17. Hukuk Dairesi 2013/7514 E. , 2014/7485 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkillerin murisi ve desteği ..."nın davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın karıştığı trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğini belirterek davacı eş ve çocuk için 1.000,00 TL destek ve 25.000,00"er TL manevi tazminat talep etmiş, 07.02.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 24.835,09 TL artırdıklarını belirtmişlerdir.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre,davanın kısmen kabulü ile davacı eş için 20.932,41 TL destek, 11.000,00 TL manevi, çocuk için 4.902,00 TL maddi,6.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, oluşa, özellikle manevi tazminat talebi ile ilgili olarak hüküm kurulurken olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olay nedeniyle duyulan acı ve elemin derecesi ve B.K.nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-) Dava, trafik kazası nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.’nun 99/1. ve ZMSS Genel Şartları B.2.b maddesi uyarınca, sigorta şirketinin tazminatı ödeme yükümlülüğü kendisine riziko ihbarı yapıldıktan itibaren 8 işgünü sonunda başlar. Davalı ... şirketine davadan önce ihbarda bulunulduğu ve tazminatın hesabına ilişkin aktüerya hesabı yaptırıldığına göre,bu tarihten itibaren temerrüde düştüğünün kabulü ile faize hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulması doğru değil, bozma nedeni ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, hükmün, 6100 sayılı HMK.nun geçici 3. maddesinin 2. fıkrası delaletiyle 1086 sayılı HUMK.nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 1. bendinin de yer alan ""...09.05.2011 dava tarihinden..."" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına ve yerine ""... aktüerya hesabının yapıldığı 21.03.2011 tarihinden itibaren..."" ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTEREK ONANMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 12.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.