Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5119
Karar No: 2018/276
Karar Tarihi: 18.01.2018

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/5119 Esas 2018/276 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, tapuda kayıtlı olan taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılması için dava açmıştır. Ancak, mahkeme çekişmeli taşınmazın orman kadastro sınırları içinde olduğu, yapılan aplikasyon işlemi doğru yapılmış olduğu ve orman sınırlarının değiştirilmediği sonucuna varmıştır. Bu nedenle, asıl davanın reddine karar verilmiştir. Mahkeme ayrıca, vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanmış olmasının yanlış olduğunu belirtmiş ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 31. maddesine göre takdir edilen maktu vekalet ücretinin davalılara verilmesine karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 3116 sayılı Kanun
- 5653 sayılı Kanun
- 1744 sayılı Kanun
- 2896 sayılı Kanun
- 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması
- 3402 sayılı Kadastro Kanunu'un 31. maddesi
20. Hukuk Dairesi         2017/5119 E.  ,  2018/276 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı/karşı davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    ... köyünde 1955 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında 495 parsel sayılı 1.280,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliği ile davacıların miras bırakanı Mehmet Uysal adına tespit edilmiş, itirazsız kesinleşmekle tapuda tescil işlemi yapılmıştır.
    Davacılar vekili; müvekkillerinin miras bırakanı adına tapuda kayıtlı bulunan 495 parsel sayılı taşınmazın orman ile ilgisi olmadığı halde, 2012 yılında yapılan aplikasyon ve orman kadastro çalışması sırasında orman sınırı içinde bırakıldığını belirterek, taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılmasına karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Davalı-karşı davacı ... Yönetimi vekili ise; 495 parselin kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığını ileri sürerek tapu kaydının iptal edilip orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili ve el atmanın önlenmesi istemleriyle karşı dava açmıştır.
    Mahkemece; çekişmeli taşınmazın 3116 tahdidi içinde olduğu, eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman olarak gözüktüğü, koruma makisi niteliğinde bulunduğu, eylemli Devlet Ormanı olduğu gerekçesiyle davanın reddine, karşı davacı ... Yönetiminin tapu iptali ve tescil ile el atmanın önlenmesi davasının eldeki davadan tefrikine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz süresi içinde, karşı davacı-karşı davalı ... Yönetimi vekili tarafından ise süresinden sonra katılma yoluyla temyiz edilmiştir.
    Asıl dava; bir aylık askı süresi içinde açılan aplikasyon ve orman kadastro çalışmasına itiraz, karşı dava ise tapu iptali ve tescil ile el atmanın önlenmesi niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1948 yılında yapılıp 1949 yılında ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu, 1952 yılında 5653 sayılı Kanun uyarınca yapılan makiye ayırma, 1979 yılında 1744 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/353 E. - 2007/72 K. sayılı ilamıyla iptal edilen orman kadastrosu ve 2.madde uygulaması,1984 yılında 2896 sayılı Kanun uyarınca yapılan aplikasyon ve 2/B uygulaması, daha sonra 25/12/2012 tarihinde ilan edilerek kesinleşmeyen aplikasyon, evvelce sınırlandırması yapılmamış olan yerlerde orman kadastrosu, tüm ormanlarda 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması vardır.
    1-Davalı-karşı davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazları yönünden, mahkeme hükmü davalı ... Yönetimi vekiline 26.01.2015 tarihinde, davacılar vekilinin temyiz dilekçesi 09.02.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise, 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesinin göndermesiyle 1086 sayılı HUMK"nın 432/1 maddesinde öngörülen 15 günlük temyiz süresi ve aynı Kanunun 433/2 maddesinde öngörülen 10 günlük karşı temyiz süresi geçirildikten sonra 20.02.2015 tarihinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz dilekçesinin süre yönünden REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine,
    2-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi kurulu raporuna göre çekişmeli taşınmazın 3116 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde olduğu, eldeki dava sebebiyle kesinleşmeyen aplikasyon, orman kadastrosu ve 2/B uygulaması sırasında da ilk orman tahdidinde olduğu gibi orman sınırları içinde bırakıldığı, aplikasyonun doğru yapıldığı, yeni bir orman sınırı içine alma işleminin bulunmadığı, 02.09.1986 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması hakkındaki Yönetmeliğin 44. ve 25523 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 15.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren Yönetmeliğin 43 ve devamı maddelerine göre, aplikasyon işleminin de davacılara yeni dava hakkı vermeyeceği, ilk orman kadastrosuna itiraz davası açmak için hak düşürücü sürenin çoktan geçtiği gözönünde bulundurularak asıl davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır, ancak kadastro mahkemesince 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücreti hesaplanmış olması doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple hükmün 1 rakamlı bölümünün üçüncü bendinin hükümden çıkarılarak, bunun yerine “3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince takdir edilen 500.00.-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara müştereken verilmesine " cümlesinin yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/01/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi