Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/6425 Esas 2020/2631 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/6425
Karar No: 2020/2631
Karar Tarihi: 15.06.2020

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/6425 Esas 2020/2631 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine karar vermiştir. Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığı için işin esasına geçilmiştir. Yargılama sürecindeki usuli işlemler kanuna uygun olarak yapılmış, deliller hukuka uygun olarak elde edilmiştir. Sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş, ancak örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanık hakkında doğrudan TCK’nın 58/9. maddesi uyarınca tekerrür uygulanması gerektiği gözetilmemiş, bu nedenle hüküm bozulmuştur. Kararda yer alan kanun maddeleri şöyledir: TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9, 62, 63, 58/6.
16. Ceza Dairesi         2019/6425 E.  ,  2020/2631 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9, 62, 63. maddeleri gereğince, sanığın mahkumiyetine yönelik istinaf
    başvurusunun esastan reddi


    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
    Örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanık hakkında doğrudan TCK’nın 58/9. maddesi uyarınca tekerrür uygulanması gerektiği gözetilmeksizin, anılan maddenin atıf maddesi olarak belirtilmesiyle yazılı şekilde TCK"nın 58/6. maddesi gereğince hüküm tesisi,
    Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5271 sayılı CMK"nın 302. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılık aynı Kanunun 303. maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün tekerrür uygulamasına dair kısmından "delaletiyle TCK’nın 58/6. maddesi" ibaresinin çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Manisa 4. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.