Esas No: 2018/2115
Karar No: 2021/2652
Karar Tarihi: 27.05.2021
Danıştay 3. Daire 2018/2115 Esas 2021/2652 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/2115
Karar No : 2021/2652
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının yönetim kurulu başkanı olduğu ... Döviz ve Altın Ticaret Anonim Şirketi'nin muhtelif vergi borçları için teminat olarak gösterdiği "İstanbul ili, Küçükçekmece ilçesi, ... Mah. ... ada, ... parsel ve 13 nolu bağımsız bölüm"de kayıtlı taşınmazına uygulanan haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 70. maddesinin 11. bendinde, borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceği, ancak evin değeri fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılabileceğinin kurala bağlandığı, olayda ise, davacının kendi rızası ile şirket namına teminat olarak gösterdiği gayrimenkulü üzerine uygulanan haczin bu kapsamda bir korumadan yararlanması sözü edilen yasal düzenlemenin getiriliş amacına ve lafzına uygun olmadığı gibi aksi bir durumun kabulünün kamu alacağını da teminatsız bırakıp tehlikeye sokacağı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 6183 sayılı Kanun'un 70. maddesinin 11. bendi gereğince, borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceği, adına kayıtlı taşınmazın teminat olarak gösterildiğine dair şirket adına davalı idareye verilen dilekçede imzasının bulunmadığı, noterden tasdikli sözleşme olmaksızın şahsi kefalet tesis edilemeyeceği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Asıl borçlu şirketin kesinleşen ve ödenmeyen vergi borçlarına karşılık, yönetim kurulu başkanı davacı tarafından teminat olarak gösterilen taşınmazına uygulanan haczin usul ve hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
... Döviz ve Altın Ticaret Anonim Şirketi'nden tahsil edilemeyen kamu alacağına karşılık olarak şirketin ... tarih ve ... sayı ile kayıtlara giren dilekçesiyle yönetim kurulu başkanı olan davacının "İstanbul ili, Küçükçekmece ilçesi, ... Mah. ... ada, ... parsel ve 13 nolu bağımsız bölüm"de kayıtlı ve teminat olarak gösterilen taşınmazı üzerine dava konusu haczin uygulandığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20. maddesinin 1. bendi ile Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinin, bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları, 31. maddesinin atıf yaptığı 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun, 266. maddesinde, mahkemelerin, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verecekleri, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişinin dinlenmeyeceği hükmüne yer verilmiş, hakimin delilleri serbestçe takdir edeceği yolundaki genel ilkeye paralel olarak aynı Kanunun 282. maddesinde de hakimin, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dilekçesine ekli 16/05/2016 tarihli imza sirkülerinde ve davalı idarenin savunma dilekçesine ekli 09/02/2016, 05/04/2016 tarihli tebliğ alındılarında yer alan imzalar ile 22/06/2016 tarihli teminat göstermeye ilişkin dilekçedeki imzanın karşılaştırılmasından teminat dilekçesindeki imzanın davacının kendi el ürünü olup olmadığı hususunda duraksama oluşmuştur.
Bu durumda değinilen dilekçedeki imzanın davacının kendisine ait olup olmadığının tespiti uzmanlık gerektirdiğinden ve uyuşmazlığın çözümlenmesi dilekçedeki imzanın davacının kendi elinden çıkıp çıkmadığına bağlı olduğundan, öncelikle, davacının şirkete ait tarh dosyasında veya karar belgelerinin asıllarında yer alan imzalar ile başka resmi kurumlarda kullandığı imzaların Mahkemece ilgili kurumlardan istenilerek ve davacıdan imza örnekleri alınarak söz konusu belgedeki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının laboratuvar ortamında uzmanlarına bilirkişi incelemesi yaptırılarak inceleme sonucuna göre yeniden karar verilmek üzere temyiz istemine konu edilen kararın bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
4. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 27/05/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.