14. Hukuk Dairesi 2018/4780 E. , 2019/3310 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.04.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.06.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, 140 ada 2 parsel ve aynı yer 140 ada 30 parsel ve 140 ada 32 parsel sayılı taşınmazların paylaşımı konusunda anlaşma sağlanamadığını, dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan 2 adet yapının davacıya ait olduğunu, satış yolu ile ortaklığın giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile davalı arasında rızai taksim sözleşmesi yapıldığını, taşınmaz üzerinde davalının rızası alınmaksızın 2 adet kaçak ev yapıldığını, bu evlerden birinin dava dışı ... ’a ait olduğunu beyan etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine Dairemizin 22/11/2017 tarih ve 2015/18690 Esas, 2017/8695 Karar sayılı kararı ile “..dava konusu 140 ada 2, 30 ve 32 parsel sayılı taşınmazlarda bina, 30 ve 32 parsel sayılı taşınmazlarda bina dışında muhtelif ağaçlar bulunduğu, muhdesatla ilgili paydaşlar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığından bilirkişi raporunda belirlenen muhdesat oranına göre hüküm kurulması, muhdesat oranının açıkça hüküm sonucunda gösterilmesi; satış bedelinin bu oranlara göre paydaşlara ödenmesi; yargılama gideri, vekalet ücreti ve harcın bu oranlara göre paydaşlara yüklenmesi gerekirken, infazda tereddüt doğuracak şekilde, bilirkişi raporuna atıfta bulunularak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerektiği..” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda 140 ada 2 parsel, aynı yer 140 ada 30 parsel, aynı yer 140 ada 32 parsel sayılı taşınmazlar için açılan davanın kabulü ile; taşınmazların aynen taksimi mümkün olmadığından adı geçen taşınmazların üzerindeki ortaklığın var ise üzerindeki tüm muhdesat ve yükümlülükleri ile birlikte satış suretiyle giderilmesine, ... İlçesi, ... Köyü ... mevkii, 140 ada 2, 30, 32 parsellerde kayıtlı arsa ve ağaç bedellerinin hisselere göre dağılımının; ... oğlu ..."a 1/2 hisse oranında; satış bedelinden alacağı oranın %50 oranda 7.184,00TL satış bedeli olduğu, ... oğlu ..."a da 1/2 hisse oranında, satış bedelinden alacağı oranın %50 oranda 7.184,00TL satış bedeli olduğu ile ... İlçesi, ... Köyü, ... mevki 140 ada 2 parsellerde kayıtlı cephesi kırmızı boyalı bina ve arsası ile 140 ada 30, 32 parsellerde kayıtlı bina ve arsa+ağaç bedellerinin hisselere göre dağılımının ise; ... oğlu ..."a %98,45 oranında; 458.230,75TL toplam alacağı ile ... oğlu ..."a %1,55 oranında; 7.184,00TL toplam alacağı ile toplam değerin 465.414,75TL olduğuna karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Somut olayda; mahkemece her iki muhdesatın davacıya ait olduğu kabul edilerek hazırlanan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı ... oğlu ...’a satış bedelinden yüzde 98,45 oranında pay verilmiş ise de; davalı ... yargılamanın başından itibaren dava konusu 140 ada 2 parsel üzerinde bulunan kırmızı renkli binanın 3. kişiye ait olduğunu iddia etmektedir. Davacı ise hem 140 ada 30 ve 32 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan sarı renkli binanın, hem de 140 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan kırmızı renkli binanın kendisine ait olduğunu belirtmektedir. Bu durumda dava konusu binalardan sarı renkli olanın davacıya ait olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamakla birlikte kırmızı renkli binanın davacıya ait olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Mahkemece HMK"nın 165. maddesi uyarınca görevli mahkemede dava açmak üzere davacıya uygun bir süre verilmesi, mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, dava açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi, sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 10.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.