Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
HUMK" nun 455. maddesi gereğince, hükmün müphem ve gayrivazıh olması veya mütenakız fıkraları ihtiva etmesi halinde, hükmün icrasına kadar taraflardan her biri iphamın tavzihi ve tenakuzun ref"ini isteyebilirler. Öte yandan, aynı Kanunun 457. maddesi hükmü gereğince, açıklanan madde koşullarının oluşması halinde mahkemece evrak üzerinde tavzihle ilgili karar oluşturulur. Bu kurallar ışığında somut olayın incelenmesinde; borçlu tarafça tavzih talebinde bulunulması üzerine mahkemece tavzih kuralları aşılarak hüküm değiştirilmek suretiyle ve HUMK" nun 388. maddesine aykırı düşer biçimde hüküm fıkrasındaki “şikayetin reddine” ilişkin kararın kaldırılarak, yerine şikayetin kabulüne ilişkin hüküm kurulması yukarıda açıklanan madde hükmüne aykırılık teşkil eder. Hal böyle olunca, kararın tamamen değiştirilmesi suretiyle tavzih talebinin kabulüne ilişkin 12.03.2010 tarihli şerhle değiştirilen 25.02.2010 tarihli kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 04.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.