13. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/35339 Karar No: 2018/1546 Karar Tarihi: 12.02.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/35339 Esas 2018/1546 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2015/35339 E. , 2018/1546 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, 11.09.2013 tarihinde ... şubesinden satın aldığı televizyonun kısa bir süre sonra arızalandığını servis talimatları ile yazılım güncellemeleri yaptığıni, ancak televizyonun düzelmediğini, arızanın aynen devam ettiğini ileri sürerek, ürün bedeli olan 2.962.00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 6502 sayılı kanunun 10. maddesi gereğince teslim tarihinden itibaren 6 ay içinde ortaya çıkan ayıpların teslim tarihinde var olduğunun belirlendiği ve bu durumda aynı maddeye göre malın ayıplı olmadığını ispat külfeti altında olan satıcının bu iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 2.962,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalıdan satın aldığı ürünün ayıplı olduğunu ileri sürerek, ürünlerin bedelinin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, bedel iadesine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine tabi olup gerek sözleşme gerek dava tarihinden sora yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri dikkate alınarak davanın sonuçlandırılması hatalıdır. Hal böyleyken, mahkemece, 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine göre ayıp ve ayıp ihbarının değerlendirilmesi suretiyle dava konusu ürün üzerinde yeniden konusunda uzman bilirkişi vasıtasıyla inceleme yaptırılarak taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.