15. Hukuk Dairesi 2017/776 E. , 2017/2981 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, taraflar arasında imzalanan 08.05.2013 tarihli eser sözleşmesinin davalı iş sahibince 14.02.2014 tarihinde feshinden sonra, yine yanlar arasında düzenlenen 01.03.2014 tarihli protokol ile davacı yükleniciye ödenmesi kararlaştırıldığı halde ödenmediği iddia edilen imalât bedeli ve vade farkı alacaklarının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece tahkim ilk itirazının kabulü ile davanın görev yönünden usulden reddine, davacının tahkimde dava açmakta muhtariyetine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çösülebilmesi için iki temel şart vardır. Bunlardan ilki uyuşmazlığın tahkime elverişli olması, ikincisi yanların uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözülmesi konusunda anlaşmış olmalarıdır. Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümleneceği yolunda tahkim sözleşmesi ya da tahkim şartı yoksa tahkim yoluna başvurmak mümkün değildir. Bu da asıl sözleşmeye konulan tahkim şartı ya da ayrı bir tahkim sözleşmesi ile kararlaştırılabilir. Tahkim şartı bulunan veya tahkim sözleşmesi yapılan hallerde, asıl sözleşme feshedilse dahi feshedilen sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklar tahkim şartı ya da sözleşmesi gereği hakemde görülebilecektir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus uyuşmazlığın tahkim şartı bulunan sözleşmeden doğmuş olmasıdır. Feshedilen sözleşmeden doğmayan uyuşmazlıklar feshedilen sözleşmedeki tahkim şartı ya da o sözleşme ile ilgili yapılan tahkim sözleşmesi nedeniyle hakemde görülemez.
Somut olaya gelince, taraflar arasında imzalanan 08.05.2013 tarihli NEF 11 Projesine İlişkin Anahtar Teslimi İnşaat Sözleşmesinin uyuşmazlıkların çözümü başlıklı 2.11.1 maddesinde, sözleşme kapsamında ve bu sözleşmenin ifasıyla bağlantılı doğacak her türlü uyuşmazlığın Milletlerarası Ticaret Odası Tahkim Kuralları kapsamında gerçekleştirilecek tahkim yargılaması ile çözümleneceği kararlaştırılmıştır. Asıl sözleşme kapsamında yer alan bu tahkim şartı geçerlidir.
Ancak sözkonusu sözleşme, davalı iş sahibinin ... 19. Noterliği"nden keşide ettiği 14.02.2014 gün 4475 yevmiye nolu ihtarname ile feshedildikten sonra taraflar 01.03.2014 tarihli protokolü imzalanmışlardır. Sözkonusu protokolün birinci paragrafında, yüklenicinin yaptığı
imalâtlar karşılığında 12.850.000,00 TL"nin Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim ayları vadeli çeklerle ödeneceği, vade farkı olarak da 700.000,00 TL bedelli 14.10.2014 vadeli çekin iş sahibi tarafından yükleniciye verileceği kararlaştırılmıştır. Protokolün ikinci paragrafında gerekli incelemelerin tamamlanmasından sonra nihai alacak borç miktarlarının belirleneceğini, tarafların NEF 11 projesi kapsamında iş bu ibraname ve makbuz tarihi itibariyle ileride yapılacak kesin hesap dışında hiç bir hak ve alacaklarının bulunmadığını kabul ve taahhüt ettikleri yazılıdır. Devamında yüklenicinin kesin hesap hakedişi dışında herhangi bir ek hakediş yapılmayacağını, iş bu taahhüdün daha önceki beyan ve anlaşmaları geçersiz kıldığını da kabul ve taahhüt etmişlerdir. Ayrıca ikinci paragrafın son kısmında yüklenici, taşeronları ile işçilerinin hiç bir eylem, gösteri ve toplantı için NEF 11 projesi sahasında bulunmayacağını, aksi halde yüklenicinin kusurunun MTO Tahkim Kurulları"na tabi olarak oluşturulacak MTO nezdinde kurulacak 3 hakemli tahkim heyeti tarafından tesbit edilmesi halinde iş sahibinin uğrayacağı zarara karşılık 1.000.000,00 TL cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir.
Davacı, anılan protokol uyarınca yapılan kesin hakediş hesaplamaları neticesinde oluştuğunu iddia ettiği alacakları ve vade farkının ödenmemesi üzerine davacı iş sahibi aleyhine yaptığı ilâmsız icra takibine itiraz üzerine itirazın iptâli takibin devamı ve inkâr tazminatı talepli eldeki davayı açmıştır.
Bu durumda mahkemece, davalının 08.05.2013 tarihli sözleşmeyi feshetmesinden sonra tarafların imzaladıkları 01.03.2014 tarihli sözleşme ile gerçekleştirilen imalat bedelleri ve fiyat farklarının ne şekilde ödeneceği kararlaştırıldığı, davacının talebinin feshedilen sözleşmeye dayalı değil, geçerli olarak düzenlenmış protokole dayalı olduğu ve protokolde açıkça bu taahhüdün daha önceki beyan ve anlaşmaları geçersiz kıldığı kabul edildiği, protokolde sadece işçi ve taşeronların proje sahasında yapacakları eylem, gösteri ve toplantılar için tahkim şartı konulmuş olup protokolde ödenmesi kararlaştırılan imalât bedeli ve vade farkı ile ilgili tahkim şartı ve ayrıca tahkim sözleşmesi bulunmadığı, feshedilen 08.05.2013 tarihli sözleşmedeki tahkim şartının protokolun uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan bu uyuşmazlıkta geçerli sayılması ve uygulanması mümkün olmadığından tahkim ilk itirazı reddedilip işin esası incelendikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, 1.480,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 14.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.