13. Hukuk Dairesi 2017/1369 E. , 2020/2606 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, ... Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde 2013/15 sicil numarası ve Sağ. Tek. Astsb. Kd. Üçvş rütbesi ile astsubay olarak görevli iken 29.09.2011 tarihinde ilişiğinin kesildiğini, 09.08.2012 tarihli yazı ile 12.357,00-TL asıl borç, 26.709,38-TL öğrenim dönemi faizi tutarı olmak üzere toplam 39.066,44-TL kamu alacağının ödenmesinin istendiğini, ana borcu 07.09.2012 tarihinde Jandarma Eğitim Komutanlığı Saymanlık Müdürlüğüne havale ettiğini, kurum tarafından hazırlanan masraf cetveli incelendiğinde yapılan hesaplamada yasa değişikliklerinin uygulanmadığının anlaşıldığını ileri sürerek, davalıya şimdilik 10.000,00-TL tutarında borçlu olmadığının tespitini ve gerçek borç durumunun tespitini istemiştir.
Davalı, davacının 12.357,00-TL ödeme yaptığını, kalan borcunu da aynı şekilde ödemesi gerektiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine, davacının davalı kuruma 32.750,17-TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde: 14.7.2004 günlü ve 5219 sayılı Yasa ile HUMK"nun 427/2 maddesindeki temyiz ile ilgili parasal sınır 1.000.000.000 TL, 5236 sayılı Yasanın 19. maddesi uyarınca 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL"ye çıkarılmıştır. Anılan yasada derdest davalar yönünden ne şekilde uygulanacağı yönünde açık bir uygulama hükmü bulunmamakta ise de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 23.2.2005 gün ve esas 2005/13-32, karar 2005/85 sayılı kararı uyarınca yerel mahkemelerce kurulan hükümlerin temyizinin ve temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay daireleri ya da Hukuk Genel Kurulunca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi durumunda temyiz ya da karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmünün esas alınacağı belirtilmiştir. Davacı tarafından temyiz edilen bölüm karar tarihi itibariyle 2.080,00 TL"yi geçmediğinden HUMK"nun 5219 sayılı Yasa ile değiştirilen 427. maddesinin 2. fıkrası gereğince davacının temyiz hakkı bulunmamaktadır. O nedenle davacının miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz dilekçesinin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu davacı yönünden kapalı, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu davalı yönünden açık olmak üzere, 24/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.