Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/12999
Karar No: 2010/25777
Karar Tarihi: 02.11.2010

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/12999 Esas 2010/25777 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2010/12999 E.  ,  2010/25777 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 08/04/2010
    NUMARASI : 2008/1975-2010/519

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Borçlu hakkında çeke dayalı olarak kambiyo takibi yapılmış, borçlu vekili yasal süresi içerisinde icra mahkemesine başvurarak, dayanak çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığından bahisle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Alacaklı vekili ise,  itirazı kabul etmediklerini, ayrıca muhatap bankadan vekaletname yoluyla başka şahıslara çek keşide etme yetkisi verilip verilmediğinin de sorulmasını talep etmiştir. İcra mahkemesince şirket yetkilisi yönünden bilirkişi incelemesi yapılmış ve çekteki keşideci imzasının şirket yetkilisine ait olmadığı tespit edilmiştir. Bilirkişi incelemesini müteakip alacaklı vekilince, İstanbul 14.Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2009/219 Esas sayılı dosyasında, dayanak çek için B.G. hakkında karşılıksız çek keşide etmek suçundan yargılama yapıldığı ve  2.6.2009 tarihli celsede takibe konu çekteki imzanın şirket yetkilisi İ.S."in vermiş olduğu vekaletnameye dayanarak Bülent Gordi tarafından atıldığının anlaşıldığı, bu kişinin karşılıksız çek keşide etmek suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, bu nedenle adı geçen şahıs yönünden de imza incelemesi yapılması istenmiş ve İstanbul 14.Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2009/219 Esas sayılı dosyasına ilişkin 2.6.2009 tarihli duruşma zaptından bir örnek ibraz edilmiş ise de , mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda imzaya itirazın kabulüne karar verilmiştir.
    Borçlar Kanunu"nun 388.maddesi uyarınca borçlunun kendini temsilen vekiline kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verdiğinin anlaşılması halinde, vekil tarafından imzalanan çekler yönünden borçlu asil sorumlu olur. O halde mahkemece, borçlu şirket yetkilisince, alacaklı vekili tarafından ismi bildirilen B.G. için  kambiyo taahhüdünü içerir BK."nun 388. maddesi kapsamında bir vekaletname verilip verilmediği araştırılarak, böyle bir vekaletnamenin varlığı  halinde adı geçen kişinin imza örneklerinin de alınarak takibe konu çekteki imzanın bu kişi yönünden de incelenmesi gerekirken, sadece borçlu yönünden imza incelemesi yapılarak eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir.
    Öte yandan; kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK. nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir.
    İİK. nun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasında ise; “İmza tatbikinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun bilirkişiye ait hükümleri ile 309. maddesinin 2., 3. ve 4. fıkraları ve 310, 311 ve 312. maddeleri hükümleri uygulanır” denilmektedir. Anılan hükümde atıf yapılan HUMK. nun 308 ve devamı maddelerinde imza inkarı halinde mahkemece yapılacak usuli işlemler düzenlenmiş; 309. maddesinin 2., 3., 4. fıkralarında aynen; “Ehlihibre vasıtasıyla tahkikata karar verildiği takdirde, medarı tatbik olacak yazı ve ehlihibrenin tahkikatı icra edeceği gün hakim tarafından tayin olunur. Mahkeme bu bapta ancak iki tarafın ittifak ettikleri her nevi evrak ile senedatı resmiyeden olan ve bir kimse tarafından hasbelmemuriye veya mahkeme huzurunda tahrir veya imza edilen evrakı tatbika esas addedebilir. Tatbika esas ittihaz olunabilecek evrak olmadığı veyahut olup da derecei kifayede bulunmadığı takdirde, ehlihibre tarafından terkip olunacak ibarelerle münkir olan kimseye yazı yazdırılarak tatbikat icra olunur” düzenlemesi yer almıştır. Görüldüğü üzere; inkar edenin, inkar ettiği imzası ile yakın tarihte atılmış, uygulamaya elverişli imzalarının temin edilmesi gerekir. Uygulamaya elverişli (tatbike medar) belgeler, HUMK  309/3 maddesinde; “ancak iki tarafın ittifak ettikleri her nevi evrak ile senedatı resmiyeden olan ve bir kimse tarafından hasbelmemuriye veya mahkeme huzurunda tahrir veya imza edilen evrakı tatbika esas addedebilir.” şeklinde tahdidi olarak sayılmıştır. Buna göre mahkemece tarafların bildirdiği yerlerden ve nüfus müdürlüğü, tapu sicil müdürlüğü, evlendirme memurluğu gibi resmi kurumlardan borçlunun mukayeseye esas olabilecek imza örnekleri getirtilmelidir. Vurgulamakta yarar vardır ki, anılan belgelerin tamamlanması konusunda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 26.04.2006 gün ve 2006/12-259 E. 2006/231 sayılı kararında da açıklandığı üzere, eldeki davanın niteliği itibariyle "imzanın borçluya ait olduğunu" kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu gözardı edilmemeli ve ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya da gidilmemelidir. (Hukuk Genel Kurulu"nun 06.02.2008 gün ve 2008/12-77 E. 2008/90 sayılı kararı)
    Özetlemek gerekir ise, imza incelemesinde öncelikle senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin borçlunun uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınmalıdır. Senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa daha sonraki tarihli belgeler, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise,  borçlunun duruşmada alınan medari tatbik imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılmalıdır. Sıhhatli bir sonuç alınabilmesi için, inkar edilen imzanın atıldığı tarihten öncesinde veya mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen belgelerde bulunan borçluya ait imzaların celbedilip ondan sonra bilirkişi incelemesi yapılması gerekir.
    Ayrıca yerleşik Yargıtay uygulamasına ve Dairemizin istikrar bulan kararlarına göre fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılması mümkün değildir. Bu nedenle imza incelemesine esas alınan borçlunun uygulamaya elverişli imzalarının bulunduğu belge asıllarının getirtilerek, incelemenin bunlar esas alınarak yapılması gerekir.
    Öte yandan, herhangi bir belgedeki imza ve yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak  bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli  teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı  derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özellikleri tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle  farklı veya aynı kişinin  eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da  diğer uygun  görüntü  teknikleriyle de desteklenmesi şarttır. (HGK.nun 06.6.2001 tarih ve 2001/12-466 E. - 2001/483 K. sayılı kararı)
    Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunun, yukarıda yapılan açıklamalara ve ilkelere uygun olarak düzenlenmediği, fotokopi üzerinden inceleme yapıldığı, bu nedenle de hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşıldığından mahkemece bu rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
    SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02/11/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi