10. Hukuk Dairesi 2014/3372 E. , 2014/5038 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Gündoğmuş Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi :26.03.2013
No :2010/24-2013/58
Davacı, iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulduğu belirtilerek, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı avukatı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Mahkemece, uyulan Dairemiz bozma ilamında, ".. tüm dosya içeriği yeniden gözden geçirilerek tüm olayın oluşuna ilişkin delillerde değerlendirilerek zararlandırıcı sigorta olayının meydana geldiği iş kolunda uzman Orman Fakültesinde görevli ve işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı açısından uzman sayılacak Orman Mühendislerinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden yeniden kusur raporu alınıp irdeleyerek karar verilmesi gerektiği" belirtilmiştir.
Bozma sonrasında, yürütülen yargılama sürecinde alınan kusur raporlarının ilkinde olayın % 100 kaçınılmaz olduğu belirtilmiş, 2. kusur raporunda, Orman Genel Müdürlüğünün % 30 oranında kusurlu bulunduğu, kaçınılmazlık oranının % 70 olduğu ifade edilmiş, hükme esas alınan kusur raporunda ise; davalının % 30 oranında kusurlu bulunduğu, devlet tüzel kişiliğinin % 40 oranında kusurlu olduğu, kaçınılmazlık oranının ise % 30 oranında bulunduğu belirtilmiştir.
Mahkemece, kusur raporları arasındaki mevcut çelişki giderilmeksizin, yetersiz kusur raporu hükme esas alınarak hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
Yapılması gereken iş, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerekeceği, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığı ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığı ve dayanağı mevzuat hükümleri ayrıntılarıyla irdelenerek, mevcut çelişkiyi giderecek şekilde, iş kazasının olduğu meslek kolu ile iş ve işçi güvenliği konusunda uzman bilirkişi kurulundan alınacak kusur raporu ile sonuca gidilerek karar vermekten ibarettir.
Diğer taraftan, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 26.maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26.maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptaline karar verilmiş olması nedeniyle; ilk peşin değerli gelirlerin, tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekmekte olup, Mahkemece, bu ilkeye aykırı olarak hak sahiplerine bağlanan gelirlerin ilk peşin değeri, dava dilekçesi ekinde bulunan ve artışları da içeren peşin sermaye değer toplamları üzerinden kabul edilmiş ise de; bu isabetsizliğin, hükmedilen miktara göre işbu davada sonuca etkili bulunmamasına göre, bu husus bozma sebebi sayılmamıştır.
O hâlde, davacı vekilinin ve davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 07.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.