19. Hukuk Dairesi 2018/628 E. , 2018/5348 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... gelmiş, başka gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan vekilin sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalının müvekkilinin kayınpederi olduğunu, toplamda 6650 Euro ve 2500 Amerikan Doları nakit elden müvekkiline para verdiğini ve boş bono aldığını ancak bononun anlaşmaya aykırı doldurularak icra takibine konulduğunu iddia ederek, müvekkilinin davalıya kambiyo senedinden kaynaklı 200.000 TL borçlu olmadığının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddiasını yazılı delillerle ispat etmesi gerektiğini, elden nakit olarak davalıdan borç alan davacının imzasını inkar etmediği senedi verip, borcunu ödemediğini savunarak, davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacının, davalı kayınpederinin kızını götürme tehdidi ile istemeyerek zorla senet imzaladığı, yine senedin boş olduğu, anlaşmaya aykırı olarak sonradan doldurulduğunu iddia ettiği bu iddiaların davalı tarafça kabul edilmediği, her ne kadar davacı taraf korkutmanın etkisiyle senedi imzaladığını ileri sürmüşse de bahsettiği iddianın korkutma mahiyetinde olmadığı gibi senedin tanzim tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, imzası açıkça inkar edilmeyen senet yönünden anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının taraflar arasındaki borç ilişkisi senede bağlandığından aksinin ancak senetle ispatlanması gerektiği, davacının takibe konu senedin aksini yazılı bir belge ile ispat edemediği, yemin delilinden vazgeçtiğini bildirdiği böylece davacının davasını ispat edemediği, davalının tazminat isteminin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 08/12/2016 gün ve 2016/4169-2016/15525 E.K. sayılı ilamı ile "Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK, yazılı yargılama usulünde beş aşama öngörmüştür. Bunlar dilekçelerin verilmesi, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hüküm aşamalarıdır. Mahkemece ön inceleme aşaması yapılmadan tahkikat aşamasına geçilerek tahkikat aşamasında yazılı şekilde karar verilmesi aynı kanunun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenme hakkına aykırılık oluşturduğundan hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. " gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; bedel kısmı boş olarak düzenlenen bononun TTK hükümleri gereğince bononun geçerliliğini etkilemediği, bedelin taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulup doldurulmadığı hususunun ispat yükümlülüğünün keşidecide olduğu, davalının Isparta 2. Aile Mahkemesinin 2014/5 Esas sayılı dosyasında tanık sıfatıyla 11.09.2014 tarihinde dinlendiği, " ben kesin olarak ne kadar verdiğimi hatırlamıyorum ama 100.000,00 TL ve 120.000,00 TL civarında verdiğimi tahmin ediyorum. Yani bir evin ne kadara çıkarsa bu miktar kadar para verdim. "şeklinde beyanda bulunduğu, davalının dava konusu senedin takibe konulduğu tarihten sonra bu beyanda bulunduğu, bu beyanın ikrar mahiyetinde olup davalı açısından bağlayıcı olduğu, davacının 120.000,00 TL"lik kısım dışında kalan 80.000,00 TL"lik miktar yönünden ispat külfetinden kurtulduğu, ispat yükünün davalıya geçtiği, davalının da 120.000,00 TL"nin dışında kalan miktar kadar alacağı olduğunu dava konusu senet dışında ispat etmesi gerektiği, davalının bunu ispat edemediği, yemin deliline de dayanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne takibe konu 200.000,00 TL bedelli senetten dolayı davacının davalıya 80.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine, İİK"nın 72/5 maddesi gereğince kabul edilen 80.000,00 TL bedelin %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacının açtığı menfi tespit davası davalının başka bir mahkemede görülen davacı damadı ile davadışı kızı arasındaki boşanma davasındaki ikrar niteliğinde olan beyana göre kısmen kabul edilmiş ise de davalı alacaklının davanın reddedilen kısmı yönünden kötü niyetli takip yaptığını gösterir kesin delil olduğu söylenemeyeceğinden davalı aleyhine kötüniyet tazminatı (hükümde yanlışlıkla icra inkar tazminatı yazılmıştır.) verilmesi doğru olmamış hükmün bu sebeple davalı yararına bozulması gerekmiş ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 3. bendinde yer alan "3-İ.İ.K 72/5 maddesi gereğince kabul edilen 80.000,00 TL bedelin %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" cümlesinin hüküm fıkrasından tamamen çıkartılarak hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 3. bendinde yer alan "3-İ.İ.K 72/5 maddesi gereğince kabul edilen 80.000,00 TL bedelin %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" cümlesinin hüküm fıkrasından tamamen çıkartılarak hükmün değiştirilen bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 31/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.