11. Hukuk Dairesi 2018/1227 E. , 2019/2759 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 14. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10/07/2017 tarih ve 2014/1261 E.-2017/608 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nce verilen 29/11/2017 tarih ve 2017/651-2017/770 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 22.08.2012 tarihli, 30 Ağustos 2012- 30 Ağustos 2014 dönemine ilişkin “Organizasyon Ulaşım Hizmet Alım Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşme kapsamında Kasım 2013 ayına davalı şirket tarafından müvekkili şirkete iş tevdi edildiğini, bu tarihten sonra sözleşme kapsamında işlerin başka şirketlere verildiğini davalı şirketin sözleşme hükümlerine aykırı davrandığını, bu nedenle davalının müvekkiline cezai şart ödemesi gerektiğini ileri sürerek 65.000,00TL ceza-i şart alacağının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsil edilerek müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin, kongre organizasyonları konusunda faaliyet göstermekte olan sektöründe tanınmış bir şirket olduğunu, davacı taraf ile 22.08.2012 tarihli hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 8-b maddesine göre taraflar “2013-2014 Ocak aylarında yıllık uygulayacakları fiyatları karşılıklı görüşmeler neticesinde belirleyeceklerdir ve işbu sözleşmeye ek yapıp yıl bazında uygulayacaklardır” taraflar sözleşme tarihinden 2012 yılı sonuna kadar geçerli olacak fiyatları sözleşmeye ek yaptıklarını, sözleşmeye ek yapılan fiyat listesinin, sözleşmenin ayrılmaz parçası olduğu sözleşmenin 12. maddesinde belirtildiğini, sözleşmenin imzalanmasından sonra, sözleşmeye ekli fiyat listesinde belirtilen fiyatların piyasa fiyatlarının çok üzerinde olduğunun anlaşıldığını, tarafların 2013-2014 yıllarında uygulayacakları fiyatları karşılıklı görüşme yoluyla belirlemeleri ve sözleşmeye ek yapmaları gerekirken, taraflar arasında geçerli olacak fiyat konusunda anlaşma sağlanamadığını, sözleşmenin fiilen uygulanamaz hale geldiğini, davacının yüksek fiyat talebinde ısrar etmesi, müvekkili şirket çalışanlarına yapılmamış işler için fazladan fatura düzenlediğini, elde edilen haksız kazancı paylaşmayı teklif ettiğini, davacı tarafın cezai şartın ödenmesi konusunda yapmış olduğu bildirime karşılık müvekkili şirketin ... 40. Noterliği’nden keşide ettiği 07.04.2014 tarih ve 9218 yevmiye sayılı cevap ihtarnamesini gönderdiğini, davacının cezai şart talebinin haksızlığının sabit olduğunu, sözleşme ile belirlenen cezai şartın, davacının kendi kusurlu ve ticari ahlaka aykırı tutumu ile sözleşmenin geçerliliği ve yürürlüğü için ön şart olan fiyat listesinin belirlenmemiş olması nedenleriyle talep edilmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar tacir olup, imzaladıkları sözleşme ile cezai şart hükmünün sözleşmeye konulmuş olduğu, davalı davacı tarafla 2013-2014 yıllarına ait olmak üzere ücret konusunda anlaşamadıklarını bu nedenle sözleşmenin uygulanmadığının beyan edildiği; sözleşmenin 9/a maddesinin açık olup, 8. maddede ücret konusunda anlaşılamadığı takdirde sözleşme hüküm içermemekte aksine işveren sözleşmenin 8. maddesine uymaması halinde yüklenici işverenden cezai şart olarak 65.000-TL tahsil etme hakkına saklı tutacağının belirlendiği, davalının yine sözleşmenin 9/a maddesi uyarınca yüklenicinin taahhütlerini tam manasıyla yerine getirmediğine ilişkin beyanda bulunmadığı, davalının tacir olup basiretli tacir gibi davranması gerektiği gerekçeleriyle; sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın hükmedilmesi halinde davalı şirketin mahvına sebebiyet vermeyeceği bilirkişi raporundan anlaşılmakla cezai şart hükmünün tamamına hükmedilerek davanın kabulüne, davacının ihtarı sonucu davalının 04.04.2014 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmakla bu tarihten işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK"nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 3.330,10 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08/04/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.