Esas No: 2020/925
Karar No: 2021/1079
Karar Tarihi: 27.05.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/925 Esas 2021/1079 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/925
Karar No : 2021/1079
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sendikası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : ….
İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci Dairesinin 30/10/2019 tarih ve E:2016/15369, K:2019/5611 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 22/10/2016 tarih ve 29865 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin 1., 2., 4. ve 5. maddeleri ile 6. maddesinde yer alan ".... ve bu sınavlara katılacaklarda kurumda veya öğrenim durumları ile ilgisi bulunmayan görevlerde belirli süre hizmet yapmış olma şartı aranmaz." ibaresinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 30/10/2019 tarih ve E:2016/15369, K:2019/5611 sayılı kararıyla;
Anayasa'nın 124.; 18/04/1999 tarih ve 23670 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin 1 ve 3. maddeleriyle bu Yönetmelikte değişiklik yapan dava konusu Yönetmelik hükümlerine yer verildikten sonra;
Hukuk düzeninde, alt düzeydeki normların, hukuki/yasal dayanaklarını yürürlüklerini üst düzeydeki normlardan aldığı, normlar hiyerarşisinin en üstünde evrensel hukuk ilkeleri ve Anayasa'nın bulunduğu, daha sonra gelen kanunların, meşruiyetlerini ve hukukiliklerini Anayasa'dan, yönetmeliklerin ise kanunlardan aldığı, dolayısıyla; bir normun, kendisinden daha üst konumda bulunan ve dayanağını oluşturan bir norma aykırı veya bunu değiştirici nitelikte bir hüküm içermesinin hukuken mümkün bulunmadığı,
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 3. maddesinde, "sınıflandırma", "kariyer" ve "liyakat" ilkelerinin temel ilkeler olarak belirlendiği; kariyer ilkesinin, Devlet memurlarına yaptıkları hizmetler için lüzumlu bilgilere ve yetişme şartlarına uygun şekilde, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkânı sağlamak; liyakat ilkesinin ise, Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini yeterlik sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkânlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmak olarak tanımlandığı,
657 sayılı Kanun'un, Devlet memurluğunu bir meslek olarak kabul ettiği ve memurların sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkânı sağlanmasını, sınıflar içinde ilerleme ve yükselme işlemlerinin yeterlik sistemine dayandırılmasını öngördüğü, Genel Yönetmeliğin amacının, liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde, hizmet gerekleri ve personel planlaması esas alınarak personelin görevde yükselme ve unvan değişikliklerine ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğu, bu iki ilkenin temelinde, objektif kurallar çerçevesinde işin ehline verilmesi ve hak etme düşüncesi olduğu, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde görülmesinin gereklerinden birinin de hizmetin yetişmiş, ehil kamu görevlilerince yerine getirilmesi olduğu,
İdarenin, memurların mesleğe alınma, yetiştirilme, görevde yükselme veya unvan değişikliklerinde ve yeterlik sınavlarını belirli şartlara bağlama konusunda takdir yetkisi bulunduğu, bu yetkinin hukukun genel ilkelerine, üst hukuk normlarına, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak kullanılması hâlinde iptalinin söz konusu olacağı;
Yönetmeliğin dava konusu 1. maddesi yönünden;
Söz konusu Yönetmelik değişikliğiyle unvan değişikliği sınavının tanımında yer alan "yazılı" ibaresinin yürürlükten kaldırıldığı, idarelere yazılı sınav dışında unvan değişikliği suretiyle atanacaklar için yazılı sınava ek olarak sözlü sınav da yapabilme olanağının getirildiği, Yönetmeliğin genel yapısına bakıldığında, yazılı ve sözlü sınavların ikisinin birlikte başarılmasının, belirlenen görevlere atanabilmenin temel koşulu olarak belirlendiği,
Sözlü sınavın, yazılı sınavı tamamlayıcı nitelikte, bilgi ve liyakatı ölçmek, adayın mesleğe uygun yeteneğe ve kültürel birikime sahip olup olmadığını belirlemek amacıyla yapıldığı, bu çerçevede, sözlü sınav yapılmasına olanak sağlayan düzenlemede temel amacın, yazılı sınav yapılmak suretiyle nesnel bir biçimde tespit edilenler arasından en başarılı adaydan başlayarak en uygun olanların seçilmesi olduğu,
Bu itibarla, mesleğin gerektirdiği bilginin ölçülmesi amacıyla yapılacak yazılı sınav yanında, mesleki ehliyete yönelik diğer özel niteliklerin tespiti açısından tamamlayıcı nitelik taşıyan sözlü sınavın yapılmasına olanak sağlayan düzenlemede üst hukuk normlarına, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı,
Yönetmeliğin dava konusu edilen 2. ve 4. maddeleri yönünden;
Yönetmeliğin 2. ve 4. maddeleri ile sınava katılacak tüm kamu görevlileri açısından sözlü sınav şartı getirildiği, sözlü sınav uygulamasının aynı durumdaki tüm personel için eşit şekilde uygulanacak olması nedeniyle, Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesine aykırılık bulunmadığı, sözlü sınavın da diğer idari işlemler gibi yargısal denetime tabi olduğu dikkate alındığında bu düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Yönetmeliğin dava konusu edilen 5. ve 6. maddeleri yönünden;
Davacı tarafından, Genel Yönetmeliğin "Başarı sıralaması" başlıklı 12/B maddesi ve Ek 3. maddesinde yapılan değişikliklerin, kariyer, liyakat ve eşitlik ilkelerine aykırılığı nedeniyle iptali istenilmişse de; kamu hizmetinin etkin ve verimli şekilde yürütülebilmesi için gerekli önlemleri almakla yükümlü olan idarelere, memurların üst görevlere yükselmesini belirli koşullara bağlama konusunda takdir yetkisi tanındığı, iptali istenilen düzenlemelerde hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Yönetmeliğin 1. maddesindeki düzenleme ile yazılı ibaresi kaldırılarak sözlü sınav aşamasının getirildiği, oysa sözlü sınavın denetiminin yapılmasının son derece zor olduğu, sözlü sınava daha fazla önem verilerek nesnel ve objektif bir değerlendirme aracı olan yazılı sınav sonucunun etkisiz hale getirildiği, liyakat ve kariyer ilkelerine önem verilmediği; Yönetmeliğin 2. maddesinde yapılan değişiklik ile sadece şube müdürü, müdür ve bunlarla aynı düzeydeki unvanlara atanacaklara sözlü sınav yapılacakken değişiklik sonrası tüm kademeler için memurların tamamının sözlü sınava tabi tutulacağı ve bu sınavda başarılı olamayan kimsenin görevinde yükselemeyeceği, üst düzey memurlar için sözlü sınav yapılabileceği, alt düzeydeki memurlar için sözlü sınava tabi tutarak neyin ölçülmeye çalışılacağının belli olmadığı; Yönetmeliğin 6. maddesi ile getirilen, “ve bu sınavlara katılacaklarda kurumda veya öğrenim durumları ile ilgisi bulunmayan görevlerde belirli süre hizmet yapmış olma şartı aranmaz" ibaresi ile kurumda çalışıyor olmanın kamu bakımından faydalı ve mutlak gerekliliğinin kaldırıldığı, yine öğrenim ile ilgisi bulunmayan görevlerde hizmet yapmış olmak şartının aranmamasının da ciddi bir şekilde sıkıntılara sebep olacağı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu düzenleme ile yazılı sınav yapıldıktan sonra ilgili personel için ayrıca bilgisi, yeteneği, tutum ve davranışları, göreve uygunluğu açısından ikinci bir sınav olarak sözlü sınav gerçekleştirilmesinin öngörüldüğü, yazılı ve sözlü sınavın aynı durumdaki tüm personel için aynı şekilde uygulanacağından, Anayasal eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmediği, sözlü sınavın da diğer idari işlemlerin unsurlarına sahip bir idari işlem olarak yargısal denetime tabi olduğu, Genel Yönetmeliğin sözlü sınava ilişkin tüm hükümlerinin daha önce idari yargının denetiminden geçtiği, dava konusu hükümlerin, Anayasa'ya, 657 sayılı Kanun'a, ilgili diğer mevzuata ve genel olarak hukuka bütünüyle uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay İkinci Dairesinin temyize konu 30/10/2019 tarih ve E:2016/15369, K:2019/5611 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 27/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.