Esas No: 2021/15919
Karar No: 2021/1796
Karar Tarihi: 27.05.2021
Danıştay 2. Daire 2021/15919 Esas 2021/1796 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/15919
Karar No : 2021/1796
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Dava; İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünde ... olarak görev yapan davacının, Yeşilçay ve Melen İşletmeleri Şube Müdürlüğü emrine uzman olarak atanmasına ilişkin … günlü, … sayılı İSKİ Yönetim Kurulu Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti : ... İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı karar ile; daire başkanı olarak görev yapan davacı hakkında yapılmış herhangi bir soruşturma veya verilmiş bir disiplin cezasının olmadığı görüldüğünden, somut bir neden ortaya konulmaksızın salt takdir yetkisi kullanılarak tesis edilen dava konusu idari işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı temyize konu kararıyla; daire başkanlığı kadrosunun da üst düzey kadro olduğunun kabulüyle, üst düzey kamu yöneticilerinin, kamu kurum ve kuruluşlarının geleceğe dönük planlarını ve politikalarını saptayan, bu plan ve politikalardaki hedefleri gerçekleştirmek için gerekli kaynakları ve bu kaynakların kullanım yerlerini belirleyen ya da bu kişilerin emir ve direktifleri yönünde uygulamayı yapan veya onlara yardımcı olan kişiler oldukları; ayrıca, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda atama yapma ve görevden alma konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin bu tür kadrolar için daha geniş olduğunun kabulü, bu görevlerden başka görevlere atanmaya ilişkin işlemlerin kazanılmış hakları veya genel olarak hukuk güvenliği ilkesini ihlal eden bir yönü bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; üst düzey yöneticilik görevine atanmadan önce bulunduğu görevlere herhangi bir mesleki yarışma sınavı veya kurum içi görevde yükselme sınavında başarılı olmak suretiyle gelmeyen, bir başka deyişle kariyer ve liyakat ilkelerine uygun bir şekilde daire başkanlığı kadrosuna atanmayan davacının, bu görevinden alınması yolunda tesis edilen işlemde hukuka, kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı idarenin istinaf başvurusun kabulü ile … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın kaldırılmasına, davanın reddine hükmedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; atama ve görevden alma hususlarında idarenin sahip olduğu takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlı olduğu, işlemin sebep ve amaç unsurları yönünden hukuka aykırı olduğu, hizmeti aksattığı veya başarısız olduğu ya da görevde kalmasında hizmetin yürütülmesi açısından sakınca olduğu yönünde hukuken geçerli herhangi bir somut bilgi ve belge bulunmadığı, kariyer ve liyakat ilkelerine uygun olarak daire başkanlığına atandığı, lehe verilmiş emsal yargı kararlarının bulunduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Davalı idare tarafından; dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, kamu yararı ve hizmet gerekleri dikkate alınarak idarenin takdir yetkisi kapsamında tesis edildiği, Anayasa Mahkemesinin 08/12/2015 günlü, E.2014/87 K.2015/112 sayılı kararının da bu yönde olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge İdare Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7035 sayılı Kanun ile değişik 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın, kararı veren ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 27/05/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Bakılan davada, davacının 1992 yılında öğretmen olarak başladığı kamu görevine 2000 yılında ilköğretim okulu müdür yardımcısı olarak devam etmekte iken, 2009 yılında Sakarya Büyükşehir Belediyesine ..., 2010 yılında …, 2011 yılında … olarak atandığı; 2016 yılında … ve 2017 yılında ise … görevine atandıktan sonra, 24/10/2019 günlü dava konusu işlem ile de … İşletmeleri Şube Müdürlüğü emrine uzman olarak atandığı anlaşılmaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Memurların kurumlarınca görevlerinin ve yerlerinin değiştirilmesi" başlıklı 76. maddesinde; kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst veya kurum içinde aynı veya başka yerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Devlet Memurları Kanunu'nun 76. maddesi ile davalı idareye, personelini atama konusunda takdir yetkisi tanınmış ise de, takdir yetkisinin kullanımının mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı ve kamu hizmetinin gerekleriyle sınırlı olduğu ve bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Atama işlemi, kamu hizmetinin rasyonel ve verimli bir biçimde görülmesi için tesis edilmesi gereken bir tasarruf olduğundan, bunun, hizmetin en iyi şekilde yerine getirilmesi ve kamu görevlisinin en yararlı olabileceği yer ve görevde çalıştırılması maksatlarıyla yapılması, nihayet kamu yararının sağlanması amacına dayalı bulunması gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının daire başkanı olarak görev yaptığı süre zarfında, söz konusu görevi ile ilgili olarak hakkında hiçbir adli ve idari soruşturma açılmadığı gibi, disiplin cezası da almadığı ve görevinde başarısız veya yetersiz olduğu yönünde nesnel ve hukuken kabul edilebilir bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda, davacının görevinden alınmasını gerektirecek somut bir tespitin davalı idarece sunulamaması karşısında, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak davacının daire başkanlığı görevinden alınarak … emrine uzman olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmaması nedeniyle iptaline karar veren ... İdare Mahkemesinin … günlü, E:… K:… sayılı kararının istinaf isteminin kabulüyle kaldırılması ve davanın reddi yolunda verilen … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi kararında ise hukuki isabet görülmediğinden … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.