Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2527
Karar No: 2019/4339
Karar Tarihi: 13.06.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/2527 Esas 2019/4339 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/2527 E.  ,  2019/4339 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

    Dava, haftanın 6 günü davalının evinde ev hizmetleri yaptığından bahisle, 01/01/2000 - 01/11/2012 arasında hizmet akdi ile sürekli çalıştığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
    B)Davalı Cevabı:
    Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde; davacının iddia edilen çalışmaları hakkında kuruma hiç belge verilmediğini, davaların kamu düzenine ait davalar olduğunu, resen araştırma yapılması gerektiğini, çalışmalarının fiili ve gerçek olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
    Davalı işveren vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazında bulunarak davacının davalı yanında değil davalının eşin yanında gündelikçi olarak haftanın 3 günü 09:30 - 16:30-17:00 arasında süreklilik arz etmeyecek şekilde çalıştığını, bu sebeple sigortaya tabi olmayacağını, öte yandan davacının sadece hafta üç gün geldiğini, diğer günlerde iki gün davacının ...’nun evinde, bir gün ...’ın atölyesinde temizlik işi yaptığını bu çalışmaları karşılığı ilgili kişilerden ücret aldığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davalı yanca davacının kredi çekebilmesi için 12/03/2012 - 31/07/2012 arası sigortalı gösterildiğini, yen yaz döneminde iki ay şehir dışında olmalarına rağmen davalı yanın zor durumda kalmaması adına yevmiyelerinin ödendiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    İlk Derece Mahkemesince ; “ Dosyadaki tüm tanıklar birlikte değerlendirildiğinde davacının davalıya ait konutta çalıştığı konusunda çekişme bulunmamaktadır. Davacı 2000 yılından 01/11/2012 tarihine kadar çalıştığını beyan etmiştir. Tanıkların çoğu ve özellikle davalının kayınvalidesi ve davacının zaman zaman evinde çalıştığı ... ..."nun beyanına göre davacının 12-13 yıl çalıştığı, bu beyan karşısında çalışmanın 12 yıl olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. Davacının çalışma olgusunu doğrulayan diğer tanıklar ise banka kayıtlarıdır. Davalı tarafından davacının eşinin hesabına ödemeler yapılmıştır.
    Asıl işverenin kim olduğu hususunda taraflar arasında çekişme bulunmaktadır. Davacı davalının işveren olduğunu söylemektedir. Ödeme kayıtlarına göre ücretin ağırlıklı olarak davalı tarafından ödendiği anlaşılmaktadır. Davacının 12/03/2012-31/07/2012 tarihleri arasında... ... ... Şirketinden kuruma çalışması bildirilmiş olup bu çalışmanın davacının kredi çekmesi için gösterildiğini davalı kabul ettiğinden bu süreninde davalı işverenlikte geçtiğinin kabulü gerekmiştir.” gerekçesiyle
    “Davanın kısmen kabulü ile, Davacının 01/01/2000 - 02/10/2012 tarihleri arasında davalı işverenlik bünyesinde hizmet sözleşmesine dayalı prime esas alt kazanç üzerinden çalıştığının tespitine, ” karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu;
    Davalı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın açılmasına kurumun sebebiyet vermediği, husumet itirazında bulunduklarını, davanın haksız olduğunu, yerel mahkeme kararının usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
    Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi tarafından gerçek dışı değerlendirmeler sonucu rapor düzenlendiğini, yerel mahkemece eksik inceleme yapılarak hüküm kurulduğunu, kararın usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    Bölge Adliye Mahkemesince ”Dosya kapsamı incelendiğinde, davacı davalının evinde haftanın 6 günü çalıştığını iddia etmiş, davalı ise davacının haftanın 3 günü süreklilik arz etmeyen şekilde çalıştığını bildirmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalının evinde kaç gün çalıştığına ilişkindir. Dosyada mevcut banka kayıtlarından 03.02.2006 tarihinden Ağustos 2011 tarihine kadar düzenli ödeme yapılığı tespit edilmiş olduğundan davacının çalışmasının sürekli olduğu sabittir. Mahkemece dinlenen komşu işyeri tanıkları, apartman görevlileri, davalı tanığı ... ... ve tanık ... beyanları ve davacının 21.04.2016 tarihli celsede alınan beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacının her hafta haftada 3 gün olmak üzere sürekli olarak davacının evinde çalıştığı anlaşılmıştır. Davacının hizmet cetveli incelendiğinde 12.03.2012-31.07.2012 tarihleri arasında davadışı işyerinden davacının çalışmalarının bildirildiği anlaşıldığından bu tarihler dışlanarak davacının 01.01.2000-11.03.2012 01.08.2012-02.10.2012 tarihleri arasında ayda 12 gün çalıştığının tespitine karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, davalılar vekillerinin istinaf talepleri kabul edilerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dosyada mevcut delillerin hüküm kurmak için yeterli olduğundan delil toplanmasına ve duruşma açılmasına gerek olmaksızın davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle
    “1- Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.3 maddesi gereğince KABULÜNE,
    ... 33. İş Mahkemesinin 2016/204 E., 2017/329 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
    2- Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile,
    a)Davacının, davalı işverenlikte 01/01/2000-11/03/2012, 01/08/2012-02/10/2012 tarihleri arasında, ayda 12 gün hizmet sözleşmesine dayalı çalıştığının tespitine, ” karar verilmiştir.
    E)Temyiz:
    Davalı Kurum vekili; “ Dava yöntemince ispatlanmamıştır. Kurum feri müdahildir. Aleyhimize vekalet ücretine hükmedilemez. ” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur
    Davacı vekili; davalı ... savunmasında, davacının kredi çekebilmesi için, 12/03/2012-31/07/2012 tarihleri arasında... ... ... Şirketi"nden kuruma çalışmasının bildirildiğini, aslında fiilen kendisinin ev hizmetlerinde çalışmaya devam ettiğini kabul etmiştir. Buna rağmen ... ... 10. Hukuk Dairesi kararında, belirtilen tarihler arasında davadışı işyerinden davacının çalışmalarının bildirildiği gerekçesiyle bu tarihleri dışlayarak çalışmanın tespitine karar vermiştir. Ayrıca çalışma süresine ilişkin davacı yanın tanık beyanlarının tutarlılığı, davalı yanın tanık beyanlarının ise birbiriyle çelişmesi ve hatta, davalı yanın bazı tanıklarının çalışma süresine ilşikin beyanlarının, davacının dava dilekçesinde ifade ettiği doğrultuda olması gözden uzak tutularak ve davacının davalı yanında haftada 3 gün çalıştığı kanaatine nasıl varıldığı açıklanmaksızın hüküm kurulmuştur.” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    1- Temyiz kapsam ve nedenlerine göre; feri müdahil vekilinin tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, karar verilmiştir.
    2- Davanın yasal dayanağı Mülga 506 sayılı Kanunun 3.maddesinin D bendi ile 5510 sayılı Kanunun 6.maddesinin c bendi, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren aynı yasanın Geçici 7. maddesi 01/04/2015 tarihinde yürürlüğe giren ek 9.maddesidir.
    506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 2. maddesinde genel bir tanım yapılarak, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu Kanuna göre "sigortalı" sayılacağı belirtildikten sonra, 3. maddesinde kimlerin bu Kanunun uygulanmasında sigortalı sayılmayacakları ve hangi kişiler hakkında da bazı sigorta kollarının uygulanmayacağı açıklanmıştır. Buna göre sigortalı sayılmanın koşulları; hizmet akdine göre çalışma, sözleşmede öngörülen edimin (hizmetin) işverene ait işyerinde veya işyerinden sayılan yerlerde görülmesi, 3. maddede belirtilen "sigortalı sayılmayan" kişilerden olunmaması şeklinde sıralanabilir.
    506 sayılı Kanunun 3. maddesi sigortalı sayılmayanları; diğer bir ifade ile anılan Kanun kapsamına alınmayanları sıralamaktadır.
    Buna göre mülga 506 sayılı Kanun’un “Sigortalı sayılmayanlar” başlıklı 3. maddesi uyarınca:
    “Aşağıda yazılı kimseler bu kanunun uygulanmasında sigortalı sayılmazlar:
    …D) (Değişik: 11/8/1977 - 2100/1 md.) Ev hizmetlerinde çalışanlar (ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç)…”
    Yine 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’un “Sigortalı sayılmayanlar” başlıklı 6. maddesi uyarınca;
    “…Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları hükümlerinin uygulanmasında;
    …c) (Değişik: 17/4/2008-5754/4 md.) Ev hizmetlerinde çalışanlar (ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç)…4 üncü ve 5 inci maddelere göre sigortalı sayılmaz.”.
    Buna göre ev hizmetleri, mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun ilk halinde kanun kapsamı dışında bırakılmış iken, 24/08/1977 tarih ve 16037 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 24/11/1977 tarihinde yürürlüğe giren 11/08/1977 tarih ve 2100 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle yapılan değişiklik ile mülga 506 sayılı Kanun’un 3. maddesinin (D) bendinde yapılan düzenleme uyarınca, ev hizmetlerinde “ücretle ve sürekli çalışanlar” anılan maddede yer alan istisnalar içinden çıkarılmış, 5510 sayılı Kanun"un 6. maddesi ile de aynı yöndeki uygulamaya devam edilmiştir.
    Öte yandan, 5510 sayılı Kanuna 6552 sayılı Kanunun 55.maddesiyle eklenen ve 01/04/2015 tarihinde yürürlüğe giren ek 9.madde hükmüne göre "Ev hizmetlerinde bir veya birden fazla gerçek kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 gün ve daha fazla olan sigortalılar ile konut kapıcılığı işyerlerinde çalıştırılan sigortalılar hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin hükümler uygulanır."
    05/02/2014 tarih 2013/10-2280Esas, 2014/65Karar sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararı"nda sürekli çalışma kavramı “uygulamada haftanın çoğu ev işlerinde geçirilmiş ve çalışma bir süre devam etmişse, bu bu çalışma sigortalı çalışma olarak değerlendirilmekte, süreklilik için çalışmanın belli bir yoğunluğa ulaşması aranmaktadır.” Yargıtay"ın yerleşmiş içtihadları da aynı yöndedir.
    Yukarıda açıklanan bilgilere göre, 01/04/2015 tarihine kadar haftanın yarısından fazlası ev hizmetinde çalışan kişi sürekli çalışan kabul edilmelidir. 01/04/2015 tarihinden sonra ise ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 gün ve daha fazla olanlar sigortalı sayılır.
    Somut olayda; dosyada mevcut banka dekontlarından çoğunlukla davalı tarafından, bir kaç kez de davalının ortağı olduğu... ... ... Şirketi tarafından 03.02.2006 tarihinden Ağustos 08/06/2012 tarihine kadar davacı ve eşi adına aylık olarak asgari ücret oranında ödeme yapıldığı hususu gözönüne alındığında, davacının, davalının ve kayınvalidesinin evindeki çalışmasının davalı tarafından karşılandığı ve hizmetin davalıya bağlı olarak ifa edildiği anlaşılmaktadır. Davacının hizmet cetvelinde 12/03/2012-31/07/2012 tarihleri arasında davalının ortağı olduğu 14168 sicil numaralı... ... ... Şirketi"nden 139 gün kuruma bildirimde bulunulduğu, 03/10/2012-11/10/2012 tarihleri arasında davalıyla bağlantısı bulunmadığı anlaşılan 1158201 sicil numaralı ...’a ait işyerinden 9 gün bildirimde bulunulduğu görülmüştür. Bu durumda davacının... ... ... Şirketi"nden bildirilen sigortalı hizmetleri dışlandıktan sonra dava dışı işyerinden bildirimin başladığı 03/10/2012 tarihine kadar geri kalan süreler için davalının yanında tam gün çalıştığının kabulüne karar vermek yerine yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmalıdır.
    G)SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi