11. Hukuk Dairesi 2019/1109 E. , 2020/1516 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 22/01/2018 tarih ve 2016/7 E- 2018/105 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi"nce verilen 17/01/2019 tarih ve 2018/807 E- 2019/49 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkili şirkete yatırdığını iddia ettiği paranın iadesi için Almanya München Eyalet Mahkemesi"nde dava açtığını, açılan davanın reddine karar verildiğini, bu davanın Türkiye"de de delil olarak dikkate alınması için tanınmasının gerektiğini ileri sürerek, München Eyalet Mahkemesi"nin 15 O 17646/09 sayılı kararının tanınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, tanınması istenen mahkeme kararının 5718 sayılı MÖHUK"da düzenlenen tanıma şartlarını haiz olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, München Eyalet Mahkemesinin 15 O 17646/09 sayılı 28.01.2013 tarihli kararının kesin olarak verildiği ve apostille şerhli olduğu, davacı tarafın isteminin Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen ve kamu düzenine ilişkin olmayan hususlardan olduğu, MÖHUK tarafından aranan karşılıklılık ilkesinin her iki ülke arasında mevcut bulunduğu, yabancı mahkeme kararının aslı, onaylı örneği, apostil şerhli örneği ve bunun usulünce yapılmış bulunan tercümesi, tebligat evrakları hep birlikte değerlendirildiğinde, tebligatların Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış ilişkiler Genel Müdürlüğü aracılığı ile yapılıp 1965 tarihli Lahey Sözleşmesine uygun olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; Federal Almanya Cumhuriyeti Münih Eyalet Mahkemesinin 15 O 17646/09 sayılı kararının tanınmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yabancı mahkeme kararının tanınması istemine ilişkin olup, İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde davanın kabulüne dair verilen kararı istinaf edilmesi üzerine inceleyen Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
5718 sayılı MÖHUK"un yabancı mahkeme ve hakem kararlarının tenfizi ve tanınmasını düzenleyen 50. vd. maddelerine göre, Türkiye"de bir yabancı mahkeme kararının infaz edilebilmesi veyahut kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi bu karar hakkında tanıma veya tenfiz kararı verilmesine bağlı olup, yabancı mahkeme kararının tanınması veya tenfizi ise bu kararın usulünce kesinleşmiş olmasına bağlıdır.
Somut olayda her ne kadar tanınması istenen karar üzerinde kararın kesinleşmiş olduğuna dair Münih Bölge Mahkemesi evrak memurunun kaşesi ve imzası bulunmaktaysa da, davalı vekili anılan kararın müvekkiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığını, eş anlatımla tanınması istenen kararın usulüne uygun bir tebliğe dayanmaksızın kesinleştirildiğini savunmaktadır. Gerçekten de, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinde dosyadaki tebligat evraklarından bahsedilmişse de tanınması istenen mahkeme kararının davacıya tebliğ edildiğine dair dosyada herhangi bir evrak bulunmamaktadır. Şu halde mahkemece, tanınması istenen yabancı mahkeme kararının davalıya tebliğ edilip edilmediğine dair bilgi ve belgeler celbedildikten sonra yapılacak değerlendirmenin sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçeyle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.