3. Hukuk Dairesi 2020/1209 E. , 2020/6790 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının kısmen kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı tarafından hastanede yapılan denetimde, Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. ..."nın medula kaydının 28.07.2011 tarihinde açılmış olmasına karşı, protokol defterlerinde 18.07.2011-28.07.2011 tarihleri arasında kaşesinin bulunduğu gerekçesiyle, taraflar arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesine istinaden ilgili dönemde davalıya fatura edilen 89.336,28 TL"nin tahsiline ve 446.681,40 TL cezai şart uygulanmasına karar verildiğini, adı geçen doktorun hastanede 21.07.2011 tarihinde işe başladığını ve işe başlayışının aynı gün davalıya, Tabip Odasına ve İlçe Sağlık Müdürlüğüne bildirildiğini, ancak doktorun medula sayfası kaydının süresinde açılmadığını, fatura edilen tüm hastalara gerekli sağlık hizmetlerinin sunulduğunu, Dr...."nın 21-28.07.2011 tarihleri arasında SGK"lı olmayan hastalara baktığını, diğer hekimlere, hekimlerin denetim ve gözetimi altında yardımcı olduğunu, ancak tıbbi sekreterin tüm hastalara sehven Dr...."nın kaşesini bastığını ileri sürerek; cezai şart işleminin iptaline ve borçlu olmadığının tespitine, tahsil edilen 536.017,68 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle istirdadını talep etmiştir.
Davalı; müfettişler tarafından yürütülen soruşturma neticesinde Dr. ..."nın medula sistemine kaydı yapılmaksızın çalıştığı döneme ilişkin düzenlenen toplam 89.336,28 TL fatura bedelinin 2012 yılı Özel Sağlık Hizmeti Sunucuları Sözleşmesinin 10.2. maddesi gereğince tahsil edilmesi, aynı sözleşmenin 11.1.16 maddesi gereğince bu fatura bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanmasına karar verildiğini, soruşturma raporuna dayalı başkaca cezai şart işlemleri de bulunduğunu, davacının itirazı üzerine yeniden yapılan değerlendirmede fatura bedellerinin yeniden hesaplandığını, 48.447,95 TL fatura bedelinin sözleşmenin 10.2 maddesi gereği tahsil edilmesi ve 11.1.16 maddesi gereği fatura bedelinin 5 katı tutarında 242.239,75 TL cezai şart uygulanmasına karar verildiğini, diğer cezai şartların aynı şekilde uygulanacağının davacıya bildirildiğini, yapılan işlemlerin mevzuat ve sözleşmeye uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; bilirkişi raporu esas alınarak, davanın kısmen kabulüne, davacı aleyhine uygulanan mahsup ve cezai şart işleminin iptaline, mahsup ve cezai şart işlemi dolayısıyla davacıdan tahsil edilen 299.852,72 TL"nin 07/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davaya konun edilen işleminin taraflar arasındaki sözleşme ve toplanan delillere göre yerinde olmadığı, faizin başlangıcı yönünde davacının talebi dava tarihi olmasına rağmen kurulan hükümde kesinti tarihinin esas alınması doğru olmadığı ancak davalının bu hususu istinaf nedeni olarak göstermemesi nedeniyle eleştirilmekle yetinildiği gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; davacı hastanede görevli doktorun, medula sistemine kaydı bulunmadığı döneme ait faturalandırma yapıldığı gerekçesiyle, taraflar arasında imzalanan 2012 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesinin 11.1.16 maddesi uyarınca verilen cezai şart ile 10.2. maddesi uyarınca fatura bedelinin tahsiline dair Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında imzalanan 2012 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesinin 8.2.maddesinde; "SHS, Kurumla sözleşme yaptığı her bir branşta ayrı ayrı olmak üzere görev yapan hekimlerin en az %80’i üzerinden hizmet sunmak zorundadır. Hizmet sunmak zorunda olunan hekim sayısının hesaplanmasında, yarım ve üzerindeki küsuratlar yukarı, altındaki küsuratlar ise aşağı tamamlanır. Bildirilmesi gereken hekimler sözleşme başvurusu sırasında Kuruma bildirilir. Daha sonra göreve başlayacak hekimler ise başlangıç tarihinden itibaren 3 (üç) iş günü (21.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren Zeyilname ile 5 (beş) iş günü) içinde Kuruma bildirilmek zorundadır. SHS bu bildirimler sırasında, hekimlere ait Sağlık Bakanlığı mevzuatı gereğince düzenlenen personel çalışma belgesi ile noter onaylı imza sirküsünü Kuruma eksiksiz olarak teslim eder. Teslim edildiği tarihi izleyen 5 (beş) iş günü içinde bu hekimler MEDULA’da aktif hale getirilir. SHS tarafından bildirilmediği tespit edilen hekim, personel çalışma belgesine istinaden MEDULA’da Kurumca re’sen aktif hale getirilir." düzenlemesi bulunmaktadır.
27.03.2002 tarih ve 24708 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Özel Hastaneler Yönetmeliğinin 19.maddesinde; Tabip ve tabip dışı personelin özel hastane kadrosunda sözleşmeyle ve personel çalışma belgesi düzenlenerek çalışacağı, başlatılacak personel için mesul müdür tarafından personel çalışma belgesi düzenlenerek müdürlüğe (İl veya ilçe Sağlık Müdürlüğü) en geç beş iş günü içinde onaylatılacağı düzenlenmiş olup, 66.maddesinde ise, özel hastanelerde, adlarına personel çalışma belgesi düzenlenmeyen tabip ve diğer sağlık personeli çalıştırılamayacağı belirtilmiştir.
Dosya kapsamından; davacı ile Dr.... arasında 21.07.2011 tarihinde hizmet sözleşmesi imzalandığı, bu tarihte işe giriş bildirgesinin verildiği ve ... Tabip Odasına da işe girişinin bildirildiği, ... İlçe Sağlık Müdürlüğünce düzenlenen çalışma belgesinin ise 28.07.2011 tarihli olduğu anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesinde; ilgili doktorla ilgili tüm evrakların 20.07.2011 tarihinde ... İlçe Sağlık Müdürlüğü"ne teslim edildiği halde, çalışma belgesinin 27.07.2011 tarihinde verilmesi üzerine ertesi gün (28.07.2011) belgenin ... Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezine teslim edilerek doktorun medula kaydının açtırılabildiğini, medula kaydının bulunmadığı dönemde doktorun sigortalı hastalara bakmadığı halde, sekreterin tüm hastalara sehven Dr...."nın kaşesini bastığı belirtilmiştir.
Davalı kurumun inceleme raporu eki belgeler arasında bulunan davacı hastane genel müdürü imzalı tutanakta ise özetle; 21.07.2011 tarihinde ... İl Sağlık Müdürlüğü"ne başvurulduğu, bütün belgelerin hazır olmasına rağmen ... İl Sağlık Müdürlüğü"nün 28.07.2011 tarihinde personel çalışma belgesini düzenlediği, aynı gün ... Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezine bu belgeyle başvurarak ..."nın medula sistemine kaydını yaptırdıkları, ... İl Sağlık Müdürlüğü"nün personel çalışma belgesini geç düzenlediği, servisteki işlerin aksamaması için Dr...."nın medula sistemine kaydolmaksızın çalıştırıldığı ifade etmiştir.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan 22.06.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davalı kurumun doktorun işe giriş bildirgesini 21.07.2011 tarihinde almış olmasına rağmen, ilgili doktorun medula kayıt ekranını 28.07.2011 tarihinde açtığı, medula kayıt ekranının geç açılmasında davacının kusuru olmadığı, doktorun davacı hastanede çalışmasında yasal engel bulunmadığı belirtilerek, davaya konu işlemin hukuka ve sözleşmeye aykırı olduğu yönünde kanaat bildirilmiş ise de, davalı kuruma davacı tarafından verilen işe giriş bildirgesi, 5510 sayılı Kanunun 4.maddesi kapsamında, dava dışı doktor ile davacı arasındaki hizmet sözleşmesi sebebiyle verilmiş olup, doktorun sosyal sigorta işlemlerine ilişkindir. Çalışma belgesi ise, özel hastanede hekim çalıştırılabilmesi için, Sağlık Bakanlığı ilgili birimleri tarafından verilmektedir. Davalı kuruma işe giriş bildirgesinin verilmesiyle, Sağlık Bakanlığı ilgili birimleri tarafından çalışma belgesinin düzenlenmesi arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığı ve yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri değerlendirilmediğinden, söz konusu bilirkişi raporu, hüküm kurmaya elverişli değildir.
O halde, ilk derece mahkemesince; davacı tarafından protokol defterine Dr...."nın kaşesinin sehven basıldığı iddia edildiğinden, Kurum tarafından yapılan inceleme öncesinde bu hatalı işlemin düzeltilmesine ilişkin davacı tarafın herhangi bir işleminin bulunup bulunmadığı ve Dr...."nın medula kaydının 28.07.2011 tarihinde aktif hale gelmesinde, davalının kusuru olup olmadığının araştırılması suretiyle konusunda
uzman farklı bir bilirkişi heyetinden taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözetilmeden, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, kesin olmak üzere 19/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.