Esas No: 2017/9928
Karar No: 2018/273
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/9928 Esas 2018/273 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili, davalılardan ... ve ark. vekili ile ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
26.03.2010 tarihinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümleri uyarınca yapılan kadastro sırasında .... ili ... köyü 102 ada 8 ve 9 parsel sayılı sırasıyla 5.881,02 m2- 2.884,56 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar ırsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... mirasçıları olan ... ve paydaşları adlarına tespit edilmiştir. 102 ada 8 parselin beyanlar hanesine “Krokisinde (A) harfi ile gösterilen kargir üç katlı ev seviyen İsmail oğlu ... ve Tevfik oğlu ..."a aittir” şerhi yazılmıştır.
102 ada 10 parsel sayılı 14.400 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ırsen intikal, pay satışı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ¼ payı ..., 2/4 payı ... ve ¼ payı ... adlarına tespit edilmiş, beyanlar hanesine “Krokisinde (A) harfi ile gösterilen kargir iki katlı ev ve (B) harfi ile gösterilen ahşap ahır ve (C) harfi ile gösterilen ahşap samanlık Şinasi oğlu ..."a aittir. Krokisinde (D) harfi ile gösterilen kargir üç katlı ev seviyen Halil evlatları Zekiriya Acar, Mustafa Acar ve ..."lara aittir, İsmail oğlu ... ölüdür" şerhi yazılmıştır.
...; 19.04.2007 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını belirttiği iki parça taşınmazın ... mirasçıları adlarına tescili istemiyle dava açmış, daha sonra davasından feragat etmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi 2007/43 E-2007/198 K sayılı karar ile davanın feragat yönünden reddine karar vermiş, temyiz edilmeksizin 31.03.2008 tarihinde kesinleşmiştir.
..., 18.05.2006 tarihli dilekçesinde sınırlarını belirttiği taşınmazın ½ payının ..."a, ½ payının kendisine ait olduğunu belirterek ½ payın adına tescili istemiyle dava açmış, daha sonra davasından feragat etmiştir. Yenice/Karabük Asliye Hukuk Mahkemesi 2006/65 E-2007/185 K sayılı karar ile davanın feragat yönünden reddine karar vermiş, temyiz edilmeksizin 29.01.2008 tarihinde kesinleşmiştir.
Hazine 31.03.2009 tarihli dilekçe ile; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/65 E-2007/185 K sayılı dava dosyasında orman bilirkişi tarafından düzenlenen 01.08.2007 tarihli raporda (A) ile işaretlenen 3.223,13 m2 yüzölçümlü taşınmazın orman niteliği ile (B) ile işaretlenen 15.988,22 m2 yüzölçümlü taşınmazın tarla niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Yenice/Karabük Asliye Hukuk Mahkemesi 2009/44 E-2010/123 K sayılı kararla çekişmeli yerler hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlediği gerekçesiyle davanın kadastro mahkemesine devrine karar vermiştir.
Hazine 16.07.2010 havale tarihli dilekçe ile; 102 ada 8, 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlar hakkında Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/44 Esas sayılı dosyasında dava bulunduğu halde kadastro sırasında usul ve kanuna aykırı olarak malik hanelerinin doldurulup askıya çıkarıldığını, anılan dosyada taşınmazların bir kesiminin orman sayılan yerlerden olduğunun belirlendiğini, diğer taraftan taşınmazlar üzerinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerektiğini belirterek kadastro tespitlerinin iptal edilip Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle Yenice Kadastro Mahkemesinde 2010/19 Esas sayılı davayı açmıştır.
... 14.07.2010 havale tarihli dilekçe ile; 102 ada 10 parselin beyanlar hanesindeki şerhin silinip üzerindeki evler ve samanlığın babası ... tarafından yapıldığı şerhinin yazılması, 102 ada 14 ve 17 parsellerde ise miras payının bulunduğu iddiasıyla dava açmıştır. .... Kadastro Mahkemesi 2010//11 E-2010/21 K sayılı ilamla; davacı ..."un kesin önel içinde keşif giderini ödemediğinden mevcut delillere göre davanın reddine 102 ada 10, 14, 16 ve 17 parsellerin tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, temyiz edilmeksizin 20.05.2011 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece devredilen ve açılan davalar birleştirildikten sonra; ...Asliye Hukuk Mahkemesindeki davalardan gerçek kişiler feragat etmişler ise de elbirliği halinde mülkiyette mirasçılardan birinin veya birkaçının davadan feragatinin terekeyi bağlamayacağı, kesin hükmün sonuçlarını doğurmayacağı , 102 ada 10 parsel hakkında kadastro mahkemesinde dava bulunduğu halde ... tarafından 102 ada 10 parsele ilişkin açılan davanın Yenice/Karabük Kadastro Mahkemesinin 2010//11 E-2010/21 K sayılı ilamıyla reddedilmiş ise de anılan taşınmaz hakkında kadastro mahkemesinde eldeki dava bulunduğundan .... Kadastro Mahkemesinin 2010//11 E-2010/21 K sayılı kararının yok hükmünde olduğu, 102 ada 8, 9 ve 10 parsellerin fen bilirkişiler tarafından düzenlenen 19.03.2014 tarihli ek krokili raporda sırasıyla (E), (D) ve (C) ile işaretlenen kesimlerinin Yenice/Karabük Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davaların kapsamında bulunmadığı, anılan davalarında 2006 ve 2007 yıllarında açılması karşısında ... ve mirasçılarının (C), (D) ve (E) ile işaretlenen yerlerde 20 yıllık zilyetliklerinin bulunmadığı, hatta Yenice Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/65 Esas sayılı davasında düzenlenen rapora göre bu yerlerde ham yol bulunduğu, anılan yolun kadastro sırasında 102 ada 8, 9 ve 10 parsellerin içine alındığı gerekçesiyle bu yerlerin hali arazi niteliği ile Hazine adına tesciline, 102 ada 10 parselin (A) ile işaretlenen 3.323,07 m2 yüzölçümlü kesiminin orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, 102 ada 8 ve 9 parsellerin sırasıyla 3.861,96 m2-2.136,36 m2 yüzöçümlü bölümleri ile 102 ada 10 parselin (B) ile işaretlenen 10.713,99 m2 yüzölçümlü kesiminin orman sayılmayan yerlerden oldukları, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle ... mirasçıları olan ... ve paydaşları adlarına tapuya tesciline, 102 ada 8 parselin beyanlar hanesinde bulunan kayıtların aynen korunmasına karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından reddedilen bölümler yönünden, davalılardan ... ve arkadaşları vekili ile ... tarafından ise kabul edilen kesimler yönünden temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir
Kuzdağ köyünde 6831 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp 11.06.2009 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.
Tır köyünde ise 10.10.1979 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2.madde uygulaması, daha sonra 24.02.1994 tarihinde ilan edilerek kesinleşen sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu, tüm ormanlarda aplikasyon ve 2/B uygulaması, daha sonra 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4.maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosu vardır.
Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki ; kadastro sırasında çekişmeli taşınmazların malik haneleri doldurulmuş ise de kadastro tespit tarihinden önce Hazine tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2009/44 Esas sayılı dava bulunduğu, anılan davanında 3402 sayılı Kadastro Kanunun 27.maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesine devrine karar verildiğine göre aynı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca kadastro hâkimi re"sen araştırma yaparak taşınmazların gerçek hak sahiplerini tespit etmek zorundadır.
Çekişmeli taşınmazların sınırında Devlet Ormanı yer aldığı halde mahkemece Orman Yönetiminin davaya katılımı sağlanmadan yokluğunda yargılama yapılıp yazılı şekilde sonuçlandırılmıştır. Bundan ayrı mahkemece Yenice Asliye Hukuk mahkemesinin 2009/44 Esas sayılı dava dosyasında orman bilirkişi.... tarafından düzenlenen 08.06.2010 tarihli rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. Anılan raporda; davalı yerin bulunduğu köyde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4.maddesi hükmüne göre yapılıp 24.12.2008 tarihinde ilan edilerek 24.01.2009 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunduğu, bu çalışmada davalı taşınmazların tahdit dışında kaldığı, yine yörede 99 nolu Orman Kadastro Komisyonunca 1978-1994 yılları arasında orman tahdidinin yapıldığı, anılan tahdide göre davalı alanın (A) ile işaretlenen kesiminin tahdit içinde, (B) ile işaretlenen bölümünün tahdit dışında kaldığı, davalı alanın 1958 tarihli memleket haritasında kısmen yeşil renkli ormanlık alanda, kısmen açık alanda, 1984 tarihli memleket haritasında tamamen açık alanda, 2001 tarihli memleket haritasında tamamen yeşil renkli ormanlık alanda gözüktüğü, 1966 tarihli hava fotoğrafının stereoskop ile yapılan incelemesinde taşınmazların kısmen açık kısmen ormanlık alan olarak gözüktüğü, 1985 -2000 ve 2001-2010 amenajman planında ziraat ve iskan alanında gözüktüğü, eğim ölçere göre %2-3 eğimli olduğu, üzerinde evler ve meyve ağaçları bulunduğu, Ek-7 nolu krokide (A) ile işaretlenen 3.223,13 m2 yüzölçümlü kesiminin orman sayılan, (B) ile işaretlenen 15.988,22 m2 yüzölçümlü bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu, Ek-8 nolu krokide (D) ile işaretlenen yerin Kadastro Mahkemesinin 2007/7 Esas sayılı dosyasında orman sınırları içine alındığı ve 20. Hukuk Dairesince onandığı belirtilmiş, rapor ekindeki Ek 1, Ek 2 ve Ek 3 nolu krokilerde sırasıyla 1958, 1984 ve 2001 tarihli memleket haritalarında yapılan hat uygulaması mavi renk kalemle gösterilmiş, bu uygulamalara göre 10 parselin (A) ile işaretlenen bölümü ile birlikte güneydeki bölümüde tahdit içinde gösterilmiş olup, Ek 9 nolu krokide 1958 tarihli memleket haritasında yapılan sarı renk ile gösterilen hat uygulamasına göre sadece 102 ada 10 parselin (A) ile işaretlenen kesimi tahdit içinde işaretlenmiş, yine Ek 4 nolu krokide 1966 ve 1984 tarihli hava fotoğraflarında 102 ada 10 parselin güney kesimleri, 102 ada 8 ve 9 parsellerin ise kuzey bölümleri koyu renkli alanda, Ek 1 nolu krokide 1958 tarihli memleket haritasında çekişmeli (C), (D) ve (E) ile gösterilen taşınmazlar yeşil renkli alanda işaretlenmişlerdir. Orman bilirkişi raporunda Ek 8 nolu krokide (D) ile işaretlenen yerin Yenice (Karabük) Kadastro Mahkemesinin 2007/7 Esas sayılı dosyasında orman sınırları içine alındığı ve 20. Hukuk Dairesince onandığı belirtildiği halde mahkemece anılan dava dosyası getirtilip incelenmemiş, çekişmeli taşınmazlara ilişkin olup olmadığı, eldeki davanın taraflarının anılan davada taraf olup olmadıkları araştırılmamıştır. Dairenin iade kararında Yenice (Karabük) Kadastro Mahkemesinin 2007/7 Esas sayılı dosyası istendiği halde yerel mahkemece gönderilmemiştir. ...Orman Bölge Müdürlüğü ise 102 ada 8, 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların orman kadastro çalışmalarında Tır köyü kesinleşmiş orman tahdidinde ve mülkü sınırlarında kaldığını bildirmiştir. Bu haliyle uzman orman bilirkişinin orman tahdit haritası ve tutanaklarını , memleket haritası ve hava fotoğraflarını nasıl uyguladığı ve taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadıkları yönünde duraksama olmuştur.
Diğer taraftan mahkemece, .... Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davalarda 102 ada 8, 9 ve 10 parsellerin fen bilirkişiler tarafından düzenlenen 19.03.2014 tarihli ek krokili raporda sırasıyla (E), (D) ve (C) ile işaretlenen kesimlerinin dava edilmediği, tescil davalarınında 2006 ve 2007 tarihlerinde açıldığı bu durumda ... ve mirasçılarının (C), (D) ve (E) ile işaretlenen yerlerde 20 yıllık zilyetliklerinin bulunmadığı, hatta Yenice Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/65 Esas sayılı davasında düzenlenen rapora göre bu yerlerde ham yol bulunduğu, anılan yolun kadastro sırasında 102 ada 8, 9 ve 10 parsellerin içine alındığından bu yerlerin hali arazi niteliği ile Hazine adına tesciline yönünde hüküm kurulmuş ise de .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/65 Esas sayılı dosyasında fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 22.02.2007 tarihli rapor ve ekindeki kroki incelendiğinde (D) ve (E) ile işaretlenen yerlerin bulunduğu alanda başka dosyada davalı açıklaması bulunmakta olup, 102 ada 8 parselin (E), 102 ada 9 parselin (D) ile işaretlenen kesimleri anılan dosyada davalı olarak gösterilmemiş, ancak 102 ada 10 parselin (C) ile işaretlenen bölümü davalı alanda işaretlenmiştir. Yine Yenice Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/43 E -2007/198 K sayılı
-4- 2017/9928-2018/273
dosyasında keşif yapılmamış ve davaya konu edilen yerler belirlenmemiş ise de 19.04.2007 tarihli dava dilekçesinin 1 rakamlı bendindeki açıklamalar ve yön tariflerinden (C), (D) ve (E) ile işaretlenen yerler hakkında ... tarafından dava açıldığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan orman bilirkişi raporuna ekli memleket haritasında ve hava fotoğrafında (C), (D) ve (E) ile işaretlenen yerler kısmen yeşil renkli alanda gözükmektedir. Bu durumda yerel mahkemenin (C), (D) ve (E) ile işaretlenen yerlere ilişkin gerekçesi dosya kapsamı ile örtüşmemektedir.
Bu sebeplerle öncelikle dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye Orman Yönetimine tebliğ edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, ....Kadastro Mahkemesinin 2007/7 Esas sayılı dava dosyası, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman kadastrosu ve orman rejimi dışına çıkarma işlemlerine ilişkin işe başlama, işi bitirme, çalışma, sonuçları ilan tutanakları, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri orman sınır noktalarıyla birlikte gösterir orman tahdit haritası ve orman rejimi dışına çıkarma haritalarının orijinalinden çekilmiş renkli fotokopi örnekleri, dava konusu taşınmaz ile etrafını gösterir ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri, 1985"lı yıllara ait hava fotoğrafları ve ortofoto haritaları bulundukları yerlerden getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraat mühendisi ve tapu fen memurundan oluşturulacak, bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte çekişmeli taşınmazların bulunduğu alanda orman kadastrosunun hangi tarihte yapılıp kesinleştiği duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, dava tarihinden önce kesinleşen orman tahdidi var ise 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazların orman kadastrosu ve 2/B madde haritalarına göre konumları genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, orman kadastro haritası ve tutanakların uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, çekişmeli taşınmazlar tahdit içinde kalmıyor ise gerçek kişiler kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunduklarına göre 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 7. maddesi uyarınca herhangi bir nedenle orman sınırları dışında bırakılmış ormanların yapılacak orman kadastrosu ile her zaman orman sınırları içine alınabileceği ve öncesi itibariyle orman sayılan yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyeceği gözetilerek yine yörede dava tarihinden önce kesinleşen tahdit yok ise eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumlar
saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; taşınmazların toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, kapalılık durumu, çevresi, incelenmeli, yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri, ayrıca hava fotoğrafı stereoskop aleti ile üç boyutlu inceletilip çekişmeli taşınmazların üzerinde neler gözüktüğünü belirtir şekilde yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, açıklanan yöntemlerle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde , gerçek kişiler yararına imar-ihya ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerekeceğinden, bu kez fen , orman ve ziraat bilirkişiler tarafından dava konusu taşınmazların bulunduğu yere ilişkin olarak 1985 "li yıllara ait 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları, topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, taşınmazlar üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmazlar başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, keşif sırasında taşınmazların çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak ve taşınmazlar fotoğraf üzerinde gösterilerek dava dosyası içine konulmalı, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin, 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri nazara alınarak yapılması gerektiği düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı araştırılmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre 3402 sayılı Kanunun 30/2 maddesi uyarınca gerçek hak sahipleri adlarına tescile karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekili ve davalılardan ... ve arkadaşları vekili ile ...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/01/2018 günü oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.