8. Ceza Dairesi 2019/4904 E. , 2019/9199 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, hakaret, yargı görevini yapanı etkileme
HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve sanık ... hakkında yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde,
Mahkemece, kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen beraat kararları usul ve yasaya uygun bulunduğundan, katılanın eksik inceleme ile karar verildiğine, sanıklar hakkında mahkumiyet hükümleri kurulması gerektiğine dair temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2) Sanıklar... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde,
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre; sanıklar müdafiilerinin sanıkların suç kastı ile hareket etmediklerine, eylem süresi dikkate alındığında atılı suçun oluşmasının mümkün olmadığına, eylemin basit yaralamadan ibaret olduğuna, olayda TCK.nın 109/3-b ve 109/3-c maddelerinin şartları itibariyle oluşmadığına, suçun manevi unsuru bakımından oluştuğuna dair yeterli delil bulunmadığına, sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine dair temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
3) Sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince,
Mağdurun aşamalardaki istikrarlı beyanlarında sanığın kendisine hakaret ettiğini belirtmesi, bu durumun tanık ... tarafından doğrulanması ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın olay sırasında mağdura hitaben ‘S..... senin gibi avukatı, adam mısın avukat mısın, ne olduğun belli değil, a..ına koyayım, s.ktir git.’ şeklinde hakaret ettiği anlaşılmakla, sanık hakkında atılı suçtan mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Yasaya aykırı, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 01.07.2019 gününde üye M.K."nın sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükme yönelik eylemin kasten yaralama suçunu oluşturduğu ve hakaret suçundan verilen beraat kararının onanması gerektiği yönündeki karşı oyu nedeniyle söz konusu hükümler yönünden oy çokluğu, sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve sanık ... hakkında yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçlarından kurulan hükümler yönünden ise oy birliğiyle karar verildi.
(...D.)
KARŞI DÜŞÜNCE
Sanıklar ... ve ... hakkında açılan kamu davasının yerel mahkemece yapılan yargılaması sonunda, her iki sanığın kişiyi hürriyetinten yoksun kılma suçundan mahkumiyetlerine ve sanıklardan ..."ın hakaret suçundan beraatine ilişkin hükümlerin, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkumiyete dair hükmün onanması ile hakaret suçundan kurulan beraat hükmünün bozulmasına yönelik sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki nedenlerle katılma olanağı olmamıştır.
Marmaris ilçe merkezinde faaliyet gösteren... Ev Yemekleri Lokantasının işletmecisi ... ile ortağı sanık ... arasındaki bazı sorunların çözüme kavuşturulması ve protokol düzenlemesi amacıyla ... tarafından işyerine çağrılan şikayetçi-sanık avukat ..."ın lokantanın üst katındaki, içeride sanık ..., ... ile tanıklar ... ve ..."ün bulunduğu ofis bölümüne çıktığı, burada avukat ... ile sanık ... arasında oturma şekli, işlemlerin hızlı yapılması gibi sebeplerle aralarında sert tartışmaların yaşandığı, bu sırada alt kattaki ..."ında ofis bölümüne geçtiği tartışmanın devamında ..."ın ofis kapısını açtığında gürültü ve seslerin aşağıdaki müşterilere ulaşmasını engellemek için ofis kapısının kapatılması ve bu anda ..."ın yumrukla ..."a vurarak BTM ile giderilebilecek ölçüde yaralandığı ve hemen akabinde ..."ın ofis kapısını açarak ayrıldığı, dosyada mevcut kamera kayıtları ile kolluk tutanaklarına göre tartışmanın başlama ve sona ermesi arasındaki toplam sürenin üç (3) dakikayı bulmayan olayda;
1) Dosyada mevcut bilgi, belge ve beyanlara göre olayın geçtiği ofis katında, sanıklar ..., ..., ... ile tanıklar ... ve ... isimli çalışanlar ve işletmeci ... bulunmaktadır.
Taraflarla hiçbir yakınlığı ve husumeti bulunmayan tanıklar ... ve ... ile sanık ... aşamalarda değişmeyen beyanlarında sanık ..."ın hakarette bulunmadığını beyan etmişlerdir.
Sanık ... ile aralarında sorun ve husumet bulunan ve sanığın ortağı ... ise tarafların karşılıklı olarak birbirlerine hakaret ettiklerini ifade etmiştir. Şikayetçi avukat ... ise sanık ... kendisine hakaret ettiğini iddia etmiş ise de hakaretin içeriği itibarıyla aşamalarda değişik beyanlarda bulunmuş, kollukça olayın hemen akabinde düzenlenen tutanaklara göre de hakarete ilişkin bir iddianın bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda sanık ..."ın hakaret suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak yeterli, kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı anlaşılmakla yerel mahkeme beraat kararının onanmasına karar verilmelidir.
2) Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden yapılan değerlendirmede, şikayetçi- sanık avukat ..."ın lokantanın ofis bölümüne girişi ile burada sanık ... arasında yaşanan tartışma, ofisin kapısını açması ile kapanması ve ofisten ayrılma süreci toplam üç (3) dakikayı bulmadığı dosyada mevcut kamera kayıtları, bilirkişi raporu ile olayın hemen akabinde kollukça düzenlenen 28.06.2011 saat 03:00 tarihli tutanaktan anlaşılmaktadır.
Tartışma devam ederken şikayetçi sanık avukat ..."ın ofis kapısını açması, ses ve gürültünün lokanta müşterilerini rahatsız etmemeye yönelik anlık kapının kapatılmasında ise kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya yönelik kasıttan söz etmek mümkün değildir.
Diğer yandan soruşturma evrakının incelenmesinde şikayetçi avukatın kolluğa ilk şikayetinin kasten yaralama suçuna ilişkin olup kolluk tutanaklarınında bu yönde tutulduğu ve Marmaris İlçe Emniyet Müdürlüğü"nce Cumhuriyet Başsavcılığı"na hitaben düzenlenen fezlekede de suç nevi ve anlatım hakaret ve yaralama olarak belirtilmiş iken soruşturmanın ilerleyen aşamalarında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma olarak gelişmesi ve bu yönde değerlendirme yapılması da düşündürücüdür.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 29.06.2010 tarih ve 2010/8-110 (E), 2010/161 (K) sayılı kararında benzer bir olayda;
"Mağdur ..."ın telefonla aranması ve ..."ın eve gelmesi üzerine, sanıklar ...... tarafından, silahtan sayılan sopalarla darp edilerek BTM ile giderilebilecek şekilde yaralandığı, dışarıdan sesler duyan tanık İdris Karayiğit"in içeriye girmesi ile de, sanıkların bu mağdura karşı eylemlerinin sonlandığı, bu şekilde gerçekleşen olayda, özgürlüğü sınırlama süresi konusunda TCY"da herhangi bir açıklama bulunmamakta ise de, kişisel özgürlükten yoksun bırakma kavramı, anlık olmayan bir süreyi zorunlu olarak içerdiğinden, fiil ile sonucun hukuken kabul edilebilecek bir zaman müddetince sürmesi gerekmektedir. Somut olayda, mağdurun eve gelişi ile kendisine karşı yaralama fiilleri arasında geçen zaman süreci tam olarak saptanamamış, sanıkların mağduru özgürlüğünden yoksun bırakma bilinç ve iradesiyle hareket ettikleri hususu da, bu suç yönünden yapılan soruşturmanın yetersizliği nedeniyle kuşkulu kalmıştır. Kuşku sanık lehine yorumlanır ilkesi uyarınca, var olan kuşkunun sanıklar lehine yorumlanması ile bu mağdura yönelik eylemlerin yaralama boyutunu aşıp, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu aşamasına ulaşmadığının kabulünde zorunluluk bulunmaktadır" denilmek suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun anlık olmayan bir süreyi zorunlu olarak içermesi, fiil ile sonucun hukuken kabul edilebilecek bir zaman müddetince sürmesi gerektiği ifade edilerek anlık- çok kısa süreli olaylarda kişiyi hürriyetinden yoksun kılma bilinç ve iradesinin bulunmayacağı hususu vurgulanmıştır.
Yargıtay 14. Ceza Dairesi"nin 17.12.2013 tarih ve 2012/308 (E), 2013/13393 (K) sayılı ilamında da benzer bir olayda suçun oluşmayacağı, eylemin kasten yaralama suçunu oluşturacağı ifade edilmiştir.
Somut olayda, lokanta ofisinde çalışanların da olduğu ortamda, avukat ... ile sanık ... arasında sert tartışmanın yaşandığı sabit olup tartışmanın devam ettiği bir anda ..."ın ofis kapısını açması nedeniyle ses ve gürültünün lokanta müşterilerini rahatsız etmemesi için sanık ..."ın talimatı ile ofis kapısının çekilmesi ve hemen akabinde avukat Murat"a yumrukla vurması ve avukat Murat"ın ofis dışına kendi serbest iradesi ile çıkması arasındaki süre toplam 1 dakika civarında olup şikayetçi avukatın ofiste bulunduğu toplam süre ise 3 dakikayı bulmamaktadır. Bu şekilde gelişen anlık bir olayda kişiyi hürriyetinden yoksun kılma bilinç ve iradesiyle hareket edildiğinden hukuken söz edilmesi olanaklı değildir.
Bu itibarla unsurları oluşmayan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden kurulan mahkumiyet hükmünün bozulması gerektiği düşünülmektedir.
3) Karar başlığında ... katılan, ..., ... ve ... sanık olarak yer almış ve buna göre hüküm kurularak ... lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir.
İddianamede ..."ın şikayetçi sanık sıfatıyla yer aldığı ve haklarında hakaret suçundan TCK.nın 125/1. maddesi uyarınca iki kez cezalandırılmasının talep edildiği, keza ... ve ..."nında şikayetçi-sanık sıfatıyla iddianamede yer aldığı görülmektedir.
Ancak kovuşturma evresinde şikayetçi sanıklar ..., ... ve ... şikayetçi- sanık sıfatıyla değil yalnızca sanık sıfatı ile savunmaları alınmış, bu kişilere CMK.nın 234. maddesindeki hakları ve CMK.nın 237. maddesi gereğince de katılma talepleri sorularak karara bağlanmış değildir.
Bu husus başlıbaşına hukuka kesin aykırılık oluşturmaktadır.
Katılma talebi sorulmadan ve bu konuda karar verilmeden vekalet ücretine hükmedilmesi de hukuka aykırılıktır. Kararın bu yönüyle de bozulması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle sanıklardan ... hakkında hakaret suçundan kurulan beraat hükmünün bozulması ve sanık ... ile ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından hükmolunan mahkumiyet hükümlerinin onanmasına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.01.07.2019 ... Muhalif Üye