Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/3012
Karar No: 2021/1055
Karar Tarihi: 27.05.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/3012 Esas 2021/1055 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/3012
Karar No : 2021/1055


TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- Kendi adına asaleten, … adına veyaleten …
2- Kendi adına asaleten, … adına
velayeten …
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulunun 11/03/2020 tarih ve E:2017/2484, K:2020/1780 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 01/09/2016 tarih ve 29818 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği'nin; yetki, sebep ve amaç unsurları açısından hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle tamamının, aksi halde,
1- 1. ve 2. maddelerinde yer alan "ile bu kapsamda tanımlanan proje okullarının bünyesindeki ortaokullara öğrenci seçilmesine" ibarelerinin,
2- 7. maddenin 1. fıkrasının tamamının ve fıkrada yer alan "gerekli görülmesi halinde" ibaresinin,
3- 7. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "güvenlik tedbirleri uygulanan bölgelerden başka ildeki proje okuluna puan üstünlüğüne göre her şubeye en fazla iki misafir öğrenci kabul edilebilir." ibaresinin,
4- 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan; "başvurunun son günü itibarıyla son dört yıl içinde adli veya idari soruşturma sonucunda aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olmak veya soruşturma sonucu görev yeri değişmemiş olmak" ibaresinin;
5- Eksik düzenleme iddiasıyla, "Öğretmen Olarak Atanacaklarda Aranacak Genel Şartlar” başlıklı 8. maddesi ile “Yönetici Olarak Görevlendirileceklerde ve Öğretmen Olarak Atanacaklarda Aranacak Özel Şartlar” başlıklı 10. maddesinin,
6- Geçici 1. maddesinin,
iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulunun 11/03/2020 tarih ve E:2017/2484, K:2020/1780 sayılı kararıyla;
Davacılar tarafından, Yönetmeliğin yetki, sebep ve amaç unsurları yönünden hukuka aykırı olduğu iddiasıyla tamamının iptali istenilmekte ise de, bu talep yerinde görülmeyerek Yönetmelik maddeleri yönünden hukuki denetim yapıldığı,
1- Dava konusu Yönetmeliğin 1. ve 2. maddelerinde yer alan "ile bu kapsamda tanımlanan proje okullarının bünyesindeki ortaokullara öğrenci seçilmesine" ibareleri, 7. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "güvenlik tedbirleri uygulanan bölgelerden başka ildeki proje okuluna puan üstünlüğüne göre her şubeye en fazla iki misafir öğrenci kabul edilebilir." ibaresi ve "Öğretmen olarak atanacaklarda aranacak genel şartlar" başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan; "başvurunun son günü itibarıyla son dört yıl içinde soruşturma sonucu görev yeri değişmemiş olmak" ibaresi yönünden, anılan düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı;
2- Dava konusu Yönetmeliğin Geçici 1. maddesi yönünden, dava konusu düzenlemenin yürürlükten kaldırılmış olması nedeniyle karar verilmesine hukuken olanak bulunmadığı;
3- Dava konusu Yönetmeliğin,
"Öğrencilerin seçilmesi ve kaydı" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; "...gerekli görülmesi hâlinde..." ibaresi yönünden;
Düzenlemede, gerekli görülmesi hâlinde, bünyesinde ortaokul bulunan proje okullarına öğrenci alımının, okul yönetimince yapılacak yazılı veya yazılı ve sözlü sınav sonucuna göre belirlenebileceği hüküm altına alınmış olup; anılan düzenlemede ifade edilen "gerekli görülmesi halinde" ibaresinin genel, soyut, göreceli, muğlak ve sınırlarının belirsiz olduğu, bu haliyle anılan ibarenin "hukuki belirlilik" ve "hukuki güvenlik" ilkelerine aykırı olduğu;
"Öğretmen olarak atanacaklarda aranacak genel şartlar" başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan; "başvurunun son günü itibarıyla son dört yıl içinde adli veya idari soruşturma sonucunda aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olmak" ibaresi yönünden;
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 132. maddesinde memurların hangi cezalar uyarınca hangi kadrolara atanamayacaklarının açıkça ifade edildiği; buna göre, aylıktan kesme cezası ile tecziye edilenlerin 5 yıl boyunca; kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziye edilenlerin 10 yıl boyunca daire başkanı kadrolarına, daire başkanı kadrosunun dengi ve daha üstü kadrolara, bölge ve il teşkilatlarının en üst yönetici kadrolarına, düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanlık ve üyeliklerine, vali ve büyükelçi kadrolarına atanamayacağı; kanun koyucu tarafından, yukarıda sayılan cezalar ve öngörülen yasaklamalar dışında alınmış olan bir disiplin cezasının sonucu itibarıyla başka bir yaptırıma bağlanmadığı; bu durumda, dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi ile getirilmiş olan; "başvurunun son günü itibarıyla, son dört yıl içinde adlî veya idarî soruşturma sonucu aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olmak" koşulunun, 657 sayılı Kanun'un 132. maddesinin 4. fıkrası ile yapılan düzenlemenin genişletilmesi ve verilen bu cezaların, Kanun'da sayılanlar dışındaki görevlere yapılacak atamalar için de engel teşkil etmesi sonucunu doğurduğundan, 657 sayılı Kanun'un 132. maddesine aykırı olarak düzenlenen "son dört yıl içinde adlî veya idarî soruşturma sonucu aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olmak" ibaresinde hukuka uygunluk bulunmadığı;
"Öğretmen Olarak Atanacaklarda Aranacak Genel Şartlar” başlıklı 8. ve “Yönetici Olarak Görevlendirileceklerde ve Öğretmen Olarak Atanacaklarda Aranacak Özel Şartlar” başlıklı 10. maddelerindeki eksik düzenleme yönünden;
Anılan maddeler incelendiğinde, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarında öğretmenlik ve yöneticilik görevine aday olmak isteyecekleri haberdar edecek bir içeriğe sahip olmadığı için fırsat eşitliğini ortadan kaldırıp geniş katılımı engellediği, bu haliyle görevin gerektirdiği niteliklere en uygun personelin seçimini ve dolayısıyla kamu hizmetinin iyi işlemesini zorlaştırıcı bir etkiye sahip olduğu anlaşıldığından, bu maddelerde duyuruya yer verilmemesi şeklindeki eksik düzenlemelerde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle,
Dava konusu Yönetmeliğin 1. ve 2. maddelerinde yer alan "ile bu kapsamda tanımlanan proje okullarının bünyesindeki ortaokullara öğrenci seçilmesine" ibareleri, 7. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "güvenlik tedbirleri uygulanan bölgelerden başka ildeki proje okuluna puan üstünlüğüne göre her şubeye en fazla iki misafir öğrenci kabul edilebilir." ibaresi ve "Öğretmen olarak atanacaklarda aranacak genel şartlar" başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan; "başvurunun son günü itibarıyla son dört yıl içinde soruşturma sonucu görev yeri değişmemiş olmak" ibaresi yönünden davanın reddine; "Öğrencilerin seçilmesi ve kaydı" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; "...gerekli görülmesi hâlinde..." ibaresinin, "Öğretmen olarak atanacaklarda aranacak genel şartlar" başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan; "başvurunun son günü itibarıyla son dört yıl içinde adli veya idari soruşturma sonucunda aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olmak" ibaresinin, "Öğretmen Olarak Atanacaklarda Aranacak Genel Şartlar” başlıklı 8. ve “Yönetici Olarak Görevlendirileceklerde ve Öğretmen Olarak Atanacaklarda Aranacak Özel Şartlar” başlıklı 10. maddelerindeki eksik düzenlemenin iptaline; geçici 1. maddesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, idareye tanınan takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun kullanımı zorunlu olduğundan, dava konusu Yönetmeliğin 7. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; "gerekli görülmesi hâlinde" ibaresinin hukuka uygun olduğu; idarece, yapılacak öğretmen ve yönetici atamalarında hassas çalışma gayreti içinde olunduğu, söz konusu okullarda öğretmen ve yönetici olmak isteyenlerin belirlilik ve eşitlik ilkeleri çerçevesinde önceden muhatap oldukları işlemleri bilmesi sağlandığından dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan; "başvurunun son günü itibarıyla son dört yıl içinde adli veya idari soruşturma sonucunda aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olmak" ibaresinin hukuka uygun olduğu; dava konusu Yönetmeliğin 8. ve 10. maddelerinin, 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 37. maddesinin 9. fıkrasının tekrarı niteliğinde olduğu, anılan maddelerde duyuruya yer verilmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle, yukarıda yer verilen maddeler yönünden verilen iptal kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Sekizinci ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulunca verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın iptale ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının iptale ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Davacılar, dava konusu Yönetmeliğin 7. maddesinin 1. fıkrasının tamamının da iptalini istemiş ve davacıların bu talebi ile ilgili herhangi bir hüküm kurulmamış ise de; davacıların eksik hüküm kurulduğundan bahisle Daire kararını temyiz etmediği anlaşıldığından, belirtilen bu husus, temyiz isteminde bulunan davalı idare aleyhine sonuç doğuracak şekilde Daire kararının bu yönüyle bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Danıştay Sekizinci ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulunun Dairesinin temyize konu 11/03/2020 tarih ve E:2017/2484, K:2020/1780 sayılı kararının, dava konusu Yönetmeliğin 7. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "gerekli görülmesi hâlinde" ibaresinin, 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan "başvurunun son günü itibarıyla son dört yıl içinde adli veya idari soruşturma sonucunda aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olmak" ibaresinin ve 8. ve 10. maddelerinde duyuruya yer verilmemesi şeklindeki eksik düzenlemenin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 27/05/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.


KARŞI OY

X- Dava konusu "Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği"nin "Öğrencilerin seçilmesi ve kaydı" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrası, "Gerekli görülmesi hâlinde bünyesinde ortaokul bulunan proje okullarına öğrenci alımı, okul yönetimince yapılacak yazılı veya yazılı ve sözlü sınav sonucuna göre belirlenebilir." hükmünü haizdir. Davacı dava dilekçesinde hem fıkranın tamamının hem de "Gerekli görülmesi hâlinde" ibaresinin iptalini istemiş olmasına rağmen temyize konu kararda fıkranın tamamı hakkında hüküm kurulmadığı; sadece "Gerekli görülmesi hâlinde" ibaresi yönünden inceleme yapıldığı ve iptal kararı verildiği görülmektedir. Ancak davacı tarafından hüküm kurulmayan kısım yönünden temyiz başvurusunda bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
Temyize konu iptal kararı ise sadece maddede yer alan "Gerekli görülmesi hâlinde" ibaresine ilişkin olup, iptal kararı üzerine madde metninden anılan ibare çıkarılınca, "Bünyesinde ortaokul bulunan proje okullarına öğrenci alımı, okul yönetimince yapılacak yazılı veya yazılı ve sözlü sınav sonucuna göre belirlenebilir." şeklinde hüküm varlığını sürdürmekte ve davacının iptal davasını açarken ulaşmak istediği sonuç iptal hükmüne rağmen gerçekleşmemektedir.
Bu nedenle, Dairenin maddenin tamamını irdeleyerek bir sonuca varması ve fıkranın tümü hakkında hüküm kurması gerekirken, uygulamada hiçbir hukuki sonuç doğurmayan bir iptal kararı vermesinde hukuki isabet görülmediğinden, davalı idarenin, dava konusu Yönetmeliğin 7. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "...gerekli görülmesi hâlinde..." ibaresinin iptali kararına yönelik temyiz isteminin kabul edilerek, fıkranın tamamı incelenmek ve tamamı hakkında hüküm kurulmak suretiyle bir karar verilmek üzere iptal kararının bozulması gerektiği oyuyla, onama kararına katılmıyoruz.



KARŞI OY

XX- Dava konusu Yönetmeliğin "Öğrencilerin seçilmesi ve kaydı" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında, gerekli görülmesi hâlinde bünyesinde ortaokul bulunan proje okullarına öğrenci alımının, okul yönetimince yapılacak yazılı veya yazılı ve sözlü sınav sonucuna göre belirlenebileceği hüküm altına alınmıştır.
İdare, hukuk normları ile kendine yüklenen görev ve sorumlulukları yerine getirirken ve bu amaçla genel düzenleyici işlem tesis ederken Anayasa ve yasalarla çizilen çerçeve içinde takdir yetkisine sahiptir. Anılan takdir yetkisi çerçevesinde, eğitim ve öğretim hizmetinin sağlanması görev ve yetkisi kapsamında getirilen dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık görülmediğinden, anılan kısma yönelik iptal kararının bozulması gerektiği oyu ile onama kararına katılmıyorum.


KARŞI OY

XXX-Dava dilekçesinde, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği'nin 7. maddesinin 1. fıkrasının tamamı ile bu fıkrada yer alan "gerekli görülmesi hâlinde" ibaresinin ayrı ayrı iptali istenmiş olmasına ve Dairece 7. maddenin 1. fıkrasının tamamına yönelik yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmiş olmasına rağmen, esas kararda 7. maddenin 1. fıkrasının tamamı hakkında hüküm kurulmamıştır.
Her ne kadar davacı, anılan kısma yönelik hüküm kurulmaması yönünden Daire kararını temyiz etmese de; kararda eksik hüküm bulunması, usul hükümlerine aykırılık olup, davacının temyize gelmemiş olması bu açık hukuka aykırılığın bozma sebebi olarak değerlendirilmesine engel teşkil etmeyecektir.
Bu nedenle, fıkranın tamamı hakkında hüküm kurulması gerekirken sadece "gerekli görülmesi hâlinde" ibaresi yönünden hüküm kurulmasında hukuka uygunluk bulunmadığından, bu kısma yönelik Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.


KARŞI OY
XXXX- 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 3. maddesinde, "sınıflandırma" , "kariyer" ve ", "liyakat" ilkeleri bu Kanun'un temel ilkeleri olarak belirlenmiş; kariyer ilkesi, Devlet memurlarına yaptıkları hizmetler için lüzumlu bilgilere ve yetişme şartlarına uygun şekilde, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanı sağlamak; liyakat ilkesi ise, Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini yeterlik sistemine dayandırmak ve sistemin eşit imkanlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmak olarak tanımlanmıştır.
Görüldüğü üzere Kanun, devlet memurluğunu bir meslek olarak kabul etmekte ve bunlara sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanı sağlanmasını, sınıflar içinde ilerleme ve yükselme istemlerinin liyakat sistemine dayandırılmasını öngörmektedir.
Bu iki ilkenin temelinde, objektif kurallar çerçevesinde işin ehline verilmesi ve hak etme kavramı yatmakta olup, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesinin tek güvencesinin de, hizmetin yetişmiş, ehil kamu görevlilerince yerine getirilmesinden geçeceği de tabidir.
Dava konusu Yönetmeliğin "Öğretmen olarak atanacaklarda aranacak genel şartlar" başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde, "başvurunun son günü itibarıyla son dört yıl içinde adli veya idari soruşturma sonucunda aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olmak" koşuluna yer verilmiştir.
657 sayılı Kanun'un 132. maddesinde, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alanların belirli sürelerle, daire başkanlığı, valilik vs. gibi bazı görevlere atanamayacakları düzenlenmiştir. Uyuşmazlık konusu hüküm ise, halihazırda Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde öğretmen olarak görev yapanlar arasından proje okullarına atama yapılırken, son dört yıl içinde bu cezaların alınmamış olmasını bir tercih kriteri olarak düzenlemiştir. Buna göre idare, proje okullarına atama yaparken, son dört yıl içinde aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olanlar arasından tercihte bulunacaktır. Yani anılan cezalar terfi, yükselme vs. gibi hakları elde etmenin önünde bir engel olarak düzenlenmemiş, sadece bir tercih kriteri olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle, bakılan uyuşmazlıkta 657 sayılı Kanunun 132. maddesine gidilmesine gerek yoktur.
Öte yandan, belirtilen disiplin cezaları, atamanın önünde bütün meslek yaşamı boyunca uygulanacak bir engel olarak da düzenlenmemiştir. Madde metninde yer alan "son dört yıl" ibaresi ile süre bakımından bir ölçü getirilmiş olup, son dört yıldan önce verilen cezalar dikkate alınmayacaktır.
Belirtilen duruma göre, kamu hizmetinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamakla yükümlü olan idarece, proje okullarına öğretmen olarak atanacaklar için, başvurunun son günü itibarıyla son dört yıl içinde adli veya idari soruşturma sonucunda aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olmak koşulunun getirilmiş olmasında kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenle, dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan "başvurunun son günü itibarıyla son dört yıl içinde adli veya idari soruşturma sonucunda aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olmak" ibaresi yönünden verilen iptal kararının bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.


KARŞI OY
XXXXX- 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin "Atama" başlıklı 37. maddesinin 9. fıkrasında, "Yurt içi veya yurt dışında, yerli veya yabancı kurum ve kuruluşlarla veya başka ülkelerle işbirliği anlaşması çerçevesinde kurulan ve ulusal veya uluslararası proje yürüten okul ve kurumlar, Bakan onayı ile proje okulu olarak seçilen ve belirli eğitim reformu ve programları uygulanan okul ve kurumlar ile Bakan onayıyla doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumlara yapılacak öğretmen atamaları ve yönetici görevlendirmeleri Bakan tarafından yapılır. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 38 inci maddesi kapsamında üniversitelerde görev yapan öğretim elemanlarına bu okullarda okul müdürlüğü görevi verilebilir."; 10. fıkrasında, "Öğretim üyeleri ile Bakanlıkta görev yapmakta olan öğretmenlerin dokuzuncu fıkra kapsamındaki kurumlara atanma ve görevlendirilmelerinde bu Kanun Hükmünde Kararname, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve diğer mevzuatın sınavlar ve atanmaya ilişkin hükümleri uygulanmaz. Dokuzuncu fıkra kapsamındaki kurumlara yönetici görevlendirmeleri özlük hakları, atanma ve terfi yönünden kazanılmış hak doğurmaz." hükmüne yer verilmiştir.
01/09/2016 tarih ve 29818 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği'nin 8. maddesi öğretmen olarak atanacaklarda aranacak genel şartları, 10. maddesi ise yönetici olarak görevlendirileceklerde ve öğretmen olarak atanacaklarda aranacak özel şartları düzenlemektedir.
652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile, Bakan onayı ile proje okulu olarak seçilen ve belirli eğitim reformu ve programları uygulanan okul ve kurumlara yapılacak öğretmen atamalarının ve yönetici görevlendirmelerinin Bakan tarafından yapılacağı düzenlenmiştir.
Proje okulları, Kanunda özel nitelikli eğitim kurumları olarak düzenlenmiş olup, bu okullara özgü atama usulü belirlenerek, duyuru prosedürü öngörülmemesinde 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ve hukuka aykırılık görülmediğinden, "Öğretmen Olarak Atanacaklarda Aranacak Genel Şartlar” başlıklı 8. ve “Yönetici Olarak Görevlendirileceklerde ve Öğretmen Olarak Atanacaklarda Aranacak Özel Şartlar” başlıklı 10. maddelerindeki eksik düzenlemenin iptali yolunda verilen Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi