Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/7291
Karar No: 2018/285

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/7291 Esas 2018/285 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'nin 2017/7291 E. ve 2018/285 K. sayılı kararı, kadastro kapsamında incelenen taşınmazın orman niteliği ile ilgili olduğunu belirtmektedir. Davacı Orman Yönetimi, taşınmazın orman niteliği ile tescil edilmesi istemiyle dava açmıştır. Ancak mahkeme, yeterli inceleme yapılmadan davayı reddetmiştir. Bu nedenle Yargıtay, yeniden inceleme yapılmasını ve uzman orman mühendisleri aracılığıyla çekişmeli taşınmazın orman niteliğinin belirlenmesini istemiştir. Kararda, tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanun'un yürürlükten kaldırıldığı belirtilmiştir.
Detaylı kanun maddeleri şöyledir:
- 6831 sayılı Orman Kanunu
- 3116 sayılı Orman Koruma Kanunu
- 4785 sayılı Orman Yangınları ile Mücadele Kanunu
- 5658 sayılı Kara Avcılığı Kanunu
- 3402 sayılı Kadastro Kanunu
- Anayasa Mahkemesi'nin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları
- 5304 sayılı Kadastro Kanunu'un 14. maddesi
20. Hukuk Dairesi         2017/7291 E.  ,  2018/285 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    1986 yılında ...köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, 1021 parsel sayılı taşınmaz 45750 m2 yüzölçümü ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ... ve arkadaşları adına tespit edilmiş, Orman Yönetimi taşınmazın orman vasfı ile tesciline karar verilmesi istemi ile ... ve arkadaşları ise pay oranlarına yönelik olarak itiraz etmiş, kadastro komisyonunca Orman Yönetiminin itirazının reddine, gerçek kişilerin itirazının kabulü ile taşınmazın belirtilen paylar oranında ... ve arkadaşları adına tesciline karar verilmiş, komisyon kararının tebliği üzerine Orman Yönetimi süresi içinde kadastro mahkemesine dava açmıştır.
    Davacı ... Yönetimi, 15/02/1991 tarihli dava dilekçesi ile 1021 parsel sayılı taşınmazın eski tarihli memleket haritası ve amenejman planına göre orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek davalılar adına yapılan tespitin iptali ile taşınmazın orman vasfı ile tescilini talep etmiştir.
    Mahkemenin 20/12/1997 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne 12/10/1994 tarihli fen bilirkişi rapor ve eki krokide gösterilen 7500 m2 kısmın orman niteliği ile Hazine adına tesciline bakiye 38250 m2 kısmın komisyon kararındaki payları oranında davalılar adına tesciline ilişkin hükmün redde konu kısım yönünden temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 15/02/2000 tarih 2000/727-1383 Esas karar sayılı ilamı ile hükmün usul yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; ”somut olayda kadastro komisyonunun 04/02/1991 tarih 46 sayılı kararı ile çekişmeli taşınmazın hisseleri de belirtilmek sureti ile ... ve arkadaşları adına tesciline karar verildiği, komisyon kararında pay sahibi olarak ismi geçen; ..., ..., ..., ... ve İsmihan Soysal isimli kişilerin davada taraf olarak yer almadıkları, müşterek malik olan kişilerin tümünün davada davalı sıfatı ile yer almalarının gerektiği, bu sebeple tespit maliki olduğu halde davada taraf olmayan kişilerin de davaya dahil edilip yargılama yapılması gerektiği, belirtilerek sair hususlar incelenmeksizin hükmün bozulmasına” karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamında belirtilen tespit malikleri de davaya dahil edildikten sonra yapılan yargılama sonucu davanın reddine, 1021 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyde 6831 sayılı Kanun uyarınca yapılan orman kadastrosu bulunmamaktadır.
    Mahkemece davanın reddine karar verilmişse de; eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; dava konusu taşınmaza ilişkin hükme esas alınan 04/11/2014 tarihli bilirkişi raporunda incelemeye konu edilen memleket haritası ve hava fotoğraflarının tarihleri belirtilmemiş, taşınmaz üzerinde bulunduğu belirtilen meşe ağaçlarının dağılımı ve yaşları açıklanmamıştır. Yargıtay bozma ilamı öncesi alınan orman bilirkişi raporunda taşınmazın doğusundaki 7500 m2 yüzölçümlü bölümün eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarına göre orman sayılan yer olduğu bildirilmiş,Yargıtay bozma sonrası alınan orman bilirkişi raporunun ekindeki hava fotoğrafı gösteriminde de; bu alanda ağaçlar olduğu görülmüş ancak raporda bu ağaçlık alan ile ilgili bir değerlendirme yapılmamış, hava fotoğrafı stereoskopik olarak incelenmek sureti ile taşınmazın orman sayılan yer olup olmadığı tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmemiştir.
    O halde mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri, stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü oluşturan unsurların tek tek sayı olarak tarif edildiği, ağaçların cinsi, ortalama yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü, kullanım şeklinin ve sınırlarının detaylı olarak incelendiği, evvelki bilirkişi raporlarının denetlendiği yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    Kabule göre de; dava konusu taşınmaz için yapılan kadastro tespitinden sonra bir kısım davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine kadastro komisyonunca tespite itiraz eden kişilerin itirazının kabulü ile taşınmazın miras payları oranında davalılar adına tespitine karar verildiğinden, davanın reddi ile kadastro komisyon kararında belirtilen şekilde tesciline karar verilmesi gerekirken tespit gibi tesciline karar verilmiş olması da doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/01/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi