14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/10637 Karar No: 2019/3347 Karar Tarihi: 15.04.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/10637 Esas 2019/3347 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/10637 E. , 2019/3347 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.09.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Proje İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, ... İli, ... İlçesi, ... Mah, 312 ada, 52 parsel, ... 2C Sitesi, Zemin kat, 9 ve 10 no"lu bağımsız bölümleri davalı şirketten satın aldığını, dairelerin bedelinin bir kısmını ödediğini ileri sürerek dava konusu 9 ve 10 numaralı bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı yüklenici şirket vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 51.757,67TL depo ettirilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı yüklenici vekili temyiz etmiştir. 1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı yüklenici vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2) Davalı yüklenici vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince, Türk Medeni Kanununun 706. ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. maddeleri hükümleri gereğince tapuda kayıtlı bir taşınmaz satışının hüküm ve sonuç doğurabilmesi için sözleşmenin resmi şekil koşuluna uyularak yapılması zorunlu ise de 30.09.1988 tarihli ve 2/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararının sonuç bölümünde vurgulandığı üzere tapuda kayıtlı bir taşınmaz mülkiyetini devir borcu doğuran ancak yasanın öngördüğü şekil koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla birlikte Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen, satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması halinde olayın özelliğine göre hakimin Türk Medeni Kanununun 2.maddesini gözeterek tescil davasını kabul edebileceği ilkesi benimsenmiştir. Yapılan bu saptamalara göre; davacının dayandığı sözleşmenin geçerli olduğu nazara alınarak, dava konusu bağımsız bölümlerin sözleşme tarihindeki satış bedelinden ödenmeyen kısım varsa belirlenerek oran kurulması ve taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli belirlenerek ödenmeyen orana karşılık gelen, bakiye satış bedeli davacıya depo ettirildikten sonra Türk Borçlar Kanununun 97. maddesinde yer alan birlikte ifa kuralı gereği davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı yüklenici vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı yüklenici vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.04.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.