11. Hukuk Dairesi 2018/727 E. , 2019/2735 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/06/2017 tarih ve 2016/212 E. - 2017/262 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince verilen 23/11/2017 tarih ve 2017/1059- 2017/1046 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin "RED" esas unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketçe yapılan 2014/95183 sayılı, 9 ve 16. sınıf mal ve hizmetleri içeren "ATÜ SUPERRED" ibareli marka başvurusuna, müvekkilince karıştırılma ihtimali, haksız rekabet ve tanınmışlık hukuki sebeplerine dayanılarak yapılan itirazın nihai olarak ... tarafından reddedildiğini, başvuru markasının müvekkiline ait seri marka algısı yaratma ve müvekkiline ait markalarla karıştırılma, tanınmışlıktan haksız yararlanma ihtimalinin bulunduğunu, “RED” ibaresinin, müvekkilinin kullanımı nedeniyle ayırt edici ve tanınmış hale geldiğini, başvurudaki “ATÜ” ibaresinin çatı ibare olduğunu ileri sürerek ..."nın 2016-M-3110 sayılı kararının iptalini, davalı şirkete ait başvuru markasının tescili halinde hükümsüzlüğünü, müvekkiline ait 2011/10692 sayılı 9. sınıfta tescilli “RED+Şekil” ibareli markanın tanınmış marka olduğuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili, davacının markaları ile davalı şirketin başvuru konusu markalarının 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi anlamında benzer olmadığını, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, tanınmışlığın ispat edilemediğini, tanınmışlık nedeniyle tescil engeline ilişkin şartların oluşmadığını, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkiline ait “ATÜ” ibareli markanın tanındığını, başvuru markası ile berabere “SUPERRED” ibaresi içeren dava dışı 2014/95220 ve 2014/95188 sayılı marka başvurularının bulunduğunu, davacının işbu dava dışında, dava dışı 2014/95220
sayılı “SUPERRED” ibareli marka ile alakalı ... 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi"nin 2016/202 esas sayılı davayı ikame ettiğini, bahse konu davada da tanınmışlığın tespiti isteminde bulunduğunu, bu talebin derdestlik nedeniyle reddinin gerektiğini, markalarının karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkiline ait markanın farklı olduğunu, “ATÜ DUTY FREE”, “ATÜ SUPERRED”, “SUPERRED” ve “STATÜ SUPERRED” ibarelerinin uzun süreden bu yana müvekkilince kullanıldığını, müvekkilinin gümrüksüz satış mağazası olarak tanındığını, kırmızı rengin markalarda açık şekilde vurgulandığını, “RED” ibaresinin İngilizce “kırmızı” anlamına geldiğini ve yeterli ayırt ediciliğinin bulunmadığını, tanınmış marka olarak kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraf markalarında "RED" ibaresinin asıl ve ayırt edici unsur olduğu, redde mesnet markalar ile başvuru konusu işaretin aynı veya benzer anlamsal, işitsel ve görsel etkiyi bıraktıklarından ayırt edilemeyecek derecede benzer oldukları, bütünsel olarak bıraktıkları izlenim nedeniyle markaların birbirleriyle ilgili oldukları yönünde kanaat oluşturdukları, başvuru kapsamındaki ürün ve hizmet sınıflarının, davacı markalarının kapsamındaki ürün ve hizmetler ile aynı tür olduğu, birbirlerini tamamladığı, aynı dağıtım kanallarından geçtikleri ve aynı iş yerlerine sunuldukları, birbirleri yerine ikame edebilme ve rekabet etme olanaklarının bulunduğu, başvuru markasının seri marka olarak algılanma ihtimalinin bulunduğu, başvuru konusu markadaki “RED” ibaresinin markasal olarak kullanıldığı, 556 sayılı KHK"nın 12. maddesi kapsamında ticari ve sanayi konularıyla ilgili olarak hukuka aykırılık taşımayan dürüstçe bir kullanım kabulünün olanaklı olmadığı, kurum kararının hukuka uygun olmadığı, başvuru markasının tescili halinde haksız rekabetin oluşacağı, davacı markasının tanınmışlığının tespitine ilişkin talebin ... 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/202 esas sayılı dosyasında da tekrar edildiği, bahse konu davanın 23.05.2016"da ikame edildiği, derdest olduğu, bu istem yönünden muhatabın davalı kurum olduğu, derdestlik nedeniyle olumsuz dava şartının bulunmadığı gerekçesiyle 2011/10692 sayılı “RED+Şekil” ibareli marka hakkında tanınmış marka kararı verilmesi istemiyle davalı kuruma karşı açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, her iki davalıya karşı açılan ... kararının iptali ve hükümsüzlük istemli dava bakımından; ..."nın 2016-M-3110 sayılı kararının, davacının itirazlarının reddi bakımından iptaline, davalıya ait 2014/95183 sayılı 9. ve 16. sınıflarda tescilli “ATÜ SUPERRED” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı şirket vekili ve davalı kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı şirket vekilinin ve davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun, davacıya ait "RED" esas unsurlu markalar ile davalıya ait, başvuru konusu "ATÜ SUPERRED" ibareli markanın, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olduğu, dava konusu markada yer alan "ATÜ" ibaresinin, lider ibare olduğu, bu ibareye eklenen "RED" ibaresinin de ayırt edici bir ibare olup, "RED" ibaresinin "ATÜ" ibaresi ile birlikte ayırt edici hale gelmediği, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı şirket vekili ve davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 08/04/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.