Esas No: 2022/2058
Karar No: 2022/7905
Karar Tarihi: 02.11.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/2058 Esas 2022/7905 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2022/2058 E. , 2022/7905 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Hakaret suçundan sanık ...'nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 125/3-a, 125/4, 62/1, 52 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 251/3. maddeleri gereğince 5.300,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair ... 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.09.2021 tarihli ve 2021/607 Esas - 2021/602 sayılı Kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma sokma suçundan açılan kamu davasına ilişkin yapılan yargılama sonucunda, anılan kararın gerekçe kısmında sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasına karar verildiği halde, hüküm kısmında sanığın hakaret suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle çelişki oluşturacak şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu ... Bakanlığının 09.12.2021 tarihli ve 94660652-105-16-25410-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.01.2022 tarihli, 2021/155907 sayılı ihbarnamesi ve Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 22.03.2022 tarihli, 2022/3633-2022/8155 sayılı görevsizlik kararı ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının karşı oy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunlu olup, hüküm; başlık, sorun, gerekçe ve sonuç (hüküm) bölümlerinden oluşmalıdır. “Başlık” bölümünde, hükmü veren mahkemenin adı, mahkeme başkanının ve üyelerinin veya hakimin, Cumhuriyet savcısının ve zabıt katibinin, katılanın, mağdurun, vekilinin, kanuni temsilcisinin ve müdafiin adı ve soyadı ile sanığın açık kimliği, beraat kararı dışında suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi, sanığın gözaltında veya tutuklu kaldığı tarih ve süre ile halen tutuklu olup olmadığı belirtilmeli, “sorun” bölümünde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ortaya konulmalı, “gerekçe” kısmında mevcut deliller tartışılıp değerlendirildikten sonra, hükme esas alınan ve reddedilen deliller belirlenmeli, delillerle sonuç arasındaki bağ üzerinde durularak, niçin bu sonuca ulaşıldığı anlatılmak suretiyle hukuki nitelendirmeye yer verilmeli ve sonuç bölümünde açıklanan uygulamaların dayanaklarına değinilmeli, “sonuç (hüküm)” kısmında ise 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 230 ve 232. maddeleri uyarınca aynı Kanunun 223. maddesine göre verilen kararın ne olduğu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 61. ve 62. maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre uygulanan kanun maddeleri ve hükmolunan ceza miktarı, yine aynı Kanunun 53 ve devamı maddelerine göre, cezaya mahkumiyet yerine veya cezanın yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbiri, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin taleplerin kabul veya reddine ait dayanaklar, kanun yollarına başvurma ve tazminat talep etme imkanının bulunup bulunmadığı, kanun yoluna başvurma mümkün ise kanun yolunun ne olduğu, şekli, süresi ve mercii tereddüte yer vermeyecek biçimde açıkça gösterilmelidir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 232. maddesinin 3. fıkrasında; “Hükmün gerekçesi ve varsa karşı oy gerekçesi, tümüyle tutanağa geçirilmemişse açıklanmasından itibaren en geç on beş gün içinde dava dosyasına konulur.” düzenlemesine yer verilmiş olup, tutanakta yer alan kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunmamalı, diğer bir ifadeyle gerekçe ile sonuç (hüküm) kısmı infazda karışıklığa neden olabilecek nitelikte olmamalı, hükme uygun gerekçe yazılmalıdır.
Belirtilen şekilde hükmün gerekçeyi içermemesi 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 289/1. madde ve fıkrasının (g) bendine göre hukuka kesin aykırılık halini oluşturur.
Öte yandan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 225/1. madde ve fıkrasında yer alan, “Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.” düzenlemesi uyarınca, mahkemelerce iddianamede veya iddianame yerine geçen belgede açıklanan fiil ve faili hakkında hüküm verilmelidir.
Bu açıklamalar ışığında incelenen dosyada;
Sanık hakkında TCK’nın 179/2. maddesindeki trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan açılan kamu davasının basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle dosya üzerinden yapılan yargılaması sonunda, sanığın, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan TCK’nın 179/2, CMK’nın 251/3, TCK’nın 53/1-2-3, 58/6-7. maddeleri gereğince 2 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve hükmolunan hapis cezasının ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesine rağmen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında hakaret suçundan TCK’nın 125/3-a, 125/4, 62/1, CMK’nın 251/3, TCK’nın 52/2-4. maddeleri gereğince 20 taksitte ödenmek üzere 5.300,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişkiye sebep olunduğu ve bu durumun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 289/1. madde ve fıkrasının (g) bendine göre hukuka kesin aykırılık halini oluşturduğu anlaşıldığından, kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, ... 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.09.2021 tarihli ve 2021/607 Esas - 2021/602 sayılı Kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanun maddesinin 4. fıkrasının (b) bendi gereğince sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.11.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.