8. Hukuk Dairesi 2014/27660 E. , 2017/4438 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, asıl davada 292 ada 1 parsel , birleşen davada 292 ada 2 parsel sayılı taşınmazların muristen intikal ettiğini ve mirasçılar arasında taksime konu olduğunu ancak davalılar adına tescil edildiğini açıklayarak, taksim sonucu vekil edenine düşen kısımlarının iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... 18.2.2014 tarihli yargılama oturumunda davayı kabul ettiğini açıklamış, davalı ... tapulama yapılırken yanlışlık yapılmış olabileceğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın tapulu taşınmaz olması sebebiyle harici taksim sözleşmesinin hukuki geçerliliği bulunmadığından asıl davanın reddine, birleşen davada davalının kabulü nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, asıl dava yönünden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m). Davacı dava dilekçesi ve yargılama oturumlarındaki beyanlarında, dava konusu taşınmazların tarafların ortak mirasbırakanı ...."un 21.1.1991 tarihinde vefatından sonra ancak 6.11.2011 tarihinde yapılan kadastro tespit tarihinden önce , taşınmazlar tapusuz iken taraflar arasında taksime konu edildiklerini, kendisine düşen kısımların davalılar adına tescil edildiğini açıklamıştır. Davacının iddiasına göre dava, kadastro tespitinden önceki miras yoluyla intikal, taksim ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayalı TMK"nun 713/1 ve 996, 3402 sayılı Yasanın 14.maddesi gereğince açılmış mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 15. maddesi uyarınca harici paylaşım belgelerle, bilirkişi ve tanık beyanları ile kanıtlanabilir.
Dava konusu 292 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, senetsizden davalı ... adına 6.11.2006 tarihinde tespit edildiği ve itiraz edilmeksizin kesinleşerek 20.3.2007 tarihinde tapuya tescil edildiği görülmüştür. Taraflar arasında dava konusu taşınmazın ortak
miras bırakandan kaldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, miras bırakanın ölümünden sonra terekenin mirasçıları arasında paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşım varsa çekişmeli taşınmazların bir bölümünün paylaşım sonucu davacıya isabet edip etmediği yönlerine ilişkindir. Dosya kapsamından, dinlenen mahalli bilirkişi , tanık beyanları ve hatta bu beyanları doğrulayan davalılar ... ve ... savunmalarından, dava konusu taşınmazların miras bırakanın ölmünden sonra taksime konu edildiği, taksimden sonra herkesin kendi yerinin sınırlarının belli olduğu, kadastro çalışmalarında davacıya düşen kısımların davalılar adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, Mahkemece asıl davaya konu 292 ada 1 parsel sayılı taşınmazda, 20.05.2013 tarihli teknik bilirkişilerin rapor ve eki krokilerinde A harfi ile gösterdikleri 283,81 m2 lik bölümünün taksim sonucu davacıya isabet ettiği ispatlandığından asıl dava yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden, kabulü ile hükmün asıl davaya ilişkin bölmününün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 28.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.