10. Hukuk Dairesi 2014/4318 E. , 2014/5155 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti iken daha sonra talebin daraltılmasıyla sigortalılık başlangıcının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak kısmen kabul ile , sigortalılık başlangıç tarihinin 15.10.1979 olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin feragat nedeniyle reddine şeklinde karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı vekili, 15.10.1979-15.01.1980 tarihler arasında geçen çalışmalarının tespitini talep etmiş iken , daha sonra, talebini daraltmak suretiyle 15.10.1979 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitini talep etmiştir. Mahkemece, sigortalılık başlangıç tarihinin 15.10.1979 olduğunun tespitine , fazlaya ilişkin talebin feragat nedeniyle reddine dair hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.
Davanın, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4-a bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin olduğu ancak, geçiş hükümlerini içeren aynı yasanın Geçici 7. maddesi gereğince mülga 506 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması gerektiğinden, söz konusu mevzuat hükümleri gereği yapılan inceleme sonucunda; 506 sayılı Yasanın 6. maddesi gereği sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez. Yasaların öngördüğü belli bir sosyal güvenlik kuruluşu sigortalısı olmak, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilemez ve kaçınılamaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü yaratır. Kişi ve sosyal güvenlik kuruluşlarının bu statünün oluşumundaki rolü, yenilik doğurucu iradi bir durum değil, yasa gereği kendiliğinden meydana gelen statüyü belirlemekten ibarettir. Dolayısıyla, sosyal güvenlik hakkından Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307 inci maddesi kapsamında feragat olanaksızdır ve açılan sigortalılığın ve sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davadan da vazgeçilemez. Davacı ancak, anılan Kanunun 123 üncü maddesinde düzenlenen hakkını kullanabilir ve ileride yeniden dava açabilme hakkını
saklı tutarak, davalının rızası ile davanın takibinden vazgeçebilir veya Kanunun 150 inci maddesi hükmü gereğince davayı takip etmeyerek yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılması ve giderek davanın açılmamış sayılması sonucunu elde edebilir. Somut olayda, davacının talebini daraltmasının, atiye terk etme olarak nitelenebileceği ve davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün (1). Paragrafındaki 3. Cümlesinde yer alan, “ Fazlaya ilişkin taleplerin feragat nedeniyle reddine “ifadesinin silinerek, yerine, "Davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına”" cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.