Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3185
Karar No: 2017/4408
Karar Tarihi: 27.3.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/3185 Esas 2017/4408 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2017/3185 E.  ,  2017/4408 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil


    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı Hazine vekili, davaya konu ... ada ... parsel ile ... ada ...parsel sayılı taşınmazların kıyı kenar çizgisi içeresinde kaldığını açıklayarak, tapu kayıtlarının iptali ile tescil harici bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili, Kıyı Kanunu"nun 1990 tarihli olduğunu ve bu tarihten önce tesis edilmiş mülkiyet hakkını bertaraf etmeyeceğini, kaldı ki Kıyı Kanunu"na göre tespit edilmiş kıyı çizgisinin bulunmadığını, dava konusu parsellerin tamamen değil kısmen kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını, bu nedenle parsellerin tamamı hakkında talepte bulunulamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüyle, dava konusu ...ada ... ve ... ada ... parselin kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması nedeniyle tescil harici bırakılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dava, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ile Türk Medeni Kanunu"nun 715 ve 999. maddelerine dayalı olarak açılmış tapu kaydının iptali ile sicilden terkini isteğine ilişkindir.
    Somut olayda; Mahkemece, dava konusu parsellerin kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
    Şöyle ki;
    1-Dosya içeriğine, toplanan delillere ve eksikten gelen belgelere göre; çekişme konusu ... ada ... parselinin geldisinin 14.09.1961 tarih ve 75 sıra nolu tapu kaydı olduğu, tapu kaydının; davacısı ... Belediye Başkanlığı ve davalısı Hazine olan, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1954/154 Esas, 1954/419 Karar sayılı dosyasından verilen karar ile hükmen oluşturulduğu, sözkonusu tapuya istinaden, dava konusu parsellerin, 17.10.1972 tarihinde ... adına tespitinin yapılarak, tespitin 21.06.1973 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. O halde; hükmen tescile esas 1954/154 Esas ve 1954/419 Karar sayılı dava dosyalarındaki keşif zabıtları ve krokiler uygulanmak sureti ile, dava konusu taşınmazın yerinin belirlenmesi, bundan sonra temyize konu dosya yönünden kesin hüküm ya da dava konusu taşınmazın niteliği bakımından güçlü delil olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
    2-Ayrıca, Anayasanın 43 ve 3621 sayılı Kıyı Yasası"nın 5. maddesine göre kıyılar; Devlet"in hüküm ve tasarrufu altındadır, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır. Deniz, göl ve akarsu kıyıları ile deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmakta, öncelikle kamu yararı gözetilir. 4.madde hükmüne göre Kıyı çizgisi: Deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, taşkın durumları dışında, suyun karaya değdiği noktaların birleşmesinden oluşan çizgi, Kıyı Kenar çizgisi: Kıyı çizgisinden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluşturulduğu kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınır, Kıyı ise: Kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasındaki alandır. TMK"nun 999.maddesine göre de; özel mülkiyete tâbi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan taşınmazlar, bunlara ilişkin tescili gerekli bir aynî hakkın kurulması söz konusu olmadıkça kütüğe kaydolunmaz, tapuya kayıtlı bir taşınmaz, kayda tâbi olmayan bir taşınmaza dönüşürse, tapu sicilinden çıkarılır.
    Uyuşmazlığın bu niteliğine göre, öncelikle yöntemince kıyı-kenar çizgisinin belirlenmesi ve zemine uygulanması gerekir. Bu doğrultuda, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde idarece oluşturulmuş kıyı kenar çizgisinin bulunup bulunmadığı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden sorularak belirlenmelidir. İdarece oluşturulmuş ve kesinleşmiş kıyı kenar çizgisi var ise, buna ilişkin karar ve dayanağı olan belgeleri ile kroki ve haritasının birlikte getirtilip dosya arasına konulması, mahallinde yerel ve teknik bilirkişi ile harita mühendisi aracılığıyla yapılacak keşifte araziye uygulanması, çekişme konusu taşınmazın yeri belirlenip harita üzerine işaretletilmesi gerekir.
    İdarece oluşturulmuş kıyı kenar çizgisinin bulunmaması yahut idari yargı yerinde iptal edilmiş veya oluşturulan harita 28.11.1997 gün 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında kabul edilen ilkeye göre ilgililerine tebliğ edilerek kesinleştirilmemiş ve davalının itirazına uğramışsa; adli yargı mahkemesince, 3621 sayılı Kıyı Kanununun 4.maddesindeki tanımlamalar dikkate alınarak, aynı Kanunun 5 ve 9.maddeleri ile 13.03.1972 gün ve 7/4 sayılı, 28.11.1997 gün ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları göz önünde tutularak, Kanunun 9/2.maddesinde belirtilen bilirkişi kurulu aracılığıyla, keşif yapılarak açıklanan kural ve yöntemler doğrultusunda kıyı kenar çizgisi oluşturulmalıdır. Mahkeme aracılığıyla bu çalışma yapılırken, varsa idarenin önceden kıyı kenar çizgisi oluşturmak için yaptığı saptamalar ve bu konuda kurulan komisyonun çalışmalarının ortaya çıkardıkları bilimsel değerlerin bulunduğu da göz ardı edilmemelidir. İdarenin söz konusu çalışmalarını yok saymak da doğru olmaz.
    Açıklanan nedenlerle, idarenin kıyı kenar çizgisi çalışmalarında, o yere ilişkin kamu görevlilerince önceden oluşturulmuş komisyon çalışmalarını içerir kayıt ve belgeler getirtilmeli, bunlardaki verilerle, mahkemece kıyı kenar çizgisi oluşturmak için bilirkişilerce yapılan çalışmalarda elde edilen veri ve bulguların örtüşmemesi durumunda, bunun nedenleri hakkında bilirkişilerden bilimsel gerekçelere ve maddi bulgulara dayalı, doyurucu ve denetime açık ek rapor alınmalıdır. Başka bir anlatımla, eldeki uyuşmazlıkta idari saptamalardan takdiri delil olarak yararlanılması zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.06.2003 gün ve 97/110 sayılı kararı da bu doğrultudadır. Yapılacak bu araştırmalarla, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisinin hangi tarafında kaldığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra, oluşacak durum, dosya içeriği, iddia ve savunma doğrultusunda toplanan diğer tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek, uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekir.
    Somut olayda; hükme esas alınan bililirkişi heyet raporunda; üç adet gözlem çukuru açıldığı, yapılan araştırmalara göre, dava konusu parsellerin tamamının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı belirtilmekle beraber, aynı raporda; “Muhtemel kıyı kenar çizgisinin, balıkçı barınağının doğu kesiminde mevcut olan yarın eteğine paralel geçtiği düşünülmektedir. Bu sebeple mevcut yarın eteği boyunca ve yar eteğine yakın kesimlerde, gerekli görülen yerlerde, uygun sayıda sondaj ve/veya araştırma çukurları açımı ile kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi gerekmektedir.” şeklinde tespitlere yer verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda, dava konusu parsellerin tamamının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı belirtilmesine rağmen, yöntemince kıyı kenar çizgisi tespit edilmemiş, tespit edilen kıyı kenar çizgisi kroki üzerinde gösterilmemiş, kıyı kenar çizgisinin muhtemelen geçebileceği yerin neresi olduğuna değinilerek, esasen bilirkişilerce yapılması gereken, gerekli görülen yerlerde, uygun sayıda sondaj ve/veya araştırma çukurları açımı ile kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi işi heyetçe yapılmayarak, rapor içeriğinde yapılması gereken iş olarak belirtilmekle yetinilmiş, Mahkemece, idare tarafından oluşturulmuş kıyı kenar çizgisi bulunup bulunmadığı hususları araştırılmadığı gibi, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı, hükme esas alınmaya elverişli bulunmayan bilirkişi heyet raporuna göre hüküm tesis edilmiştir.
    Mahkemece yapılacak iş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 26.06.2003 gün ve 97/110 sayılı kararı doğrultusunda, idari saptamalardan takdiri delil olarak yararlanmak, az yukarıda açıklanan şekilde yöntemine uygun olarak kıyı kenar çizgisini belirlemek, bilirkişi kurulunca belirlenen kıyı kenar çizgisi ile İdarece oluşturulan kıyı kenar çizgisinin örtüşüp örtüşmediği, örtüşmemekte ise kıyı kenar çizgisinin parselin neresinden geçtiği, idarece oluşturulan kıyı kenar çizgisi ile bilirkişiler tarafından tespit edilen kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedenleri hakkında bilirkişi kurulundan bilimsel gerçeklere ve maddi bulgulara dayalı, denetime açık rapor almak, yapılacak bu araştırmalarla, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisinin hangi tarafında kaldığı, kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması durumunda ise ne kadarlık bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra, oluşacak durum, dosya içeriği, iddia ve savunma doğrultusunda toplanan diğer tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek, sonucuna göre karar vermektir.
    Anılan yönler gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 27.3.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi