1. Hukuk Dairesi 2019/4061 E. , 2020/3885 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-BEDEL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali, tescil, bedel davası sonunda, yerel mahkemece asıl davada davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı ... yönünden davanın kabulüne, birleştirilen davanın da kabulüne ilişkin verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 27.06.2019 tarihli ilamı ile miras bırakanın mal kaçırma kastı ile hareket etmediği ve davalı ...’nın kayıt maliki olmadığı gerekçeleriyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davalı ... yönünden davanın husumetten; diğer davalılar yönünden ise davanın esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı asıl ve birleştirilen davalarında, miras bırakanı ...’nın 6 ve 12 numaralı bağımsız bölümlerini önce emanetçi konumunda olan dava dışı yeğenine devrettiğini, bu kişi tarafından da miras bırakanın isteği doğrultusunda davalı erkek çocukları ve torununa mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak satış suretiyle devredildiğini ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile veraset ilamındaki payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde bedele karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, temliklerin muvazaalı olmadığını, miras bırakanın çekişmeli taşınmazların satış bedelini tüm çocukları arasında paylaştırdığını, davacının aldığı satış bedeli ile köye ev yaptırdığını ve miras bırakanın temlik harici terekesinin bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, asıl davada davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı ... yönünden davanın kabulüne, birleştirilen davanın da kabulüne ilişkin verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 27.06.2019 tarihli ilamı ile miras bırakanın mal kaçırma kastı ile hareket etmediği ve davalı ...’nın kayıt maliki olmadığı gerekçeleriyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davalı ... yönünden davanın husumetten; diğer davalılar yönünden ise davanın esastan reddine karar vermiştir.
Gerçekten de, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı ve davalıların öteki temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.
Ne var ki, davalar birleştirilse dahi ayrı dava olma özelliklerini korurlar. Bu nedenle birleştirilen her bir dava bakımından ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur. Keza 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesine göre de hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği açıktır.
Hemen belirtilmelidir ki; asıl davada davalı olarak çekişmeli 6 numaralı bağımsız bölümün maliki Mehmet ile 12 numaralı bağımsız bölümün ½ paydaşı olan Mustafa gösterilmiş; birleştirilen davada ise 12 numaralı bağımsız bölümün diğer ½ paydaşı olan Ahmet davalı olarak yer almıştır. Mahkemece yapılan keşif sonrasında 6 numaralı bağımsız bölümün dava tarihi itibarıyla davacının miras payına isabet eden değeri 50.000,00 TL; 12 numaralı bağımsız bölümün dava tarihi itibarıyla davacının miras payına isabet eden değeri 68.750,00 TL(asıl davada davalı ...’nın ve birleştirilen davada davalı ...’in paylarına 34.375,00’er TL) olarak belirlenmiş ve davacı tarafından toplam 118.750,00 TL üzerinden harç ikmali yapılmıştır.
Somut olayda; asıl ve birleştirilen davalarda çekişmeli taşınmazlar ve davalılar farklı olmasına rağmen harç yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmaması doğru değildir.
Diğer yandan, asıl davada 6 ve 12 numaralı bağımsız bölümler dava konusu edilmiş ve Mehmet ile Mustafa davalı olarak gösterilmiştir. Her ne kadar bölge adliye mahkemesi tarafından asıl dava konusu taşınmazlarda, davalı ... kayıt maliki olmadığı gerekçesiyle anılan davalı yönünden husumetten davanın reddine karar verilmişse de; 12 numaralı bağımsız bölümde davalı ...’nın ½ pay ile paydaş olduğu ve davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu görülmektedir.
Ne var ki; anılan hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; bölge adliye mahkemesine ait hüküm fıkrasının B1. Bendi hükümden çıkarılarak yerine "...1-Davalı ... ve ... yönünden davanın ESASTAN REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca davalılar lehine 9.495,60-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
Asıl dava yönünden Harçlar Kanununa göre alınması gereken 44,40 TL maktu ret harcının 341,55 TL peşin harç ve 1.440,91 TL tamamlama harcının toplamı 1.782,46-TL.den mahsubu ile bakiye 1.738,06 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,"
Yine hükmün 3.fıkrası çıkartılarak yerine " 3-Birleştirilen dava yönünden Harçlar Kanununa göre alınması gereken 44,40TL maktu ret harcının 34,15TL peşin harç ve 587,03TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 621,18 TL harçtan mahsubu ile bakiye 576,78 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine" cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle 6100 sayılı HMK’nin 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı 1.738,06 TL. onama harcının temyiz eden davalılardan 10,00-TL.harcında davacıdan alınmasına,, 09/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.