1. Hukuk Dairesi 2017/4177 E. , 2020/3917 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Tapu Müdürlüğü vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kayıt maliki ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olduklarının tespiti isteğine ilişkindir.
Davacı, 1112 ada 18 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanı “... kızı ...” adına kayıtlı olduğunu, dava dışı mirasçılarla birlikte tapu müdürlüğünden intikal ve satış işlemlerinin yapılması için talepte bulunduklarını ancak kayıt malikinin kimlik bilgileri tespit edilemediğinden işlemlerin gerçekleştirilemediğini ileri sürerek kayıt maliki ile mirasbırakanının aynı kişi olduklarının tespitini istemiştir.
Davalı Tapu Müdürlüğü, davanın reddini savunmuş, diğer davalı savunma getirmemiştir.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, " ... çekişmesiz yargı işi olan tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi ve tapu kayıt maliki ile aynı kişi olduğunun tespiti taleplerine Sulh Hukuk Mahkemelerince bakılması gerekir...Bu tür işlerin Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi mümkün olmadığından, davaya Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek işin esası hakkında karar verilmesi doğru değildir" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde dosya önce görevsizlik kararıyla İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, sonra da yetkisizlik kararı ile İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilip eldeki esası almış, mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 1112 ada 18 parsel sayılı taşınmazın (139m2, ev) 12.08.1940 tarihli kadastro işlemi ile "...kızı ..." adına kayıtlı olduğu, taşınmazda "... ölüdür" şerhinin bulunduğu, veraset ilamına göre davacının "...kızı ..."nin mirasçısı olduğu, veraset ilamında davacının mirasbırakanına ait başkaca bilginin yer almadığı (doğum tarihi, ölüm tarihi, soyad, anne adı vs.) anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu tür işler, 6100 sayılı HMK’nin 382/(2). fıkrasının ç-1) bendi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür ve işin niteliği itibarıyla maktu harç alınır.
Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıları isteyebilir.
Bunun yanı sıra, 01/01/2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgilerinin düzeltmesini isteyebilir. Ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin takip yetkisi vardır.
HMK"nin geçici birinci maddesi gereğince “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağından” kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra yapılan taleplerin tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla yöneltilerek yapılması gerekir.
Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.
Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamalıdır.
Somut olaya gelince, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, çekişme konusu 1112 ada 18 parsel sayılı taşınmazın tesciline esas alınan tüm kayıt ve belgelerin (kadastro tespit tutanağı, varsa kadastro tespitine dayanak tapu kaydı vs.) ilgili yerlerden getirtilmesi, gerekirse tercüme ettirilmesi, kadastro tutanağının edinme sebebinin açıkça belirlenmesi, edinme sebebinde kayıt maliki ..."nin yakınlarının isimleri geçmekte ise onlar hakkında da nüfus araştırmasının yapılması, zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığının saptanması, keşif yapılarak tanıkların taşınmazın başında dinlenmesi, tapu kayıtları ile nüfus kayıtları arasında bağlantı bulunup bulunmadığının tespiti, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabule göre de, hükümde taşınmaz bilgilerine yer verilmeyerek infazı kabil olmayacak şekilde karar verilmesi ve çekişmesiz yargı niteliğindeki bu tür davalarda ilgili sıfatıyla yer alan davalı tapu müdürlüğü aleyhine harca hükmedilmesi de doğru değildir.
Davalı tapu müdürlüğü vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 09/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.