Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1212
Karar No: 2019/2739
Karar Tarihi: 08.04.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/1212 Esas 2019/2739 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalı tarafından müşterek ve müteselsil kefil olduğu kredi sözleşmesinin borçlu tarafından ödenmemesi nedeniyle borcun tahsili için dava açtı. Davalı, sözleşmenin kredi limitinin tahrif edildiğini ve sonradan çekilen kredilerle ilgili sorumluluğu olmadığını savundu. Mahkeme, kefaletin kabul edildiği, sözleşmenin cari hesap şeklinde ve süresiz olduğu, kredi sözleşmesinin bedelinin tahrif edildiği ancak davalının tahrifattan önceki kefalet limitinden ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olduğunu belirterek davanın kısmen kabulüne karar verdi ve 17.258,77 TL ile faizi ile tahsiline karar verdi. Davalı vekili karara itiraz etti ancak Yargıtay bu itirazları reddetti.
Kanun Maddeleri: Borçlar Kanunu (BK) 582, 583, 584, 585, 586.
11. Hukuk Dairesi         2019/1212 E.  ,  2019/2739 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Taraflar arasında görülen davada... Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 25/06/2015 tarih ve 2015/84-2015/259 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkili ile dava dışı borçlu arasında 13.12.2007 tarihinde imzalanan 26.000,00 TL bedelli kredi sözleşmesinde davalının müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, borçlunun kredi koşullarına uymaması, ödemelerde temerrüde düşmesi nedeniyle 05.07.2013 tarihi itibariyle 26.222,00 TL borcun ödenmesi talebiyle ihtarname gönderildiğini, ödeme yapılmaması üzerine icra takibi yapıldığını, borçluların takibe konu alacağa ve fer"ilerine itiraz ettiklerini, davalının itirazının gerekçesiz, soyut ve kötü niyetli olduğunu, sözleşme gereği müvekkilinin defter, kayıt ve manyetik bilgilerinin kesin ve bağlayıcı delil olduğunun davalı tarafça kabul edildiğini ileri sürerek 26.000,00 TL"nin 05.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek oranda ticari temerrüt faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; sözleşmenin 1. ve 31. sayfalarının kredi limitimin 16.000,00 TL olduğunun görülebileceğini, kredi limitinin 16.000,00 TL olmasına rağmen sözleşmede yapılan tahrifatla kredi limitinin 26.000,00 TL olarak gösterildiğini, müvekkilinin ve ilgili personelin bu değişiklikle alakalı parafının olmadığını, miktarlar üzerinde sonradan değişiklik yapıldığını, bu hususta suç duyurusunda bulunulduğunu, taraflar arasında bir kredi sözleşmesinin imzalandığını ancak borçluya bu sözleşme üzerinden birden fazla kredi verildiğini, kredi sözleşmesinin 30.01.2009 tarihinde kapandığını, 03.02.2009 da kullandırılan kredi için yeni sözleşmenin yapılması gerektiğini, sonradan çekilen kredilerle alakalı olarak müvekkilinin imzasının olmaması nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından kefaletin kabul edildiği, kredi sözleşmesinin cari hesap şeklinde ve süresiz olduğu, kredi sözleşmesinin bedelinin yazı ve rakamla yazılan bölümünde "1" ve "on" ifadelerinin "2" ve "yirmi" olarak değiştirildiği, sözleşmenin 16.000,00 TL bedelli olarak düzenlendiği, tahrifat sonrasında sözleşme bedelinin ve kefalet limitinin 26.000,00 TL"ye dönüştürüldüğü, davalının tahrifattan önceki kefalet limiti olan 16.000,00 TL"den ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olduğu, takip tarihi itibariyle asıl alacak ve fer"ileri ile davalının 17.258,77 TL borçlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 17.258,77 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 883,95 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi