Esas No: 2020/924
Karar No: 2021/1078
Karar Tarihi: 27.05.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/924 Esas 2021/1078 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/924
Karar No : 2021/1078
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sendikası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci Dairesinin 30/10/2019 tarih ve E:2016/15105, K:2019/5609 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 22/10/2016 tarih ve 29865 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin 1., 2., 3., 4., 5. ve 6. maddelerinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 30/10/2019 tarih ve E:2016/15105, K:2019/5609 sayılı kararıyla;
Anayasa'nın 124.; 18/04/1999 tarih ve 23670 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin 1 ve 3. maddeleriyle bu Yönetmelikte değişiklik yapan dava konusu Yönetmelik hükümlerine yer verildikten sonra;
Hukuk düzeninde, alt düzeydeki normların, hukuki/yasal dayanaklarını yürürlüklerini üst düzeydeki normlardan aldığı, normlar hiyerarşisinin en üstünde evrensel hukuk ilkeleri ve Anayasa'nın bulunduğu, daha sonra gelen kanunların, meşruiyetlerini ve hukukiliklerini Anayasa'dan, yönetmeliklerin ise kanunlardan aldığı, dolayısıyla; bir normun, kendisinden daha üst konumda bulunan ve dayanağını oluşturan bir norma aykırı veya bunu değiştirici nitelikte bir hüküm içermesinin hukuken mümkün bulunmadığı,
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 3. maddesinde, "sınıflandırma", "kariyer" ve "liyakat" ilkelerinin temel ilkeler olarak belirlendiği; kariyer ilkesinin, Devlet memurlarına yaptıkları hizmetler için lüzumlu bilgilere ve yetişme şartlarına uygun şekilde, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkânı sağlamak; liyakat ilkesinin ise, Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini yeterlik sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkânlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmak olarak tanımlandığı,
657 sayılı Kanun'un, Devlet memurluğunu bir meslek olarak kabul ettiği ve memurların sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkânı sağlanmasını, sınıflar içinde ilerleme ve yükselme işlemlerinin yeterlik sistemine dayandırılmasını öngördüğü, Genel Yönetmeliğin amacının, liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde, hizmet gerekleri ve personel planlaması esas alınarak personelin görevde yükselme ve unvan değişikliklerine ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğu, bu iki ilkenin temelinde, objektif kurallar çerçevesinde işin ehline verilmesi ve hak etme düşüncesi olduğu, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde görülmesinin gereklerinden birinin de hizmetin yetişmiş, ehil kamu görevlilerince yerine getirilmesi olduğu,
İdarenin, memurların mesleğe alınma, yetiştirilme, görevde yükselme veya unvan değişikliklerinde ve yeterlik sınavlarını belirli şartlara bağlama konusunda takdir yetkisi bulunduğu, bu yetkinin hukukun genel ilkelerine, üst hukuk normlarına, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak kullanılması hâlinde iptalinin söz konusu olacağı;
Yönetmeliğin dava konusu 1. maddesi yönünden;
Söz konusu Yönetmelik değişikliğiyle unvan değişikliği sınavının tanımında yer alan "yazılı" ibaresinin yürürlükten kaldırıldığı, idarelere yazılı sınav dışında unvan değişikliği suretiyle atanacaklar için yazılı sınava ek olarak sözlü sınav da yapabilme olanağının getirildiği, Yönetmeliğin genel yapısına bakıldığında, yazılı ve sözlü sınavların ikisinin birlikte başarılmasının, belirlenen görevlere atanabilmenin temel koşulu olarak belirlendiği,
Sözlü sınavın, yazılı sınavı tamamlayıcı nitelikte, bilgi ve liyakatı ölçmek, adayın mesleğe uygun yeteneğe ve kültürel birikime sahip olup olmadığını belirlemek amacıyla yapıldığı, bu çerçevede, sözlü sınav yapılmasına olanak sağlayan düzenlemede temel amacın, yazılı sınav yapılmak suretiyle nesnel bir biçimde tespit edilenler arasından en başarılı adaydan başlayarak en uygun olanların seçilmesi olduğu,
Bu itibarla, mesleğin gerektirdiği bilginin ölçülmesi amacıyla yapılacak yazılı sınav yanında, mesleki ehliyete yönelik diğer özel niteliklerin tespiti açısından tamamlayıcı nitelik taşıyan sözlü sınavın yapılmasına olanak sağlayan düzenlemede üst hukuk normlarına, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı,
Yönetmeliğin dava konusu edilen 2. ve 4. maddeleri yönünden;
Yönetmeliğin 2. ve 4. maddeleri ile sınava katılacak tüm kamu görevlileri açısından sözlü sınav şartı getirildiği, sözlü sınav uygulamasının aynı durumdaki tüm personel için eşit şekilde uygulanacak olması nedeniyle, Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesine aykırılık bulunmadığı, sözlü sınavın da diğer idari işlemler gibi yargısal denetime tabi olduğu dikkate alındığında bu düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Yönetmeliğin dava konusu edilen 3., 5. ve 6. maddeleri yönünden;
Davacı tarafından, Genel Yönetmeliğin "Yazılı sınav" başlıklı 12. maddesi, "Başarı sıralaması" başlıklı 12/B maddesi ve Ek 3. maddesinde yapılan değişikliklerin, kariyer, liyakat ve eşitlik ilkelerine aykırılığı nedeniyle iptali istenilmişse de; kamu hizmetinin etkin ve verimli şekilde yürütülebilmesi için gerekli önlemleri almakla yükümlü olan idarelere, memurların üst görevlere yükselmesini belirli koşullara bağlama konusunda takdir yetkisi tanındığı, iptali istenilen düzenlemelerde hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, sözlü sınav uygulamalarının yargısal denetiminde yaşanan sıkıntılar görmezden gelinerek dava konusu düzenlemenin tesis edildiği, şube müdürlüğü ve müdürlük düzeyi kadroların altında yer alan kadrolar için de sözlü sınavın belirleyici nitelikte öngörülmüş olmasının uygulamada çok sayıda mağduriyete, uyuşmazlığa neden olacağı ve çalışma barışını olumsuz etkileyeceği, sözlü sınavın ilave bir kriter olarak kabul edilmesinin mümkün olabileceği, ancak bunun oransal ağırlık bakımından düzenlemede olduğu gibi tek belirleyici unsur olarak değil, en alt düzeyde ağırlığı olan tamamlayıcı nitelikte bir kriter olarak yer alması gerektiği, sözlü sınavın yargısal denetime elverişli şekilde denetlenebilmesini sağlayıcı hangi tedbirlere başvurulacağının izaha muhtaç olduğu, sözlü sınav uygulamasındaki subjektifliğe üstünlük tanınmasının hukuka aykırı olduğu, idarenin buradaki amacının kamu yararının gözetildiği bir kamu hizmeti sunumu olmadığı, mevcut hukuk düzenine göre kamu hizmeti verecek kişilerin nesnel ölçütlerle belirlenmesinin zorunlu olduğu, düzenlemenin, kamu personeli hukukunun temel ilkelerinden olan kariyer ve liyakat ilkelerine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından düzenleme ile yazılı sınav yapıldıktan sonra ilgili personel için ayrıca bilgisi, yeteneği, tutum ve davranışları, göreve uygunluğu açısından ikinci bir sınav olarak sözlü sınav gerçekleştirilmesinin öngörüldüğü, yazılı ve sözlü sınavın aynı durumdaki tüm personel için aynı şekilde uygulanacağından, Anayasal eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmediği, sözlü sınavın da diğer idari işlemlerin unsurlarına sahip bir idari işlem olarak yargısal denetime tabi olduğu, Genel Yönetmeliğin sözlü sınava ilişkin tüm hükümlerinin daha önce idari yargının denetiminden geçtiği, dava konusu hükümlerin, Anayasa'ya, 657 sayılı Kanun'a, ilgili diğer mevzuata ve genel olarak hukuka bütünüyle uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay İkinci Dairesinin temyize konu 30/10/2019 tarih ve E:2016/15105, K:2019/5609 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 27/05/2021 tarihinde, dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesinin, asıl Yönetmeliğin 12. maddesinin 4. fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan "yetmiş" ibaresinin "altmış" olarak değiştirilmesine ilişkin kısmı yönünden oyçokluğu ile, diğer kısımları yönünden oybirliği ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 3. maddesinde, "Sınıflandırma", "Kariyer" ve "Liyakat" ilkeleri, bu Kanun'un temel ilkeleri olarak belirlenmiştir.
657 sayılı Kanun'la, Devlet memurluğu bir meslek olarak kabul edilmekte ve sınıflar içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkânı sağlanması, sınıflar içinde ilerleme ve yükselme işlemlerinin yeterlik sistemine dayandırılması öngörülmektedir.
Bu iki ilkenin temelinde, objektif kurallar çerçevesinde işin ehline verilmesi ve hak etme düşüncesi yatmakta olup, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde görülmesinin gereklerinden biri de hizmetin yetişmiş, ehil kamu görevlilerince yerine getirilmesidir.
Sözlü sınavın temel amacı, yazılı sınav yapılmak suretiyle nesnel bir biçimde tespit edilenler arasından en başarılı adaydan başlayarak en uygun olanların seçilmesidir.
Dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesiyle değiştirilen asıl Yönetmeliğin 12. maddesinin son fıkrasında, "Yazılı sınavda en az altmış puan alanlar başarılı sayılırlar." düzenlemesine; asıl Yönetmeliğin 12/A maddesinin son fıkrasında ise "Sözlü sınavda yüz üzerinden en az yetmiş puan alanlar başarılı sayılır." düzenlemesine yer verildiği görülmektedir.
Buna göre, yazılı sınav barajının 60 olarak belirlenip, sözlü sınav barajının 70 olarak belirlenmesinin yazılı sınava oranla sözlü sınavın değerlendirmede daha etkili olması sonucunu doğuracağı açıktır.
Yazılı sınav barajının, sözlü sınav barajından düşük olarak belirlenmesi, adaylar arasında objektifliği sağlayabilecek nesnel bir değerlendirme ölçütü olan yazılı sınav puanını değerlendirmede etkisiz kılacak ve yazılı sınavın tamamlayıcısı niteliğinde olması gereken sözlü sınavı, seçimin belirleyici unsuru hâline getirecek olup, bu durumun objektif değerlendirme yerine subjektif değerlendirmelere sebep olabileceği sonucuna varıldığından, dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesinin, asıl yönetmeliğin 12. maddesinin 4. fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan "yetmiş" ibaresinin "altmış" olarak değiştirilmesine ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin yukarıda belirtilen değişiklik yapıcı düzenleme yönünden kabulü ile Daire kararının bu kısmının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.