1. Hukuk Dairesi 2019/106 E. , 2020/3915 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TENKİS
Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ... ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tenkis isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ..."ün mirastan mal kaçırmak amacıyla 20.10.2009 tarihinde düzenlediği vasiyetname ile tüm mal varlığını 2. eşi olan davalıya onunla evlendikten 3 hafta sonra vasiyet ettiğini, saklı paylarının ihlal edildiğini ileri sürerek vasiyetin tenkisini istemişler, ıslahla 72.985,70 TL tenkis alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmişlerdir.
Davalı ..., vasiyetnamenin bakım, gözetim ve iaşe giderlerinin karşılığı olarak düzenlendiğini, mirasbırakanın 2012 yılında kanser olduğunu, birikimlerinin ve emekli aylığının mirasbırakanın bakım ve sağlık giderlerine harcandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalının yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.
Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, "mahkemece, öncelikle davaya konu 1502 ve 1504 parsel sayılı taşınmazların mahallinde yeniden içlerinde ziraat mühendisinin de bulunduğu üç kişilik bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak, anılan taşınmazların "tarla" niteliğine uygun olacak şekilde değer tespitinin yapılması, bilirkişilerden uygulamayı gösterir ve denetime elverişli rapor alınması, ondan sonra yukarıda açıklanan ilkelere uygun olarak tenkis hesabı yapılması bakımından muris ..."ün tüm mal varlığı araştırılarak, pasif terekenin tespit edilmesi, usulüne uygun tenkis hesabı yapılması ile hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir." gerekçesiyle bozulmuş olup, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece, davalının tercih hakkını bedelden yana kullandığı, bilirkişi tarafından hesaplanan 72.985,70 TL tenkis alacağının davacıya verilen süre içerisinde mahkeme veznesine depo edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; mirasbırakan ..."ün 25.09.2009 tarihinde davalı ile ikinci evliliğini yaptığı, 20.10.2009 tarihli vasiyetname ile 1502 ve 1504 parsel sayılı taşınmazlarını, 35 CYZ 63 plaka sayılı otomobilini ve T.Halkbankası Güzelbahçe/İzmir şubesindeki parası ve her nevi hesaptaki paralarını davalı ..."a bıraktığı, mirasbırakanın 19.08.2012 tarihinde ölümü üzerine geriye mirasçı olarak eşi davalı ile ilk eşi Ayşe" den olma çocukları davacıların kaldıkları, İzmir 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.10.2012 tarih, 2012/1860 esas, 2012/1844 karar sayılı kararı ile vasiyetnamenin açılıp okunduğu, mirasbırakanın terekesinde vasiyete konu 2 parça taşınmazının olduğu, başkaca malvarlığının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış haklar doğar. Öyleyse mahkemece yapılacak iş, bozmada işaret edilen ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak davanın sonuca bağlanmasından ibarettir.
Ne var ki; mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Somut olayda, mirasbırakanın davalı tarafa kazandırdığı taşınmazların mirasbırakanın ölüm tarihindeki değerleri üzerinden yapılan hesaplama sonucu sabit tenkis oranı bulunduktan sonra davalıya kazandırılan taşınmazların karar tarihindeki veya karar tarihine en yakın tarihteki rayice göre değeri ile sabit tenkis oranı çarpılarak tenkisi gereken bedelin tespit edilmesi gerekirken, hükme esas alınan 07.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda, davacının saklı payına isabet eden değerin belirlenmesiyle yetinildiği, davacının saklı payına tecavüz edilen değer ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranın (SABİT TENKİS ORANI) belirlenmediği, davalılar tercih haklarını kullandıktan sonra taşınmazların güncel değerlerinin saptanmadığı, eksik bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan, davalılar tercih haklarını bedelden yana kullanmış olup, yöntemince araştırma yapılarak saklı paya tecavüz edildiği belirlendikten sonra tespit edilen tenkis bedelinin depo edilmesi şeklinde bir yasal zorunluluk bulunmamaktadır. Hakim böyle bir durumda depo emri vermeden belirlenen miktara hükmetmekle yükümlüdür.
Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak tenkis hesabının usulünce yapılması, sabit tenkis oranının belirlenmesi, dava konusu taşınmazların karar tarihindeki veya karar tarihine en yakın tarihteki rayice göre değerlerinin keşfen saptanması ve bu değerlerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin usuli kazanılmış haklar gözetilerek ödetilmesine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Davacı ... ..."ın yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.