MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.03.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-HMK.nun 26. maddesinde hükme bağlanan ve uygulamada kısaca “taleple bağlılık” kuralı olarak bilinen usul hükmü uyarınca hakim her iki tarafın iddia ve müdafaalarıyla sınırlı olarak karar verebilir. Ortada davacı tarafından 124 ve 321 sayılı taşınmazların tapu maliki ... kızı ...’ nin önadının düzeltilmesi istemi yokken az önce sözü edilen taleple bağlılık kuralına aykırı biçimde önadının düzeltilerek hüküm altına alınması doğru olmamıştır.
3-Davanın reddedilen kısmı nedeniyle kendisini vekil ile temsil ettiren davalı idare yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönün göz ardı edilmesi doğru olmamıştır.
4-Davacı, dava konusu taşınmazların tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmesini istemiştir. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken taşınmazın malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken; nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
Somut olayda, duruşmada dinlenilen tanıklar davacının iddialarını doğrulamıştır.Elde bu veriler bulunduğu halde mahkemece nüfus müdürlüğünden, tapu kayıt malikleri “... kızı ...” ,“ ...”, “... kızı ...”, “... oğlu ...” ve “ ... oğlu ...” ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığının sorularak araştırmanın tamamlanması ve sonucu doğrultusunda bir karar verilmesi gerektiği halde eksik araştırma ve inceleme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1). bentte yazılan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, hükmün (2), (3), (4). bentleri uyarınca BOZULMASINA, 27.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.