22. Hukuk Dairesi 2014/13484 E. , 2015/22706 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı-karşı davalı, kıdem tazminatı, fazla mesai, haftasonu çalışma alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine, davalı-karşı davacı ise ihbar tazminatı alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, her iki davanında kabulüne karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 01.03.2010 - 31.10.2011 tarihleri arasında davalı işverenlik bünyesinde ağır vasıta tanker şoförü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin taraflarınca feshedildiğini beyanla kıdem tazminat, fazla mesai ücreti, hafta sonu çalışma ücreti ve milli bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Davalı tarafından 06.03.2012 tarihinde açılan ve bu dosya ile birleşen davada, davacının ihbar süresi tanımadan iş sözleşmesine son verdiği gerekçesi ile ihbar tazminatı talep edilmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, asıl dava ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı Temyizi Yönünden;
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
3-İhbar tazminatı yönünden taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir sebebi olmaksızın ve usulüne uygun bildirim süresi tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24 ve 25. madde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve Kanun"un 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar süresi tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih sebebine rağmen işçi ya da işverenin 26. maddede öngörülen hak düşürücü süre içinde fesih yoluna gitmemeleri halinde sonraki fesihlerde karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.
Dosya kapsamından, iş sözleşmesinin, davacı tarafından fazla mesai yaptığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı halde, ücretlerinin ödenmemesi nedeni ile haklı sebeple feshettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece sözleşmenin 4857 sayılı Kanun"un 24. maddesine dayanılarak işçi tarafından feshedilmiş olması karşısında davalı tarafın ihbar tazminatı alamayacağı gözetilmeksizin birleşen dosyada ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
4-Davalı Temyizi Yönünden;
5-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
6-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının fazla mesai yapıp yapmadığı noktasındadır.
Mahkemece, davacı tanık beyanları esas alınarak günde üç saat, haftalık onsekiz saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek fazla mesai alacağı hesaplanmıştır. Tüm dosya kapsamı, yapılan işin niteliği birlikte değerlendirildiğinde, davacının haftanın beş günü 08:00-18:00 arası, bir saat ara dinlenme ile, bir günde 18:00-06:00 arası birbuçuk saat ara dinlenme ile çalıştığı, buna göre haftalık onbuçuk saat fazla mesai yaptığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacının fazla mesai alacağının belirtilen haftalık fazla mesai saati üzerinden hesaplanması gerekli olup mahkemece yazılı gerekçe ile verilen kararın bozulması gerekmiştir.
2-Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı Kanun"un 46. maddesinde işçinin, tatil gününden önce aynı Kanun"un 63. maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması şartıyla yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu açıklanmıştır. İşçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46. maddenin 2. fıkrasında ifade edilmiştir.
Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez.
Somut olayda, davacı haftanın yedi günü işyerinde çalışma yapıldığını iddia etmiş, davacı tanıkları da iddiayı doğrular nitelikte beyanda bulunmuşlardır. Davalı tanıkları ise, hafta içi bir gün izin kullandıklarını, iznin haftanın değişik günlerinde kullanılabildiğini beyan etmişlerdir. Mahkemece, davacı tanık anlatımları esas alınarak davacının hafta tatillerinde çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Dosya kapsamından davacı tanıklarından birinin davalı ile husumetli olduğu, diğerinin ise davacı ile birlikte aynı gerekçe ile işten ayrıldığı anlaşılmıştır. Bu halde hafta tatili çalışması yönünden tanık deliline dayanan,bu konuda başkaca delil de sunmayan davacının hafta tatili çalışmasını ispatladığı düşünülemez. Talebin reddi gerekirken kabulü hatalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.