Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2020/6435
Karar No: 2021/2650
Karar Tarihi: 26.05.2021

Danıştay 10. Daire 2020/6435 Esas 2021/2650 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/6435
Karar No : 2021/2650

DAVACI : … Yapı Kooperatifi
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN_KONUSU : 15/08/2020 tarih ve 31214 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 5. maddesi ile değiştirilen esas Yönetmeliğin 6. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinin (5) numaralı alt bendindeki "Kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıldan fazla kesinleşmiş hapis cezası almamış" ibaresinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ_İDDİALARI : Davacı tarafından, iptali istenilen düzenlemenin, önceden hapis cezası almış ve cezası infaz edilmiş kişilere ikinci el taşıt ticareti işini tümüyle yasakladığı, suçun işlendiği zamandan çok sonra çalışma hayatına girmekten alıkoyduğu, bu durumun, hapis cezası hükümlülüğü bulunan kooperatif üyelerini mağdur ettiği, Anayasa'nın çalışma hakkını düzenleyen 49. maddesi ile suç ve cezalara ilişkin esasları düzenleyen 38. maddesine aykırı olduğu, dolayısıyla Anayasa ile güvence altına alınan temel hakların ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

DAVALININ_SAVUNMASI : 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 16. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ile Bakanlığın açıkça taşınmaz ve ikinci el motorlu kara taşıtı alım satımı gibi ticari faaliyetleri yürütenlere yönelik mesleki davranış kurallarını belirlemeye ve bu faaliyetlerin yürütülmesine ilişkin düzenlemeler yapmaya görevli ve yetkili kılındığı, Bakanlığa verilen bu görevin yalnızca mesleki davranış kurallarının belirlenmesiyle sınırlı olmayıp aynı zamanda bu ticari faaliyetlerin yürütülmesine ilişkin düzenlemeler yapmayı da kapsadığı, bu kapsamda yetki belgesi alınabilmesi için kasten işlenen bir suçtan veya belirli suçlardan hüküm giyilmemiş olmasına yönelik düzenlemenin de bu çerçevede yürürlüğe konulduğu, iptali talep edilen ibarenin, ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretinde nitelikli insan kaynağı oluşturulması, ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretinin nitelikli bir ortamda yapılması, bu işletmelerde hizmet kalitesi ile tüketici memnuniyetinin artırılması ve bu sayede saygınlık ve güvenin ötesinde kamu yararının gözetilmesi amacıyla getirildiği, 6585 sayılı Kanun ile Bakanlığa tevdi edilen anılan yetkinin 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile görevlendirilmesi gereği kullanıldığı, yetki belgesi alınmasına engel teşkil eden suça ilişkin olarak 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 13/A maddesi uyarınca yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması ve yetki belgesi verilmesinde aranan diğer şartların da sağlanması koşuluyla, bu kararı alan kişinin sahibi veya temsilcisi olduğu işletmelere yetki belgesinin verildiği, ikinci el motorlu kara taşıtı alım satım faaliyetinin, günümüze kadar kendisine has özel bir düzenleme olmaksızın yapıldığı, ancak bu faaliyete ilişkin piyasada yaşanan güven sorunlarının ve buna bağlı kamuoyu nezdinde oluşan olumsuz algı ve düşük meslek itibarının, Bakanlığı bu alanı düzenlemeye yönelttiği ileri sürülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca tetkik hakiminin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin dava dilekçesi öncelikle davacının dava açma ehliyeti yönünden incelendi, gereği görüşüldü.

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
15/08/2020 tarih ve 31214 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 5. maddesi ile değiştirilen esas Yönetmeliğin 6. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinin (5) numaralı alt bendindeki "Kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıldan fazla kesinleşmiş hapis cezası almamış" ibaresinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, idari işlemler hakkında; yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları olarak tanımlanmıştır.
Anılan Kanun'un 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinde dava dilekçesinin ehliyet yönünden inceleneceği, 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise davacının ehliyetli olmaması halinde davanın reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
İdarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olmakla birlikte, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören yasa koyucu, iptal davaları için "menfaat ihlali"ni, subjektif ehliyet koşulu olarak getirmiştir.
İptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulunun, doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorun olması dolayısıyla, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerekmektedir. Nitekim; çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda subjektif ehliyet koşulunun, bu durum dikkate alınarak yorumlanması gerektiğine ilişkin Danıştay kararları yerleşik içtihat niteliği kazanmıştır.
İptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek yanlı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen işlemlerin, ancak bu idari işlemle doğrudan meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü zorunludur. Aksi halde, her idari işlemle dolaylı da olsa bir menfaat ilgisi kurulmak suretiyle dava açılmasını kabul etmek, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması şartının ihlali sonucunu doğurur.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 1. maddesinde, "kooperatif" tüzel kişiliği haiz olmak üzere, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklar olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanun'un 2. maddesinde; bir kooperatifin en az 7 ortak tarafından imzalanacak ana sözleşme ile kurulacağı, ana sözleşmenin ticaret sicili müdürlüğünde yetkilendirilmiş personel huzurunda imzalanması gerektiği, ilgili Bakanlığın faaliyet konuları itibarıyla kooperatifleri sınıflandırmaya, çalışma bölgeleri oluşturmaya, kooperatif kuruluşu için asgari ortak sayısından az olmamak üzere ortak sayısı ve kooperatif kurulmasına yönelik diğer şartlar ile usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların ilgili Bakanlık tarafından çıkarılacak tebliğ ile belirleneceği ; "İzin verme, tescil ve ilan" başlıklı 3. maddesinde; ana sözleşmenin, Ticaret Bakanlığına verileceği, Bakanlığın kuruluşa izin vermesi halinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan edileceği belirtilmiş, maddenin devamında tescil ve ilan olunacak hususlar arasında kooperatifin amacı ve konusu da sayılmıştır.
Sınırlı Sorumlu Sakarya Oto Galericileri Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Ana Sözleşmesi'nin "Amaç ve Faaliyet Konuları" başlıklı 6. maddesinde; kooperatifin amacının ortaklarının işyeri ihtiyaçlarını karşılamak olduğu, bu amaçla kooperatifin arsa ve arazi satın alacağı ve birleştireceği, imar planına uygun biçimde böldürerek alt-yapı, plan, proje ve maliyet hesapları hazırlayacağı ve ortaklarına toplu işyeri yaptıracağı, yaptırılan işyerlerinin mülkiyetini ana sözleşmede yazılı esaslara göre ortaklarına aktaracağı, ortaklarının sosyal, kültürel ve ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak üzere gerekli tesisleri kuracağı, bunları ortaklarına aktarabileceği, bu hususları sağlamak üzere, ilgili kurum ve kuruluşlarla ortak çalışmalarda bulunabileceği, gayrimenkul ve menkulleri iktisap edeceği, kiralayacağı, kiraya vereceği, satacağı ve benzer, tasarruflarda bulunacağı, ayni haklar tesis edeceği, kooperatifin kredi ihtiyacının karşılanması amacıyla ilgili finansman kuruluşlarına başvuruda bulunacağı, borçlanacağı, açılan kredinin zamanında ve amacına uygun kullanılmasını sağlayıcı tedbirler alacağı, Toplu İşyeri Yapı Kooperatifleri üst kuruluşlarına katılacağı, gerektiğinde ortaklar ve personel için yardım fonları oluşturacağı, konusu ile ilgili eğitim, yayın, araştırma ve benzeri faaliyetlerde bulunacağı belirtilmiştir.
Yukarıda alıntısı yapılan yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında, kooperatiflerin ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak maksadıyla ve ana sözleşmelerinde yer alan amaç doğrultusunda bu amaca aykırı olmamak kaydıyla faaliyette bulunabilecekleri açıktır.
Bu durumda, Ana Sözleşmesi incelendiğinde, yapı kooperatifi olan davacı kooperatifin amacının, ortaklarının işyeri ihtiyaçlarını karşılamak olduğu, bu amaç doğrultusunda ortaklarının menfaatlerine ve genel kurulca belirlenen esaslara uygun arsa bulmak, arsa alımına ilişkin işlemleri yürütmek, arsayı satın almak, işyeri yaptırmak ve tesis kurmak gibi tasarruflarda bulunabileceği dikkate alındığında, ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal edebilecek kişilere yetki belgesi verilebilmesi için aranan, kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıldan fazla kesinleşmiş hapis cezası almamış olma şartını öngören dava konusu düzenleyici işlem ile davacı Kooperatif arasında doğrudan meşru, kişisel ve güncel bir "menfaat" ilgisi kurulmasına olanak olmadığı, dolayısıyla davacı Kooperatifin dava konusu düzenleyici işlemin iptalini istemekte doğrudan bir menfaati bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davanın EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİNE,
2- Ayrıntısı aşağıda gösterilen … TL yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4- Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra, kullanılmayan … TL yürütmenin durdurulması harcının ise istemi halinde davacıya iadesine,
5- Kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 (otuz) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 26/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi