ...’in sanıkla irtibata geçtiği, sanığın katılanlar ..., ..., ... ile şikayetçi ...’e Didim’de inşaat alanında yanında açık kimliği belirlenemeyen arkadaşı ... da olduğu halde altın gösterdiği, katılanların oradan numune olarak 200 TL mukabili aldıkları bir adet altını İstanbul’da kuyumculara gösterdikleri ve altının gerçek Reşat altını olduğunu anladıkları, bunun üzerine itimatlarını kazanan sanıkla yeniden irtibata geçerek yanlarında ücreti mukabilinde altınları incelemek için bir de ... adlı kuyumcu olduğu halde sanıkla yeniden 14/11/2007 tarihinde Didim’de buluştukları, sanığın altınların evde olduğunu kalabalık gitmenin uygun olmayacağını söylediği bunun üzerine katılanlardan ... ve tanık ...’ın sanıkla birlikte araca binerek bilmedikleri bir yere geldikleri, burada sanığın ... isimli kişiyi arayarak yanına gelmesini sağladığı, ... isimli kişinin de annesinin parayı almadan altınları vermeyeceğini ifade ederek oradan ayrılması üzerine katılan Hayat’ın sanığa “kimliğini bana ver, ben de sana parayı vereyim, sen de altınları getirirsin” diyerek parayı kimliğini aldığı sanığa verdiği sanığın da araçtan inerek ortadan kaybolduğu ve kendisine ulaşılamadığı ve bu suretle sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda, sanık ve katılanların beyanları ile tanık anlatımları ile tüm dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Her ne kadar 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesi gereğince, adli para cezasının taksitlendirilmesi konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş ise de, bu hususun infaz aşamasında değerlendirileceği gözetilerek bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından, 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.