11. Hukuk Dairesi 2018/535 E. , 2019/2745 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 20/12/2016 tarih ve 2016/197 E. - 2016/314 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nce verilen 03/11/2017 tarih ve 2017/638-2017/868 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin bir KİT olduğunu, faaliyet alanının çay üretimi ve satışı olduğunu, müvekkilinin çaylarına ait tescilli markasının bulunduğunu, söz konusu markanın tanındığını, davalının, müvekkilinin tescilli Çaykur ... Turist çayının benzerini Ne-Çay ... Siyah Çay olarak piyasaya sürerek haksız rekabette bulunması suretiyle müvekkilini maddi ve manevi olarak zarara uğrattığını, daha önceden davalının başka bir isimle müvekkilinin ürününü taklit etmesi nedeniyle haksız rekabete ve marka hakkına tecavüze dayalı davaların açılarak karara bağlandığını, davalının kötü niyetli olduğunu, zararın 556 sayılı KHK 62 maddesi uyarınca tazmininin gerektiğini ileri sürerek davalının marka hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetin durdurulmasını, marka hakkına tecavüz nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi, 2.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle tahsilini, tecavüz teşkil eden her türlü ürün ve araçların el konularak imhasını, kararın ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; ele geçen ambalajların kaçak çay aramasında bulunduğunu, ticari amaçla kullanılmadığını, satışa sunulmadığını, aynı paketlerle ilgili davanın başka mahkemede görüldüğünü, bu aşamadan sonra kullanılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; ... 1 . Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/423 Esas, 2011/15 Karar sayılı dosyasında sanığın davalı şirket yetkilisi olduğu, fabrikasında yapılan arama sırasında tesadüfen ele geçirilen çay ambalajlarının davacıya ait çay ambalajlarına benzerliğinden dolayı hakkında 556 sayılı KHK"ya muhalefet suçundan kamu davası açıldığı, aramada elde edilen Ne-çay markalı çay ambalajlarının herhangi bir surette tüketicilerin kullanımına sunulmadığı, başka bir suçla ilgili olarak yapılan soruşturma sırasında tesadüfen elde edildiği, elde edilen ambalajların sayısının azlığı ve bu ambalajların fabrikanın deposunda, yerde bulunmuş olmaları göz önünde bulundurularak sanığın tescilli marka hakkına tecavüz ederek çay satışı yaptığı, davacıya ait markanın benzerini kullanıp taklit ettiği ve bu şekilde marka hakkına tecavüzde bulunduğuna ilişkin suç unsuru olabilecekmaddi nitelikte olgular ve eylemler bulunmadığı kanaatine varılarak, suçun unsurları oluşmadığından sanıkların beraatlerine karar verildiği, verilen kararın onandığı, ceza mahkemesinin maddi vakıaların belirlenmesine ilişkin beraat kararı hukuk hakimi yönünden bağlayıcı olacağı ve taraflar yönünden kesin delil niteliği taşıdığı, ceza mahkemesi kararıyla sabit olduğu üzere dava konusu ambalajların herhangi bir surette tüketicilerin kullanımına sunulmadığı, başka bir suçla ilgili olarak yapılan soruşturma sırasında tesadüfen elde edildiği, elde edilen ambalajların sayısının azlığı ve bu ambalajların fabrikanın deposunda, yerde bulunmuş olmaları dikkate alındığında davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüz ederek çay satışı yaptığı,davacıya ait markanın ayırt edilemeyecek derecede benzerini kullanıp taklit ettiği ve bu şekilde marka hakkına tecavüzde bulunduğuna ilişkin maddi olgu ve eylemlerin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin istinaf başvurusunun, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan mülga BK 53. maddesi uyarınca uyuşmazlıkla ilgili ceza davası kararı, delil yetersizliğine ilişkin beraat hükmü niteliğinde bulunduğundan hukuk hakimini bağlamayacağı, dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirilen 22.04.2015 tarihli ve 25.01.2016 tarihli raporlarda ambalajlar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunun bildirildiği, bu durumun haksız rekabet oluşturduğu, 556 sayılı KHK 62/2 maddesine göre bilirkişilerce hesaplanan miktara aynı KHK"nın 67 maddesi uyarınca %10 oranında ek yapılmasının uygun olduğu, manevi tazminat talebi bakımından talep edilen miktarın makul olduğu, bu yönlerle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, TTK 57. maddesi uyarınca haksız rekabetin men"i ile durdurulmasına, marka hakkına vaki tecavüzün durdurulmasına, taleple bağlı olarak 5.000,00 TL maddi, 2.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline, dava konusu ürünlere ve üretim araçlarına el konularak imhasına, kararın ilanına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön bulunmamasına ve temyiz sebep ve şekline göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-) Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilip 5.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmiştir. Bu durumda, karar tarihinde yürürlükte bulunan ...Ü.T’nin 13. maddesi uyarınca, kabul edilen 5.000,00 TL maddi tazminata ilişkin davacı lehine 2.860,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1.980,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı ise de bu hatanın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK"nın 370/2 maddesi gereğince kararın, aşağıda yazılı olduğu şekilde davacı yararına düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, ancak kanuna uygun olmayan husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK"nın 370/2. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükmün (1.d) bendinin ilk paragrafında yer alan “1.980,00 TL” ibaresinin “2.860,00 TL” şeklinde değiştirilmesi suretiyle Bölge Adliye Mahkemesinin kararının davacı yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 446,77 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 08/04/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.