17. Hukuk Dairesi 2018/3090 E. , 2019/862 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; müvekkili ..."in 1990"lı yıllardan beri yaşam sigortası ile sigortalı olduğunu, 2001 yılında diğer davacı müvekkili ... ile evlendiğini ve bu tarihten sonra sigortalılığı biraz daha genişleterek aile sağlık sigortasından birlikte faydalandığını, müvekkillerinin primlerini düzenli olarak ödediğini, bu işlemlerin rutin olarak her yıl davalı ... acentesi tarafından aynı yöntemle yenilendiğini, ancak davalı ... acentesinin müvekkillerine sigortalılığı süresi dolmasına rağmen her zaman yaptığı şekilde haber vermediğini belirterek, müvekkilerinin ellerinden alınan sigortalılık haklarının aynı şartlar ve riskleri kapsar şekilde iadesini, sigortanın yaptırılmaması halinde ise ... için dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte 60.000,00 TL manevi tazminatı, Alper için 40.000,00 TL manevi tazminat ile dava aşamasında hesaplanacağı üzere ... için doğması muhtemel zararların hesaplanması halinde fazla haklarının saklı kalması suretiyle şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatı dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı .... vekili; davacıların beş yıl süren sigortalılıklarının ellerindeki poliçeler ve aradaki yazışmalardan dolayı poliçenin başlangıç ve bitiş günlerini, geçerlilik sürelerini ve dolayısıyla poliçeyi en son hangi gün itibari ile yenilemekle yükümlü olduklarını bildiklerini, davacıların davalı müvekkil tarafından bu konuda defalarca yazılı ve sözlü olarak bilgilendirilip uyarıldığını ancak süresi içinde yenileme iradelerini davalı müvekkile bildirmediklerini buna göre eski sözleşmenin sona erdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; poliçenin 1 yıllık bir akit olduğunu, her yıl vade tarihinden itibaren 30 gün içinde yenilendiğini belirterek, davacının haksız taleplerinin reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1086 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir. Yine, HUMK.nun 388/3. maddesi gereğince (HMK. 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasasının 141/3.maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır. Gerekçesiz bir kararın Yargıtay tarafından denetlenmesi mümkün değildir. Ayrıca kararda maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiği, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığı ortaya konulmalı, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantı açıklanmalıdır.
Somut olayda, davacının talebinin hangi gerekçelerle reddedildiği açık ve anlaşılır olmadığı gibi, karar denetime elverişli de değildir. Bu husus yukarıda açıklanan ilkelere aykırılık oluşturduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 04/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.