10. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/3501 Karar No: 2014/5050 Karar Tarihi: 07.03.2014
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/3501 Esas 2014/5050 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2013/3501 E. , 2014/5050 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Sakarya İş Mahkemesi Tarihi : 27.12.2012 No : 2007/1238-2012/1212
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, 27.10.2000 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucunda sürekli iş göremez duruma gelen sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerden oluşan sosyal sigorta yardımlarının rücuan tahsiline karar verilmiştir.
5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesidir. Anılan madde kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, davalılar; Kurumun rücu alacağından kusurları oranında sorumludurlar.
Somut olayın incelenmesinde; sigortalının kimin tarafından kurulduğu belli olmadığı belirtilen yük asansörünü çalıştırması neticesinde zararlandırıcı sigorta olayının meydana geldiği, sigorta müfettişinin sigortalının bağışlanmaz kusurlu olduğunu belirttiği, hükme esas alınan kusur raporunda ise; asıl işverenin % 5, taşeronun % 25, sigortalının ise % 70 oranında kusurlu bulunduğu belirtilmişse de, olayın, yeterince açıklığa kavuşturulmadan, alınan yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alındığı anlaşılmaktadır.
İşverenlerin, denetim ve organizayonu ne şekilde yerine getirdiği, asansörün kontrol edilip edilmediği, kullanılamaz durumda ise kullanılmasının engellenmesine yönelik tedbirlerin alınıp alınmadığı, işçilerin uyarılıp uyarılmadığı, yeterince açıklığa kavuşturulmamıştır.
Mahkemece, öncelikle somut olay çelişkiler de giderilerek açıklığa kavuşturulmalı, gerekirse tanık dinlenmeli ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan, 506 sayılı Yasanın 26., 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd maddelerine uygun olarak bilirkişi kurulundan yeniden kusur raporu alınmalıdır.
O hâlde, taraflar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 07.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.