10. Hukuk Dairesi 2014/1482 E. , 2014/5244 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacının ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili ile davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekili ile davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, hukuki nitelikçe; dava dışı Kahramanmaraş Spor kulübü Derneği’nin süresinde ödenmeyen 2002-8. ay ile 2008/12. aylar arasındaki döneme ait prim ve gecikme zammının, işverenin üst düzey yöneticisi olduğundan bahisle davacıdan tahsili için, 6183 sayılı Kanunun 58. maddesi kapsamında, 15.01.2013 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının yönetim kurulu başkanı olmadığı dönemdeki prim borçlarından sorumlu olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 7. maddesi uyarınca 506 sayılı Kanunun 80. maddesi olup, birlikte sorumluluk ilkesini getiren anılan madde hükmüne göre; sigorta primlerini (fer"ileri ile) haklı sebepleri olmaksızın yasal süresi içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen tüzel kişiliği haiz işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri; işbu prim borcundan dolayı Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır. Bu çerçevede, davacının temsil ve ilzama yetkili olduğu döneme yönelik kulübün prim borçlarından sorumlu olduğu belirgin ise de, 506 sayılı Kanunun 80.maddesinde 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklik uyarınca,
Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gereği öngörülmüş; 3917 sayılı Kanunla yapılan bu değişiklik aynı Kanunun 8.maddesi hükmüne göre, 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe girmiş; daha sonra, 24.06.2004 tarih, 5198 sayılı Yasayla aynı maddede yapılan değişiklik sonucunda, Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasanın 102. maddesinin de uygulanma olanağı bulunmadığı düzenlemesi getirilmiş ve düzenleme 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu durumda, zamanaşımı süresi bakımından 3917 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08.12.1993 tarihinden önceki dönemle, 5198 sayılı Yasanın yürürlüğü sonrasına ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden, Sosyal Sigortalar Kurumu’nun alacak hakkı, Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Giderek, zamanaşımının başlangıç tarihi ise, yine, Borçlar Kanunu’nun 128. maddesi gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir. Zamanaşımının kesilmesi ve durdurulmasına ilişkin Borçlar Kanunu’nun 132. ve ardından gelen maddeleri de burada aynen geçerlidir. 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren, 3917 sayılı Kanunun getirdiği düzenlemenin geçerli olduğu tarihler arasındaki döneme ilişkin prim ve gecikme zammı alacakları yönünden ise, 6183 sayılı Kanunun zamanaşımına ilişkin 102. ve ardından gelen maddeleri geçerlidir. Bu yönde 102. madde hükmüne göre zamanaşımı süresi 5 yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı ise, alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yıl başıdır.
Mahkemece, dava konusu ödeme emrine konu primlerden; anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde 2004/6 ay ve öncesi dönemde kalan prim borçlarının zamanaşımına uğradığı, 2007/11 ay ve sonrası prim borçlarından ise, davacının 03.11.2007 tarihi itibariyle temsil ve ilzama yetkili başkanlık görevinin sona ermesi sebebi ile sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
3-6183 sayılı Kanunun 58. maddesindeki, "... İtirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı % 10 zamla tahsil edilir." hükmüne göre, Kurum lehine bu konuda karar verilmesi gerekirken, aleyhe veya lehe bir karar verilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hüküm fıkrasının 1. bendinin (A) ve (İ) alt bentlerinin silinerek yerlerine, “A-Davacının 2003/10646 takip numaralı ödeme emrinin iptaline yönelik talebinin kabulü ile anılan takipten davacıya tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline”, “İ- Davacının 2003/10333 takip numaralı ödeme emrinin iptaline yönelik talebinin kabulü ile anılan takipten davacıya tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline” sözcük ve rakamlarının yazılmasına, 1. bendin sonuna ““6183 sayılı Yasanın 58. maddesi uyarınca davacı (borçlu) davasında kısmen haksız çıktığından kesinleşen takip tutarı gözetilerek asıl alacağın %10 zamlı olarak davacıdan tahsiline” cümlesinin eklenmesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 10.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.