16. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/8200 Karar No: 2013/9343 Karar Tarihi: 01.10.2013
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/8200 Esas 2013/9343 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Taşınmazın kadastro sırasında tespit harici bırakılmasına rağmen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescili istenen dava sonucunda, yeterince araştırma yapılmadığı gerekçesiyle Hazine temsilcisinin temyiz itirazları kabul edilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Konuyla ilgili harita ve fotoğrafların incelenmesi, bölgedeki arazi niteliğinin belirlenmesi, tanık ve yerel bilirkişi ifadelerinin denetlenmesi, tapu kayıtlarının getirtilmesi, zilyedin kazanacağı miktarın belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, kadastro kanununun 14. maddesinde belirtilen belgelere dayanılmadan kazanılacak arazinin sınırlandırılması ve taşınmazın sulu-kuru niteliğinin belirlenmesi gerekmektedir. Kanun maddeleri: 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi.
16. Hukuk Dairesi 2013/8200 E. , 2013/9343 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı ..., Karakoyun Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişinin raporunda (A), (B), (C), (D) ve (E) ile gösterilen toplam 46480,01 m2 yüzölçümlü taşınmaz bölümlerinin davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu yer, 1969 yılında yapılan tapulama sırasında "taşlık" niteliğiyle tespit dışı bırakılmış olup tespit dışı bırakılma tarihindeki niteliğine göre, imar-ihyaya muhtaç bulunan yerlerden olmasına rağmen imar-ihya yoluyla kazanım koşulları yönünden yeterince araştırma yapılmamıştır. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihinden geriye doğru 20-30 yıl öncesine ait 1/20000 veya 1/25000 ölçekli hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskop aletiyle incelenmesi gerekir. Harita Genel Komutanlığı"ndan 1980-1990 yıllarını kapsayacak ancak ayrı tarihlere ait olmak üzere yüksek çözünürlüklü en az üç tane hava fotoğrafı; İl Kadastro Müdürlüğü"nden 1980-1990 arası düzenlenen fotoplan, fotogrametrik ve fotometrik paftalar getirtilmelidir. Bundan sonra 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz hava fotoğraflarında gösterilmeli, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporuyla denetlenmeli, zeminin zirai faaliyete konu olup olmadığı hususu özellikle irdelenmelidir. Ayrıca dava konusu taşınmaza komşu bulunan 40 parsel sayılı taşınmazın dayanağı bulunan tapu kayıtları ile diğer komşu parsellerin kadastro tutanakları ve varsa dayanağı olan tapu veya vergi kayıtları getirtilerek yapılacak olan keşifte yerel bilirkişi ve taraf tanıkları aracılığı ile dava konusu taşınmaz yönünü ne olarak ve kimi okuduğu belirlenmelidir. Davacı ... 26.06.2011 tarihinde ölmüş mirasçıları davaya devam etmiştir. Bu nedenle davacı ... mirasçıları adına senetsizden zilyetliğe dayalı olarak tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Adliye Yazı İşleri Müdürlüğü, Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak varsa, bu şekilde tespit edilen taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleşme durumlarını da gösterir biçimde tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, kesinleşmiş olanların kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları getirtilerek dosyasına konulmalıdır. Öte yandan; zilyedin, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14.maddesinde sayılan belgelerden hiç birine dayanmadan, salt zilyetlik yoluyla aynı çalışma alanında kazanacağı miktar kuru arazide 100, sulu arazi de ise 40 dönümü geçemez. Dava konusu taşınmazın sulu-kuru nitelikte olup olmadığının belirlenerek hüküm kurulurken göz önünde bulundurulması gerekirken bu yönde araştırma yapmadan mahkemece taşınmazın kuru toprak olarak nitelenmesi hatalı olmuştur. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 01.10.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.