16. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/8669 Karar No: 2013/8658 Karar Tarihi: 23.09.2013
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/8669 Esas 2013/8658 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, kendi adına tescil edilen bir taşınmaz ile dava konusu olan diğer taşınmaz arasında yaklaşık 30-35 metrekare eksik tescil edildiğini iddia ederek tapunun iptal edilmesini ve ilave tescil yapılmasını istemiştir. Mahkeme, beton direkler ve duvarın sınır olduğuna dair tanıkların beyanlarını esas alarak davanın reddine karar vermiştir. Ancak, mahkemenin gerekçesi ile hüküm fıkrası birbiriyle uyumlu değildir ve beton direklerin sınırı olarak kabul edilmesi nedeniyle mahkeme kararı bozulmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri belirtilmemiştir.
16. Hukuk Dairesi 2013/8669 E. , 2013/8658 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu Güme Köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 35 parsel sayılı 753,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle üç katlı kargir ev ve meyve bahçesi vasfıyla davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., adına tescil edilen aynı ada 34 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün yaklaşık 30-35 metrekarelik bölümünün çekişmeli parsel sınırları içinde tescil edildiği iddiasıyla kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak bu bölümün tapusunun iptali ve adına tescil edilen 34 parsel sayılı taşınmaza ilave edilerek tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, kendi adına tescil edilen 112 ada 34 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu aynı ada 34 parsel sayılı taşınmazlar arasındaki ortak sınırın evvelce taşınmazlar arasında bulunan dikenli tel olduğunu, bu sınır esas alındığında kendi taşınmazının yaklaşık 30-35 metrekare eksik tescil edildiğini iddia etmiştir. Mahkemece, davalı tanıklarının taşınmazlar arasında 15 sene önce yapılmış taş duvar ile mevcut beton direklerin sınır olduğuna ilişkin beyanları karşısında davacı tanığının beyanlarına itibar edilmediği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de mahkemenin gerekçesi ile hüküm fıkrası birbirine uygun değildir. Kararın gerekçe kısmında açıkça taraflar arasındaki ortak sınırın dikilen beton direkler ve duvar olduğu kabul edilmiştir. Fen bilirkişisinin 24.05.2012 havale tarihli raporunda bahsi geçen beton direk olarak işaretlenen K107, K109 ve K110 noktaları birliştirildiğinde ortaya çıkan sınır, kadastro sınırı ile örtüşmediği halde davanın reddine karar verilme nedeni açıklanmamıştır. Keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi ... ile davalı tanığı Ömer Uguz tarafından iki parsel arasındaki sınırın, duvarın güneyinde eskiden bulunan dikenli tel olduğu, bu telin yerine davalı tarafça zeminde mevcut beton direklerin dikildiği ve sınırın bu direkler olduğu beyan edilmiş, fen bilirkişisinin anılan raporunda bu yerin krokide kesik yeşil çizgi ile işaretlendiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca Mahkemece fen bilirkişisinin 24.05.2012 havale tarihli raporuna ekli krokide kesik yeşil çizgi ile işaretlenen sınır esas alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, davacı ..."in temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 23.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.