Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/15447 Esas 2010/25584 Karar Sayılı İlamı

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki her iki taraf vekilleri tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Davacı Hazine’nin 05.10.2007 tarihinde yapılan ihalenin feshine yönelik talebinin yapılan yargılama sonunda mahkemece reddi üzerine karar temyiz edilmiş, Dairemizin 08.04.2008 tarih ve 2008/4462-7273 sayılı ilamı ile kısaca; taşınmazların değerinin satış memurunca İİK.’nun 128/a maddesine göre bilirkişiye tesbit ettirilip kesinleşen değer tespitinin satışa esas alınması gerektiği halde, bu yöntem izlenmeden delil tespiti sonucu ulaşılan değerle satışın yapılmasının yasaya aykırı olması nedeniyle ihalenin feshine karar verilmesi gerektiğinden bahisle mahkeme kararı bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda taşınmazların değerinin tespitiyle yetinilmiş, anılan ihalenin feshine yönelik olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir.
HUMK’un 74.maddesine göre hakim, her iki tarafın iddia ve savunmalarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Somut olayda davacı ihalenin feshini istediği halde, mahkemece talep olmamasına rağmen taşınmazların kıymet takdirine karar verilmiştir. Bu nedenle mahkemece Dairemizin bozma kararının gereği yerine getirilmediği gibi anılan yasa maddesine aykırı olarak hüküm tesisi de isabetsizdir.
SONUÇ  : Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.