5. Hukuk Dairesi 2013/10383 E. , 2013/13117 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı karşılığının tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili, davası ile kamulaştırma sebebiyle uğranılan zararın tazmini istemli birleştirilen davadan dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulü ile birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı idare ile davalılardan ... vd.vekilleri yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı karşılığının tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili, birleştirilen dava ise kamulaştırma sebebiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece tespit ve tescil davasının kabulüne, birleştirilen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki delil ve belgelere göre birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1) Bilirkişi incelemeleri yaptırılmış ise de alınan raporlar hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Dosyada bulunan belediye başkanlığı yazısı, bilirkişi raporları ve keşif tutanağı dikkate alındığında, dava konusu taşınmazın belediye sınırları içerisinde yer aldığı, etrafının meskun mahal olduğu ve belediye hizmetlerinden faydalandığı anlaşılmıştır. Bu niteliğine göre taşınmaz arsa vasfındadır.
Mahkemece, taşınmaza arazi niteliği ile değer biçen 09.04.2012 tarihli bilirkişi kurulu raporu esas alınarak hüküm kurulduğu gibi, daha önce yapılan kamulaştırmada belirlenen m2 değerlerini emsal kabul ederek arsa niteliği ile taşınmaza değer biçen 29.06.2011 tarihli bilirkişi kurulu raporu da hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2) 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı yasanın 6.maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içinde sonuçlandırılamadığından, acele el koyma kararından sonra davalılar adına bankaya bloke edilen miktarın tespit edilen kamulaştırma bedelinden mahsubundan sonra kalan fark bedele 30.07.2011 tarihinden itibaren faiz yürütülmemiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.