Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1024
Karar No: 2022/212
Karar Tarihi: 23.02.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1024 Esas 2022/212 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1024
KARAR NO: 2022/212
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1063
KARAR NO: 2021/310
DAVA TARİHİ: 12/11/2018
KARAR TARİHİ: 29/04/2021
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 23/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; şirketin, ticari, yaşam ve endüstriyel binalara yönelik inşa edilen ve edilmiş olan yapıların elektrik ve mekanik tesisat mühendislik sistemlerinin tasarlanması, uygulanması, devreye alınması ve bakımına yönelik tesisat mühendisliği hizmetleri verdiğini, sermayesinin 7.000.000,00 TL olduğunu, döviz kurunda aşırı yükselme, Türk Lirasının değer kaybetmesi, malzeme ve işçilik fiyatlarındaki artış, borçlanma faizlerinin yükselmesi, inşaat sektöründe duraksama nedeniyle şirket satışlarının düştüğünün ve beklenen gelirin elde edilemediğini, davacı şirketin vergi ve amortisman öncesi maliyet ve karlılık durumunda bir olumsuz durum söz konusu olmadığını, piyasa koşullarına bağlı nakit darboğazı söz konusu olduğunu, müvekkil şirketlerin temel gelirlerinin alacaklılar tarafından haczedilmesi halinde iş yapamaz duruma geleceğini, konkordato koruması ile alacaklılar arasında eşitlik yaratılması, şirketlerin varlık bütünlüğünün korunması ve faaliyetini sürdürmesine izin verilmesi halinde tüm borçların tamamen ödeneceğini, şirketin 30/09/2018 tarihi itibariyle devreden KDV toplamı 1.630.049,23 TL olup şirket faaliyetine devam edebildiği sürece devreden KDV tutarlarının borçların ödenmesinde kullanılabilen önemli bir fon kaynağı görevi gördüğünü ancak döviz kurlarındaki artış nedeni ile finansal bir kriz yaşandığını, borca batıklıktan kurtulmak için bir konkordato projesi hazırlanarak yeni yasa kapsamında konkordato teklif edilmesi kararı alındığını, konkordato talebinin alacaklılarca kabulü halinde şirket kayıtlarında yer alan tüm borçların konkordatonun tasdikinden itibaren faiz işletilmeksizin 12 ay ertelenmesi ve 12 ay süre sonunda 3'er aylık taksitler halinde ödenmesi teklifinde bulunulduğunu beyan ederek geçici mühlet, kesin mühlet verilmesini, tedbirlere hükmedilmesini ve nihayetinde konkordatonun tasdik edilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; "...Konkordato komiser heyetinin gerekçeli nihai raporlarını sunmalarından sonra mahkememizce konkordato tasdik yargılamasına 27/10/2020 tarihi itibariyle başlanmıştır. ...komiser heyeti oluşturulan tüm ara kararlar sonrası davacı borçlu şirketin borca batık durumda olmadığı, nihai projenin kabulünün mümkün olduğu, konkordatonun iflasa nazaran alacaklıların lehine görüldüğü, kaynakların konkordato teklifiyle orantılı olduğu, alacaklar ve alacaklıların yarısını aşacak şekilde olumlu oy kullanıldığı, yeterli teminatın sağlandığı, harçların depo olunduğu, 11/12/2020 tarihi itibariyle proje tasdikinin yürürlüğüne girmesine engel anlaşma olmadığı, finansal kiralamaya konu mal ve hakkın olmadığı, rehinli malın iadesi ve satışının ertelenmesi talebinin ise bulunmadığı noktasında ve bilirkişi raporuna esas olacak gerekçeli nihai görüşlerini ancak 18/01/2021 tarihli raporları ile sunmuşlardır. Konkordato tasdikine dair gerekçeli ek raporun sunulmasından sonra ise tasdik yargılamasının icrasına dair ara kararlarda belirtilmiş olduğu üzere mahkememizce atanan bilirkişi kurulu marifetiyle incelemeye başlanılmıştır. Aynı zamanda konkordato komiserliği yapan Prof.Dr. ..., SMMM ..., SMMM ...'dan oluşan bilirkişi kurulu mahkememizce belirtilen görevlendirme ara kararına uygun olarak hazırlamış olduğu 20/04/2021 tarihli raporda, konkordato mühletinde yapılan işlemlerin kronolojik olarak tek tek ve içerik olarak açıklayarak, bu çerçevede konkordato komiser heyeti tarafından rayiç bedel bilançosunun düzenlenmesi aşamasında menkul kıymetler, yıllara yaygın inşaat onarım maliyetleri, gelecek aylara/yıllara ait giderler ve gelir tahakkukları, maddi duran varlıklar, mali duran varlıklar, yıllara yaygın inşaat ve onarım hakedişleri eksik yahut yanlış hesaplamaların var olduğunu, iflas tasfiye sürecinin ne kadar süreceğinin bilinmesinin mümkün olmaması ve şirkete ait mal varlıklarının hangi değer üzerinden paraya çevrileceğinin kesin olarak öngörülmemiş olması nedeniyle ayrıca bilançonun aktif ve pasiflerinde olan eksikler karşısında borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek tutar ile mevcut teklif arasında bir karşılaştırma yapmanın mümkün bulunmadığını, konkordato talep eden şirketin sadece ön proje sunduğu halde projenin revizyonuna ilişkin başkaca bir revize projenin mevcut olmadığını, kıymet takdir raporlarının uzunca bir süre önce tanzim edilmiş olduğunu, ayrıca komiser raporundaki eksik ve maddi hatalar karşısında teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olup olmadığı yönünde herhangi bir görüş bildirmenin dahi mümkün olmadığını, komiser heyetinin alacaklılara alacaklarını bildirmeye ilişkin yapmaları gereken ilânı hem TTSG hem Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan etmeleri ve hem de ilanın bir nüshasının adresi belli olan alacaklılara posta yoluyla gönderilmesi gerekirken komiser heyetinin TTSG nezdinde bu konuya ilişkin gerekli ilanları yapmadıklarını, konkordato komiser heyetinin raporlarında ön projenin borcun tasfiyesine ilişkin açıklamaları denetleyecek revize projeye rastlanılmadığını, 09/01/2021 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında ise hangi projenin onaylandığının anlaşılamadığını, özellikle alacağı rehinle temin edilmeyen adı, toplam borç miktarı, ödenen tutar ve kalan borç tutarlarının açıklandığı bazı alacaklılarla farklı ödeme koşulları adı altında anlaşmalar yapıldığını, hatta alacağı rehinle temin edilmeyen alacaklılar ile yapılan bu anlaşmalar çerçevesinde de 31/08/2020 tarihine kadar 1.072.978,21 TL tutarında ödeme yapıldığını, bu ödeme tutarlarının tek tek belirtildiğini, bu ödemelerin tenzil edilmesi sonrası ise kalan bakiyenin nisaba dahil edildiğini, zaten bu şartlarda doğru bir nisap listesi oluştuğundan ve usule uygun bir oylama yapıldığından bahsetmenin mevcut olmadığını, yine mahkemeden çekişmeli alacaklara ilişkin bir karar verilmesi için talepte bulunularak bu noktada bir karar alınmadan müzakere ve anlaşma cihetine gidilmiş olduğunu açıklamışlardır. Bilirkişi kurulunun raporu üzerine mahkememizce icra edilen 09/04/2021 tarihli duruşmada; "sunulan bilirkişi kurulu raporu içeriği karşısında davacı şirketin 2021 yılı itibariyle en son aktif ve pasifleri dikkate alındığında "güncel ve fiilen borca batık olup olmadığını, (kayden araştırma yapılmayacaktır) incelemeleri; davacı şirketin borca batık olmadığı yönündeki komiser heyetinin daha önce hazırlamış olduğu rapor içerikleri ve dayanakları da dikkate alındığında halihazırda davacı şirketin güncel ve fiilen borca batık olup olmadığının titizlikle araştırılması, özellikle davacı şirket ile ilgili bilirkişi kurulunun sunmuş olduğu 07/04/2021 tarihli raporun 8.sayfası ve devamı dikkate alındığında davacı şirketin fiilen ve güncel olarak borca batık olup olmadığı da irdelendikten sonra bilirkişi kurulunun 07/04/2021 tarihli raporlarındaki gerekçe ve sonuç kısmında değişiklik yapılmasını gerektiren bir durum olup olmadığının incelenmesi; buna göre ve gerekirse İİK m.305/f.2 uyarınca mahkememizce kendiliğinden düzeltme yapılıp yapılmayacağının takdir olunması açısından 16/04/2021 günü saat 15:30 itibariyle tamamlayıcı nitelikte bilirkişi incelemesi yapılmasına" dair ara karar oluşturulmuş, buna göre borca batıklığının güncel ve fiilen araştırılması için önceki kök bilirkişi kuruluna SPK lisanslı gayrimenkul değerlendirme uzmanı ve makine yüksek mühendisi dahil edilmek suretiyle ek rapor alınmıştır. Bu defa beş kişiden oluşan bilirkişi kurulu hazırlamış olduğu 27/04/2021 tarihli raporda, hükme en yakın tarih itibariyle davacı şirketin fiilen ve güncel olarak borca batık olmadığını, davacı şirketin + 3.265.587,14 TL fazlasıyla ve rayiç değerlere göre borca batık durumda bulunmadığını, taraflarınca hazırlanan iflas bilançosuna göre ise teklif olunan tutarın davacı şirketin iflası halinde ele geçebilecek tutardan fazla olduğunu, ancak konkordato projesinde varlık tasfiyesine yönelik olarak değil, faaliyetin devamına göre hazırlandığını, daha önce hazırlandığı üzere proforma ve nakit akit tablosu bulunmayıp revize proje dahi sunulmadan teklif edilen tutarın kaynaklar ile orantılı olup olmadığını tespit edebilmenin mümkün bulunmadığını, kök raporda ise tespit edilen değerlendirmelerde ise herhangi bir değişikliğin mevcut olmadığını açıklamışlardır. Davacı olan şirketin mali durumu hakkında güncel ve eksiksiz bilgilerinin temin olunması ve denetime hazır edilmesi, komiser heyeti açısından yerine getirilmesi gereken denetim faaliyeti kapsamındadır. Ne var ki bilirkişi kurulunun hazırlamış olduğu 07/04/2021 tarihli rapor içeriği gözetildiğinde davacı şirketin rayiç değer bilançosunun düzenlenmesinde, menkul kıymetler, yıllara yaygın inşaat onarım maliyetleri, gelecek aylara/yıllara ait giderler ve gelir tahakkukları, maddi duran varlıklar, mali duran varlıklar, yıllara yaygın inşaat ve onarım hakedişlerinin eksik yahut yanlış hesaplandığı belirtilmiştir. Esasen bu yöne ilişkin bilirkişi kurulunun daha sonradan sunmuş olduğu 27/04/2021 tarihli ek raporda da herhangi bir değişikliğe gidilmemiştir. Bu noktada belirtmek gerekir ki aynı zamanda konkordato komiserliği yapan SMMM bilirkişilerin muhasebesel ve mali açıdan açık, şeffaf ve denetlenebilir nitelik taşımadığını açıkladıkları rayiç değer bilançosunun mahkememizce bizzat denetlenebilmesi gerek fiili açıdan gerek hukuki açıdan imkansızdır. Zaten bu amaçla bilirkişi atanmış olup bilirkişi kurulunun bu konuya ilişkin yapmış oldukları tespitler gerekçeli, hükme elverişli görülmüş olup konkordato komiser heyetinin akabinde sunduğu 27/04/2021 tarihli rapor içeriği ise bu noktada Mahkememizce kabule elverişli gözükmemiştir. Esasen konkordato mühletinin hüküm tarihinden bir gün sonra biteceği dikkate alındığından bu konuda farklı bir bilirkişi kurulundan rapor alınabilmesi de fiilen ve hukuken imkansız hale gelmiştir. Bilirkişi kurulu raporu ve komiser heyeti raporları değerlendirilmeden ifade etmek gerekir ki konkordato komiser heyeti, kesin mühlete geçilmesinden sonra ve İİK m.289/f.3 hükmü gereği hukuken dosyayı tevdi almıştır. Komiser heyetinin hukuken dosyayı tevdi aldığı tarihten sonra yapacağı iş ve işlemlerin en önemli aşamalarından biri ise İİK m.299 hükümüne atfen İİK m.288 uyarınca alacaklıları alacaklarını bildirmeye davet için hem TTSG'de hem Basın İlan Kurumu resmi ilan portalı'nda gerekli ilanları yapması, ayrıca davet ilanının bir nüshasının ise adresi belli olanlara posta ile gönderilmesidir. Bu husus kanun koyucu tarafından zorunlu ve şekli bir husus olarak kabul olunmakla gözardı edilebilmesi mümkün değildir. Zira HMK m.27 hükmü gereği davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve konuları somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir. Bu durumda tasdik yargılamasından haberdar olmayan, tasdik yargılamasına katılamayan diğer alacaklıların hukuki dinlenilme hakları ihlal edilmiştir. O halde "mahkemenin uzayan kolu" durumundaki komiser heyetinin konkordatoya ilişkin yargılamanın devam ettiği aşamada ve kesin mühlet içinde muhtemel alacaklıların alacaklarını bildirmeye davete dair TTSG'de ilan yapmaması, özellikle bilançoda kayıtlı olmayan ve sürece dahil olmak isteyen muhtemel alacaklıların alacaklarını bildirmelerini usuli açıdan imkansız hale getirmiş veya zorlaştırmıştır. Bu çerçevede oluşan nisabın kanun koyucunun öngördüğü usullere uygun olarak oluştuğu kabul edilemez. Esasen mahkememizce hüküm verildiği tarih mühletin bitmesinden bir gün öncesine ait olmakla artık bu eksikliğin tamamlanabileceği herhangi bir zaman dilimi de kalmamıştır. Öte yandan 07/04/2021 tarihli kök raporunda rehinsiz ve adi nitelikli alacaklılarla yapılan protokoller ve ödemeler yönünden yapılan incelemede, alacağı rehinle temin edilmeyen bazı alacaklıların farklı ödeme koşullarıyla ve ön projeden farklı ödeme koşullarına tabi tutulduğu, ismi belirtilen bankalara bu çerçevede ve 31/08/2020 tarihine kadar 1.072.978,21 TL tutarında dahi ödeme yapıldığı muhasebesel açıdan tartışmasızdır. Öncelikle belirtmek gerekir ki konkordato kurumunda kural olarak mühlet içinde alacaklılar arasında eşitlik esasına göre hareket edilmesi, özellikle komiser heyetinin mühlet içinde İİK m.290 hükmüne göre projenin tamamlanmasına bu çerçevede katkıda bulunması zorunludur... Oysa somut olayda kesin mühlet içinde alacağı rehinle temin edilmemiş bankalar ile borç yenileme yoluyla protokoller imzalandığı gibi protokoller içerisinde bazı ödemelerin yapıldığı, bu suretle kanun koyucunun ön gördüğü kurallara ve kanun koyucunun amacına açıkça aykırı hareket edildiği, komiser heyetinin bu noktada bu aykırılığın hukuka uygun hale getirebilecek gerekçeli ve ayrıntılı bir karar alma yoluna gitmediği gibi borçluyu uyarmak bir tarafa komiser heyetinin ayrıca bu noktada onay verdiği anlaşılmaktadır. Komiser heyetinin 27/04/2021 tarihli sunduğu ek raporda da bu yöne ilişkin gerekçeli, ayrıntılı, denetlenebilir ve yukarıda açıklanan temel kuralın gözardı edilmesine imkan verebilecek bir açıklama yapmadığı anlaşılmaktadır. Bu aykırılığın en önemli sonucu, yapılan nisap listesindeki alacaklı ve alacak çoğunluğunun kanunun öngördüğü yönteme uygun olarak hazırlanmamasıdır. Kesin mühlet içindeki işlemlerin kanun koyucunun öngördüğü şekilde ve yasal koşullara uygun yürütüldüğü kabul edilemez. Somut olay açısından çok istisnai olarak konkordatoya tabi bir alacağın mühlet içinde ödenmesi veya ön projede ön görülen ödeme teklifinden farklı koşullara tabi tutulması mümkün ise de bu noktada komiser heyetince herhangi gerekçeli karar alınmaksızın veya bu yöne ilişkin farklı bir açıklama olmaksızın -ki komiser heyeti 07/04/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı sunmuş olduğu 27/04/2021 tarihli raporunda da bu yöne ilişkin farklı ve gerekçeli bir açıklama sunmamıştır- 1.072.978,21 TL tutarında olmak üzere konkordatoya tabi alacaklılara ödeme yapılmasına komiser heyetince onay verilmiş olup tüm ödemeler davacı bilgisi dahilinde gerçekleşmiştir.Bu şartlarda konkordatoya tabi alacaklılar arasında yukarıda anılan alacaklılar lehine ve diğer alacaklılar aleyhine olmak üzere eşitlik ilkesi açıkça ihlal edilmiştir. Oysaki kesin mühlete geçilmesinden sonra hukuken dosyayı teslim alan komiser heyeti sürecin yönetimi içinde konkordatoya tabi alacaklılardan bir kısım lehine ayrıcalık ve öncelik sonucunu doğuracak şekilde iş ve işlemlerde bulunamaz. Konkordato komiser heyeti yapmış olduğu böyle bir işlemle, nisap çoğunluğunun kanunun öngördüğü şekilde sağlanması noktasında konkordato prosedürünü tamamlayamamıştır. Kaldı ki konkordato talep eden borçlunun ve komiser heyetinin bilgisi dahilinde konkordatoya tabi alacaklılarla kesin mühletin devamı aşamasında farklı anlaşma ve farklı ödeme koşullarının düzenlenmesi, hatta ödeme yapılması iyi niyetli bir tavır olarak kabul edilemez. Zira konkordato talep eden borçlunun rehinli alacaklılarla, konkordatoya tabi adi alacaklılardan farklı olarak ayrı bir anlaşma yapılabilmesi mümkün ise de konkordatoya tabi alacaklar açısından yukarıda adı geçen anlaşma ve ödemeler yasal dayanaktan yoksundur. Bu şekilde bir kısım konkordatoya tabi alacaklılar, konkordato projesi tasdik olunsa dahi mahkemenin tasdik edeceği hükme göre kendi lehlerine ve diğer alacaklılar aleyhine sonuç yaratmış olacaklardır. Kanun koyucunun bu yönde bir amacın olmadığı açık olduğu gibi buna engellemeye çalıştığı da kanunun sistematiği dikkate alındığında anlaşılabilir durumdadır. Hemen belirtmek gerekir ki Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarında da halleri, konkordato talep eden davacının dürüst şekilde hareket etmediği haller olarak kabul edilmektedir. (Yargıtay 11. HD. 11/06/1990T. 1990/3651E. 1990/4618K.sayılı, Yargıtay 11.HD. 27/02/1989T. 1989/709E. 1989/1163K.sayılı ilamı) İİK m.286 vd.hükümleri çerçevesinde konkordato müessesinin dürüst borçlular tarafından talep olunabileceğine dair normatif bir düzenleme mevcut olmasa dahi doktrinde de kabul olunduğu üzere konkordato esasen elinde olmayan nedenlerle, işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan, dürüst borçluları korumak için kabul edilmiş bir müessesedir. ... O halde doktrinde halihazırda İİK m.285 vd.hükümleri çerçevesinde "konkordato talep eden borçlunun dürüst olmasının gerekip gerekmediğine" dair tartışmalar yapılmış ise de Mahkememizce açıklanan hususlar karşısında, İİK m.285 vd.hükümleri çerçevesinde açıkça bu unsur yazılmamış olsa dahi konkordato talep eden borçlunun mühlet aşamasında dürüst hareket etmesi gerektiği mahkememizce değerlendirilmiştir. Nitekim 15/03/2018 değişikliği öncesinde hukukumuzda mevcut olan konkordato kurumuna ilişkin yapılan çalışmalarda da belirtildiği üzere "mehil kararından itibaren borçlu, komiserin nezareti altındadır. Bu süre içinde borçlunun davranışları mühim olduğu gibi tahkik edilen mali durumu, bilanço ve hesapları itibariyle birçok kusurların meydana çıkması da mümkündür. Bazen, alacaklıların müracaat veya itirazda bulunmaları sayesinde borçlunun (bilinmeyen taraflarının) açığa çıkması ve komiserin aydınlatılması da ihtimali dahilindedir. İşte borçlu, bu süzgeçten geçip alacaklıların zararına olarak doğruluk haricinde, pek büyük hiffetle hiçbir iş yapmadığı takdirde hüsniyet bakımından konkordatoya ehil ve layık sayılır.(Enver Buruloğlu-Yuda Reyna,Konkordato Hukuku ve Tatbikat, İstanbul,1968,Sayfa 58)" Özellikle konkordato ile alacaklılar iflâsın gerektirdiği masrafları yapmadan ve dolayısı ile daha fazla ölçüde alacaklarını elde ederler. 4949 sayılı Kanun ile 2003 yılında yapılan değişiklik sonucunda «alacaklılara da konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteme hakkı» tanınarak «borçlu ile alacaklılar» ve «alacaklılar» arasında eşitlik sağlanmış, başka bir deyişle bu suretle konkordatoda «borçlu ile alacaklıların menfaatleri eşit olarak» gözetilmiştir. Bu eşitliği bozmaya yönelik her türlü çabanın, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup olmadığı irdelenmelidir. Konkordato mühleti içinde konkordatoya tabi bir kısım alacaklılara fiilen ödeme yapan, bu şekilde anlaşmalar yapan davacının, konkordato talebinin kabulü hukuken mümkün olmayıp davacının konkordatoya lâyık sayılması mümkün değildir. Öte yandan konkordatoda kesin mühlet, dinamik bir dönem olup bu dönem içinde komiser heyetinin İİK m.297 hükmü uyarınca denetleme yetkisi mevcuttur. Bu süreç içinde ortaya çıkacak yeni durumla ilgili komiser heyetinin aktif rol üstlenmesi, gerektiği takdirde revize projenin hazırlanmasına müteakiben bu projenin nisap toplantısında oylanması için gerekli katkıyı sunması beklenmelidir. Ne var ki bilirkişi kurulunun gerek kök gerek ek raporunda da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere ön projenin hazırlanmasından sonra konkordato komiser heyetinin tasfiyeye yönelik açıklamalar yaptığı halde bu yöne ilişkin herhangi bir revize proje sağlanmasına dönük bir katkı içinde bulunmadığı, oylamada ise işletmenin faaliyeti devamı esasına göre hazırlanan projenin onaya sunulduğu gerçeği karşısında ortada esasen tasdiki belirli, açık ve net bir projenin varlığından bahsedilemez. Mahkememizce atanan bilirkişi kurulunun kök ve ek raporlarıyla anlaşılan bu durum karşısında hükümden bir gün sonra ve bilirkişi kurulunun ek raporundan üç gün sonra mühletin dolacak olması karşısında artık bu eksikliğin tamamlanabilmesi yine fiilen imkansız hale gelmiştir. Komiser "konkordato prosedürü boyunca belki de en önemli organdır. Komiser geçici mühlet kararı verilmesiyle birlikte atandıktan sonra ve projenin tasdik için asliye ticaret mahkemesine sunulmasına kadar ki bütün süreçte etkin şekilde görev almaktadır.... Görüldüğü gibi, konkordato komiserinin konkordato süreci boyunca bütün ilgili kişi ve kurumlarla (borçlu, alacaklılar, asliye ticaret mahkemesi, alacaklılar kurulu) irtibatı vardır. (Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof Dr. Güray Erdönmez, 7101 sayılı Kanun Çerçevesinde Konkordato, İstanbul, 2018, Sayfa 71) "Konkordato komiserlerinin atandığı tarihten görevinin bittiği tarihe kadar görevlerini süresinde, tam ve eksiksiz olarak yapmamaları telafisi zor veya imkansız hallere yol açabilecektir. Belirtilen olumsuzlukların olmaması açısından kesin mühletin verildiği tarihten sonra bir anlamda konkordato komiserleri için ticaret mahkemesince yol haritasının çizilmesi bu noktada önem arz etmektedir. Bu amacı teminen, kesin mühletin verilmesinden sonra "konkordatoda kesin mühlet işlemlerine hazırlık tutanağı"(Mustafa AKIN, Konkordatoda Kesin Mühlet İşlemlerine Hazırlık Tutanağı, İstanbul Barosu Dergisi, Ocak Şubat 2020, Sayfa 133)" dahi düzenlenmiş, bu konuda komiser heyeti uyarılmış ve bilgilendirilmiştir. Ne var ki belirtilen aykırılıklara engel olunamamıştır. Mevcut aykırılıklar karşısında tasdiki gerekli ve mümkün bir projeye katkı sunmayan, revize projenin hazırlanması noktasında gerekli denetimi yapmayan komiser heyetinin tasdik şartlarının oluştuğuna dair kök ve ek gerekçeli raporları soyut olup tasdike elverişli değildir. "Mahkemenin bu aşamada geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır ve tasdik yargılamasında re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Mahkeme, tasdik yargılamasında konkordato projesini kontrol edecek, konkordato sürecinde yapılması gereken işlemlerin zamanında ve kanuna uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetleyecektir. Şekli inceleme kapsamında yapacağı en önemli tespit, komiserin süresi içinde dosyayı kendisine teslim edip etmediğidir. İçerik olarak dikkatle araştırması gereken husus ise borçlunun alacaklılar arasında dengeyi koruyup korumadığıdır. (Öztek S./Budak A.C./ Yücel M.T./Kale S./Yeşilova B., Yeni Konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019, s. 539.) "Ticaret mahkemesinin yürüteceği konkordatonun tasdikine ilişkin yargılama, maddi hukuk yargılaması olmayıp, kendine özgü bir onama eşliği niteliğindedir. Bu nedenle, onama yargılaması, hukuki bir uyuşmazlığın dava olarak çözümlenmesine yönelik bir faaliyet özelliği taşımaz. Onama yargılaması sonucunda oluşturulacak karar, daha çok konkordato prosedürünün yasal kurallarına uygun yürütülüp yürütülmediğini ve konkordatonun unsurlarının kanunun öngördüğü anlamda oluşup oluşmadığının saptanmasına ilişkin, belirleyici nitelik taşıyan, onama faaliyetinin yürütüldüğü bir yargı işlevi özelliğini taşımaktadır. Bu nedenle onama yargılaması; özellikle, komiserlik tarafından yapılan işlemlerin yasanın ön gördüğü doğrultuda gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin denetlenmesini içerir. (Mahmut COŞKUN, Konkordato ve İflas, Ankara, 2.baskı, 2019, Sayfa 184)" Konkordatonun tasdikine dair İİK m.305 hükmünde belirtilen şartların şekli olarak oluştuğunun açıklanması önemli olmakla birlikte asıl önemli olan bu şartların gerçekleşmesine esas teşkil eden hususlarda konkordato prosedürünün sonuca etkili aykırılıklar nedeniyle ihlal edilmiş olup olmadığı mahkememizce dikkate alınmıştır. Ayrıntılı olarak açıklanan durum karşısında "mahkemenin uzayan kolu" olarak tanımlanan ve kesin mühlet içinde dosyayı hukuken teslim alan komiser heyetince, konkordato prosedürlerinin yasal kurallara uygun şekilde yerine getirilmediği, mevcut yasal aykırılıklar karşısında tasdike dair yasal şartların gerçek anlamda oluşmadığı gibi kalan süre içinde bu şartların oluşmasında da imkansızlık olduğu kabul edilmiştir. Bu şartlarda konkordato projesinin tasdikine dair talebin açıklanan nedenlerle reddi gerekmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki iflas, cebri icra hukuku açısından çağımızda tercih edilmeyen ve fakat hukukun da düzenlediği bir haldir. Bununla birlikte bu husus dahi araştırılmıştır. Atanan beş kişilik bilirkişi kurulu raporuna göre davacı şirketin faal olduğu, güncel olarak ve fiilen batık olmadığı, ekonomik hayatına devam etme imkanının bulunduğu gözetildiğinde davacı şirket hakkında iflas kararı verilmesinin yasal şartlarının oluşmadığı ise kabul edilmiştir. Yapılan açıklamalar karşısında; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ... sicil numarasında kayıtlı davacı ... ANONİM ŞİRKETİ'nin konkordato talebinin, konkordato tasdikine dair İİK m.305 hükmünde belirtilen tüm şartların oluşmaması karşısında reddine, davacı hakkında iflas kararı verilmesi şartları oluşmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına, davacı lehine mahkememizce verilmiş olan tüm geçici mühlet kararlarının, tüm kesin mühlet kararlarının 29/04/2021 günü saat:16:39'dan geçerli olmak üzere kaldırılmasına ve mahkememizce atanan konkordato komiserlerinin görevine son verilmesine, davacı lehine mahkememizce verilmiş olan tüm tedbir kararlarının 29/04/2021 günü saat:16:39'dan geçerli olmak üzere kaldırılmasına" karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin kararına dayanak yaptığı bilirkişi kurulu raporu, tüm komiser kurulu raporları hatta yerel mahkemenin tesis ettiği ara kararların birbirleriyle çeliştiğini, alacaklıların iradesine ters düştüğünü, yerel mahkeme - komiser heyeti tarafından yapılması gereken ilan ve işlemlerin yerine getirilmediğini, bu durumda müvekkili şirketin herhangi bir kusuru ya da eksikliği bulunmadığını, komiser heyeti tarafından adresi bilinen alacaklılara davet mektubu iadeli taahhütlü olarak tebliğ edildiğini, tebliğ mazbatalarının dosyada mevcut olduğunu, mahkemenin hatalı ve eksik incelemeye dayalı düzenlenen bilirkişi heyet raporunu dikkate alarak fiziki delilleri değerlendirmediğini, TTSG'de ilan yapılmamasının kanunun lafzı ve gerekçesi incelendiğinde olmazsa olmaz şekil şartlarından olmadığını, Basın İlan Kurumu'nda ilanın yapılması zorunluluk olup yerine getirildiğini, alacaklıların tümü alacaklılar toplantısından haberdar olduklarından ve herhangi bir alacaklının da bu hususta bir itirazı bulunmadığından ilan şartının da yerine getirildiğini, bir an için ilan şartının yerine getirilmediği düşünülse dahi Müvekkili Şirkete ilanın yapılmaması sebebiyle yüklenecek herhangi bir kusur bulunmadığını, Müvekkil şirket tarafından hazırlanan ön proje teklifinde borçların tamamını konkordatonun Mahkemece onanmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren alacaklıların alacak vadelerini 1'er yıl ötelemesi ve 3'er aylık taksitlerle ödenmesinin öngörüldüğünü, revize proje sunulmasının kanunun aradığı şartlardan olmadığını ancak mühlet içerisinde Mahkeme tarafından verilen ara karar neticesinde ön projenin alacak bedellerine göre sınıflandırıldığı ve nihai olarak yapılacak ödemelerde ilk taksit 5.000,00 TL altında olmayacak, 20.000,00 TL'ye kadar olan ödemeler 4 taksit, aşan borçlar ise 8 taksit şeklinde, protokol yapılan bankalarla 24 aylık taksit süreleri aşan sürelerde ve kısmen Mahkeme kararına göre faiz işletilerek gerçekleşeceğinin belirlendiğini, 5.000,00 TL'den az alacak miktarı olan alacaklı sayısı 71, 20.000,00 TL alacak miktarı olan alacaklı sayısı ise 116 olup ödeme planında alacaklılar, alacak miktarı, alacağın taksit miktarının açıkça kararlaştırıldığını, bu konuda alacaklılar ile tam mutabakat sağlandığını, Mahkeme tarafından da gerekçeli kararda ısrarla belirtildiği üzere gerektiğinde revize proje hazırlanmasının komiser heyeti tarafından denetleme yetkisi çerçevesinde teklif edilmesi ve bu teklife binaen ön projenin değiştirilmesi gerektiğini, Müvekkili şirketin bu durumda da herhangi bir kusuru ya da eksikliği bulunmadığını, ön projenin revize edilmesi Müvekkili şirketin inisiyafinde olup alacaklılara ödenecek bedelde herhangi bir değişiklik olmayacağı için revizyon gerekmediğini, Yerel mahkeme tarafından açıkça beyan edildiği üzere TTSG ilanın yapılmaması, ön projenin açık ve net bir projenin bulunmadığı 2,5 sene süren konkordato sürecinde anlaşılamayarak mahkemece atanan bilirkişi kurulunun kök ve ek raporlarıyla anlaşıldığını ve bu durum karşısında hükümden bir gün sonra ve bilirkişi kurulunun ek raporundan üç gün sonra mühletin dolacak olması sebebiyle bu eksikliğin giderilmesinin fiilen imkansız hale geldiğini, yerel mahkeme tarafından gerekçeli kararda altı çizilerek açıkça hatalı ve eksik yargılama yapıldığının ilan edildiğini, Müvekkil şirkete geçici mühlet, kesin mühlet ve kesin mühlet uzatma kararları verildiğini, müvekkil şirketin tüm bu süre zarfında komiser heyetinin denetimi ve nezaretinde, mahkemenin de bilgisi ve onayı dahilinde faaliyetlerine devam ettiğini, yerel mahkemenin konkordato talebini reddetmesine sebep gösterdiği ilanın yapılmaması, ön projenin açık ve net olmaması yargılamanın en başından oluştuğunu ileri sürdüğü eksiklikler olup her nasılsa yerel mahkeme tarafından bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan rapor ile muttali olunduğunu, bu süreçte müvekkilinin projenin gerçekleşmesi amacıyla taşınmaz satışı gerçekleştirmesine, kamu borçlarının yapılandırmasına, alacaklılarla mutabakat yapılarak projenin tasdiki için gerekli nisabın sağlanmasına, yargılama gider, harç ve ödevlerin zamanında eksiksiz yerine getirilmesine rağmen müvekkilinin adil yargılanma hakkı elinden alınarak konkordato talebinin reddine karar verildiğini, red gerekçesi olarak belirtilen tüm iş ve işlemlerin yerel mahkeme ve komiser heyetinin inisiyatifinde ve sorumluluğunda olduğunu, bu konuda müvekkili şirketin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, Komiser heyetinin Şubat 2020 döneminden itibaren mahkemeye sunmuş olduğu tüm ara raporlarda rehinsiz ve adi nitelikte yer alan alacaklılarla protokollerin yapıldığı ve bu protokollerde belirtilen ödemelerin yapıldığı bildirilmesine rağmen yerel mahkeme tarafından bilirkişi kurul raporu ile durumun öğrenildiğinin ifade edildiğini, oysaki mahkemenin ödeme yapılmaya başlanmadan gerek sözlü gerekse komiser ara raporları uyarınca durumdan haberdar olduğunu, söz konusu protokoller ve ödemelerin komiser heyetinin nezaretinde, mahkemeninde bilgisi dahilinde yapıldığını, Konkordato sürecinin dinamik yapısı gereği, konkordato projesinin onaylanması, alacaklıların da projeye onay vermesi çerçevesinde Bankalarla protokoller yapıldığını, söz konusu protokollerle alacaklılar arasında eşitliği bozmanın değil alacaklılar arasında eşitlik sağlanmasının amaçlandığını, ödemelerin 20/02/2020 tarihinde başladığını zira konkordato tasdikinin 15/02/2020 olarak öngörüldüğünü ancak pandemi sebebiyle sürecin uzadığını, protokollerin yapılması ile çekişmeli alacaklıların sayısının azaldığını ve projenin onaylanması ile tüm alacaklıların lehine olabilecek bir süreç tamamlandığı, Yerel Mahkeme tarafından iki bilirkişi kurul raporu ve komiser heyeti nihai raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi gerekirken, bu yapılmaksızın doğrudan aleyhe olan ve eşitlik ilkesine aykırı işlem olduğu varsayımı ile aleyhe düzenlenen rapora dayalı olarak hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın kaldırılması gerektiğini, bilirkişi kurul heyeti tarafından hazırlanan raporun eksik incelemeye dayandığını, dava dosyasında bulunan hatta taraflarınca heyete gönderilen evrakların incelenmediğini, raporun sunulmasında tayin edilen sürelere uyulmadığını, hüküm duruşmasından bir gün önce rapor sunularak gerek mahkemenin gerekse kendilerinin detaylı inceleme ve beyan sunma hakkının kısıtlandığını, tasdik duruşmasının da bu sebeple 2 defa ertelenmesine sebebiyet verildiğini, alacaklıların iradesi ve menfaati hiçe sayılarak karar verildiğini, yerel mahkeme ve komiser heyeti tarafından yapılan usul hataları sebebiyle tüm alacaklıların mağdur edildiğini, müvekkilinin 2,5 senedir büyük emek ve masraf harcadığı konkordato sürecinde büyük zarara uğradığını beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın kabulü yönünde hüküm kurulmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca HMK'nun 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır. Talep, İİK'nun 285. ve devamındaki maddeler uyarınca konkordato istemine ilişkindir. Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir. Konkordato yapılış biçimine göre tenzilat konkordatosu, vade konkordatosu ve karma konkordato olarak üçe ayrılmaktadır. İmtiyazsız alacaklıların, kanunda öngörülen usule göre borçludan olan alacaklarının belli bir yüzdesinden feragat etmeleri tenzilat konkordatosu, alacaklıların alacaklarından feragat etmeksizin, borçların vadesinin yeniden düzenlenmesi suretiyle daha sonraki bir tarihe ertelenmesi veya ödemenin taksitlere bağlanması vade konkordatosu, hem borçtan indirim yapılması hem de vadeye bağlanması ise karma konkordatodur. 2004 sayılı İİK'nın 285/3 fıkrası uyarınca konkordato talebinde iflasa tabi olan borçlu için İİK 154.maddesinin birinci veya ikinci fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesi, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesi yetkilidir. Somut olayda konkordato talep eden borçlu şirketler iflasa tabi olduğu için yetkili mahkeme İİK'nın 285/3 fıkrasının göndermesi ile İİK 154.maddesi gereğince davacı şirketin muamele merkezinin bulunduğu Sarıyer/İstanbul adresindeki asliye ticaret mahkemesi olup, dava görevli ve yetkili mahkemece açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 74. maddesi, 114/1.f bendi, 6098 sayılı TBK nun 504. maddesi uyarınca müvekkili adına dava açıp konkordato teklifinde bulunan vekilin, vekaletnamesinde özel olarak yetkilendirilmiş olması zorunludur. Sunulan vekaletname ile borçlu şirket vekilinin yasal düzenlemelere uygun olarak konkordato yönünden özel olarak yetkilendirildiği anlaşılmıştır. Fiziki olarak dosya kapsamında bulunmadığından UYAP sistemi üzerinden incelenen ön projede; Sermayesinin 7.000.000,00 TL olduğu, 2015 yılında 56, 2016 yılında 70 ve 2017 yılında 103 kişiye istihdam sağladığı, 2018 yılı 30 Eylül itibariyle 94 kişi çalıştığı, 2018/9 itibariyle kaydi değerlere göre dönen varlıkları 108.831.984,00 TL, duran varlıkları 6.442.725,00 TL, varlıklar toplamı 115.274.709,00 TL, kısa vadeli borçlar toplamı 103.707.163,00 TL, uzun vadeli borçlar toplamı 6.327.673,00 TL, borçlar toplamı 110.034.836,00 TL, özkaynakları (+) 5.239.872,81 TL olduğu, 2018/9 itibariyle rayiç değerlere göre dönen varlıkları 99.402.894,22 TL, duran varlıkları 5.374.250,59 TL, varlıklar toplamı 104.777.144,81 TL, kısa vadeli borçlar toplamı 103.707.163,00 TL, uzun vadeli borçlar toplamı 6.327.673,00 TL, borçlar toplamı 110.034.836,00 TL, özkaynakları (-) 5.257.691,37 TL olduğu, Şirketin taahhüt ettiği ve inşaatı devam eden projelerin toplam bedeli katma değer vergisi dahil 90.000,000,00 TL'yi aştığı, konkordato projesi çerçevesinde maliyet ve giderlerde önemli tasarruflar sağlanacağı, personel sayısı azaltılarak genel gider ve faaliyet giderlerinde azami tasarruf yapılacağı, faiz yükü getiren borçlar azaltılarak finansman giderlerinin düşürüleceği, yabancı para cinsinden olan bazı borçların kur riskinden korunmak amacıyla Türk Lirasına dönüştürüleceği, şirket kaynaklarının yeni yatırım faaliyetleri için kullanılmayacağı, genel hatlarıyla küçülme stratejisi uygulanacağı, ihtiyaç duyulması halinde ortakların kaynak yaratabildiği ölçüde sermaye niteliğinde özel imkanlarını şirkete kullanmaya devam edeceği, şirketin sahip olduğu gayrimenkulleri varsa kalan kredi borcunu ödemek suretiyle yeniden değerleyerek nakde dönüştürecek veya bu kaynakları borç ödeme amacıyla kullanarak likidite yaratmaya çalışacağı ve bu işlemden yaklaşık olarak 2 Milyon TL gelir beklendiği, şirket merkez binasının tapu işlemlerinin tamamlanmasıyla birlikte finansal kiralama işlemi yapabileceği bu işlem yoluyla yaklaşık 3 milyon TL değerinde gelir oluşturulabileceği, şirketin devam eden projelerinden beklenen gelirin yaklaşık 30 Milyon TL olup, borçların tasfiyesi için önem arz ettiği, alacak tahsilatıyla ilgili olarak daha aktif bir politika uygulanacağı, araç kiralama sözleşmelerini feshederek kiralamadan kaynaklı giderlerle birlikte bu araçlar için oluşan yakıt giderlerinin azaltılması yoluyla önemli ölçüde tasarruf edeceği ve beklenen tasarrufun 500.000,00 TL olarak planlandığı, grup yapısı altında yer alan diğer şirketlerle ilgili değer analizi yapılarak faaliyetlerinin tasfiyesinin değerlendirileceği, ihracat odaklı yeni strateji ve iş geliştirme faaliyetleri yürütüleceği, iç piyasada uzun süreli büyük projeler yerine daha kısa süreli ve karı yüksek olan ve hızla nakde dönen projelere yönelik satış ve pazarlama faaliyetleri yürütüleceği, şirketin genel hatlarıyla küçülme stratejisi uygulayacağı, olası bir iflas halinde alacaklıların alacaklarını ancak %46 oranında tahsil edebilecekleri, 2018 yılı 2.418.000,00 TL, 2019 yılı 2.490.540,00 TL ve 2020 yılı 2.565.256,00 TL net kar hedeflendiği, Şirketin faaliyetine devam edip içinde bulunduğu darboğazdan kurtulmak için borçlarının tamamını konkardatonun mahkemece onanmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren alacaklıların alacaklarının vadelerini 1'er yıl ötelenmesi ve 3'er aylık taksitlerle ödenmesi teklifinde bulunduklarını ifade etmişlerdir Davacı tarafından gerekli kayıt ve belgeler sunularak, geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki talebiyle başvurulması üzerine, mahkemece 16/11/2018 tarihinde verilen üç aylık geçici mühlet kararı ile birlikte konkordato geçici komiseri olarak hukukçu Dr. ..., YMM ... ve SMMM ... atanmıştır. 1-Geçici komiser heyetinin 15/01/2019 tarihli ara raporunda; 1.3.2.Şirket Çalışanlarının Durumu; Şantiyelerde çalışan personellerin, davacı şirketin SGK kayıtlı personelleri olmadığı, bu çalışanların ücretlerinin ödenmesinde uygulamada sıkıntı doğduğu, şantiyelerde çalışan işçilerin konkordato öncesi doğmuş bulunan alacakları komiser heyetine yapılan taleple alınan komiserlik kararları ile ödenmiş ise de, bu yönde davacı şirketin komiser heyeti ile iletişime geçmeden mahkemeye de başvurduğu, Mahkemede anılan ödemelerin yapılması talebinin reddine dair 19/12/2018 tarihinde karar verildiği, bu kararın davacı tarafından heyete bildirilmediği ve aynı yönde taleplerinin kararı takiben de devam ettiği, bu hususun İİK amir maddelerine aykırılık teşkil ettiği, davacı tarafından alt taşeron ilişkisi içinde çalıştırdığı personellerin ödemelerinin proje hakedişlerinden, projeyi kendilerine ihale eden şirketlerin davacı hakedişine mahsuben ödenmesi taleplerinin geldiği, davacının konkordato projesinde tahsil edecekleri hakediş rakamları ile borçların konkordato dahilinde ödeneceği/ödenebileceği belirtilmiş olduğundan, kimi alacaklılar yönünden hakedişten mahsup yapılarak geçici mühlet içinde bazı alacakların ödenmesi talebinin uygun görülmediği, davacının bu yönde mahsup tasarrufları yönünden heyetçe izlenmeye devam edileceği, 1.4.Borçlu Şirketle İlgili Olumsuz Gelişmeler; Borçlu şirket faaliyetlerine devam etmekle birlikte geçici mühlet kararının duyulması ile birlikte alacaklılar tarafından tepkiler ortaya çıktığı, 1.3.2 bölümünde taşeron işçi ödemeleri ile ilgili yazılan hususların geçerli olduğu, davacının talep edilen bilgi ve belgeler zamanında Heyete teslim emediği, bu yönde davacının daima uyarıldığı ancak olumlu netice alınamadığı, 1.5.Borçlu Şirketin Geleceği; Borçlu şirket tarafından sunulan Konkordato Ön Projesinde belirtilen faaliyetler kapsamında henüz bir iyileşme gerçekleştirilmemiş olmakla birlikte firma faaliyetlerinin devamlılığı sağlandığı, Şirketin genel mahiyette hakediş usulüne göre çalışmakta oluşu, bu hakediş ödemelerinin alınması halinde konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olması sonucunu doğurduğu, hakediş ödemelerinin alınabilmesi için tam ve zamanında ve ihale sözleşmesine uygun iş teslimi yapılması gerektiği, iş teslimi için davacının nakdi olarak sıkıntı içinde olduğu ve çoğu kez ihale veren firmalardan hakedişe mahsuben işçilik ve malzeme alımı yapılması ve bir kısım alacağın bu şekilde ödenmesinin istendiği bu hususun alacaklılar dengesini bozabileceği, konkordato projesinin başarıya ulaşması adına firmanın bazı duran varlıklarının satışının söz konusu olabileceğinin değerlendirildiği, Sonuç; 1. Şirketin borca batıklık durumunun kesin hesabının; kesin mizan, bilirkişi raporları ile birlikte değerlendirildiğinde müteakip raporda verileceği, Şirketin kesin olmayan 31/12/2018 tarihli kaydi bilançosuna göre öz varlığının 8.021.257,31 TL olduğu ve şirketin kesin olmayan kaydi verilere göre borca batık olmadığı, şirketin harcamalarını yaptığı sadece faturalandıracağı 3.243.732,37 TL hakediş alacağının olduğu ancak henüz taahhütleri kapsamında olup devam eden işlerine ilişkin düzenlenecek faturaların bilirkişi raporunda tespitinin yapılmadığı, bilançoda peşin ödenen vergiler kısmında yer alan 2.316.420,32 TL tutarında miktarın yıllara yaygın işler dolayısı ile ödenen vergi kesintileri olduğu ve miktar itibarı ile vergi borçlarının ilk etapta bitecek işler dikkate alındığında vergi iadesinin %40 düzeyinde borçları karşıladığı peyderpey işler bittikçe vergi alacağının ortaya çıkacağı, konu ile ilgili icmalin hazırlanmak üzere talimat verildiği, Konkordato dönemi içerisinde daha önceden bankalara kredi teminatı olarak verilen 1.821.039,41 TL karşılığı çeklerin 2018, 150.000,00 TL karşılığı çekin ise 2019 döneminde bankalar tarafından tahsil edildiği, Firmanın 16/11/2018 ile 31/12/2018 arasında yukarıda yazılı banka ödeme-tahsilatlar hariç 3.758.680,61 TL tahsilat yaptığı, 3.057.096,00 TL ödeme gerçekleştirdiği, her ne kadar konkordato kapsamında olmasa da Şirketin konkordato ilanından evvel yapmış olduğu ödemeler ve elinden çıkarmış olduğu mal varlığının tespiti için Heyete yeterli mali incelemede bulunmak için süre verilmesinin yerinde olacağı, Şirketin komiser heyetinden bulunduğu talepler yönünden 1.3.2. madde hükmünde yer aldığı üzere bir kısım alacaklılara konkordato projesinde kaynak gösterilen hakedişlerinden mahsuben ödeme yapma talepleri ısrarla heyete geldiğinden şirketin uyarılmasına, talep yerinde ise talebin konkordato projesine uygun olup olmadığı hususunun Mahkemece takdirine, Şirketin dava dosyasına sundukları evrak ve dilekçelerin talebe rağmen heyete ulaştırılmaması, rapor tarihi itibariyle dosyaya müdahil alacaklar listesinin de talebe rağmen gönderilmemiş nedenleriyle ve Şirket mali verilerinin talep doğrultusunda zamanında teslimi ile ilgili Şirketin ayrıca uyarılmasına karar verilmesi talebiyle rapor sunulmuştur. 2-Geçici komiser heyetinin 04/02/2019 tarihli nihai raporunda; Şirketin önceki raporda eleştiri konusu yapılan konularla ilgili olarak yeni tenkidi gerektirir bir husus gerçekleşmediği, şirkete ait demirbaşların makine mühendisi Prof.Dr. ... tarafından 1.267.646,00 TL, sekiz adet gayrimenkulün bilirkişi ... tarafından 7.375.876,00 TL olarak hesap ve takdir edildiği, Davacı şirketin mevcut devam işleri ile ilgili olarak hakediş alacakları ve işlerin tamamlanma yüzdelerine göre taahhütlerin bitirilmesi halinde firmaya gerçekleşecek nakit girişlerinin tespiti için görevlendirilen inşaat mühendisi ... tarafından Firma'nın Hakediş karşılığı yapılan incelemeler neticesinde kümülatif alacak tutarı 3.247.078,43 TL (faturalı) olarak belirtmiş olup bu rakamdan ödeme yükümlülüğünde olduğu 3.346,06 TL'nin düşülmesi ile geçerli toplam tutarın 3.243.732,37 TL olarak tespit edildiği, düzenlenen ek raporda ise halihazırda devam eden işlerin bitimi halinde 21.506.211,50 TL tutarında nakit girişinin olacağı, işlerin tamamen bitirilmesi halinde ise firmaya artı olarak 24.749.943,90 TL tutarında nakit girişinin sağlanacağının belirtildiği, 31/12/2018 tarihi itibariyle kaydi özkaynak 7.097.915,13 TL rayiç özkaynak ise 13.413.384,04 TL olarak tespit edildiği ve borca batık olmadığı, Şirketin 7.000.000,00 TL olan sermayesinin 260.467,00 TL'si ortakların alacağından, 1.009.184,73 TL'si dağıtılmayan karlardan karşılanmak üzere toplamda 1.269.651,73 TL sermaye artırımının yapılacağı ve bununla ilgili olarak karar alındığı, işletmeye ayrıca ortakların şahsi gayrimenkul ve araçlarının sermaye olarak konulması yönünde değer tespiti maksadı ile Asliye Ticaret Mahkemesine başvuruda bulundukları, bu durumun işletmenin sermaye yapısını kuvvetlendireceği ve alacaklılar açısından bir nevi garanti olacağı, yeni sermaye artışları ile sermaye yapısı ve borç ödeme yeterliliğinin daha da artacağının öngörüldüğü, 31/12/2018 tarihli mizan kontrolünde proje kapsamında verilen cari hesap borçlarında bazı firmaların yer almadığı bunun sebebinin de 08/11/2018 tarihinde verilen listeden kaynaklandığının firma tarafından ifade edildiği, bu bağlamda konkordato projesinin cari hesap borç listesinin revize edilmesinin projenin sürecinin daha sağlıklı ilerlemesi için önemli olduğu tüm bu hususlar dikkate alınarak davacı firmanın faaliyetlerinin devamlılığının konkordato projesinin gerçekleşmesi açısından önem arzettiği, firma yönetiminin güncel borçların ödenmesi, sermaye artışı girişimleri, yeni işler alınması gayretinde oldukları ve bu hususlarda olumlu adım attıkları dikkate alınarak borçlu firmanın mali durumunun iyileşebileceği ve teklif ettiği konkordatonun başarıya ulaşabileceği bu nedenle borçlu şirkete İ.K. 289/1 maddesi uyarınca bir yıllık kesin mühlet verilmesinin uygun olduğu yönünde görüş sunulmuştur. Mahkemece, 15/02/2019 tarihinde bir yıllık kesin mühlet ile geçici komiser heyetinin görevlerine devam etmesine karar verilmiştir. 3-Komiser heyetinin 03/07/2019 tarihli raporunda; Alacaklıların “ALACAK BİLDİRİMİ” davetlerinin 18/03/2019 ve 31/05/2019 tarihlerinde Basın İlan Kurumu'nda yapıldığı ve Şirketin merkez adresinde alacak bildirimlerinin toplanması ve deftere kaydedilmesi işlemleri yasal mevzuat içinde gerçekleştirildiği, oluşturulan Alacak Kayıt Defterinin komiserliğin uhdesine alındığı, Yapılan kayıtlar ve firma kayıtları karşılaştırıldığında ortaya çıkan farklar ve mutabık kalınan alacaklıların tespit edilerek raporda gösterildiği, alacak defterine kayıt yaptıran toplamda 41 alacaklı ile yapılan mutabakatlarda yüksek oranda mutabakat sağlanmasına rağmen aradaki farkların izahının firmadan istenildiği, firma tarafından gerekli izahların yapıldığı ancak alacaklılarla 21/06/2019 tarihinde şirket merkez adresinde yapılan toplantıda; mutabakat yapılamayan alacaklılarla yeniden görüşmelerin sağlanmasının istenildiği, Şirketin faaliyetlerine devam ettiği, sermayesini koruduğu, aktifinde herhangi bir varlık azalması tespit edilmediği, bankaların sunduğu yapılandırma teklifleri ile ilgili görüşmelerin devam ettiği henüz mutabakata varılmış bir anlaşma sağlanamadığı, şirketin alacaklarında bu dönemde şüpheli hale gelmiş bir alacağı bulunmadığı, Rehinli alacaklıların; ... Bankası A.Ş. (Göztepe/Kadıköy ... nolu bağımsız bölüm, daire), ... Bankası A.Ş. (..., ..., ..., ..., ... plakalı araçlar), ... Bankası A.Ş. Kaptanpaşa/Şişli ... nolu bağımsız bölüm, mağaza) Sarıyer Vergi Dairesi Müdürlüğü (... ve ... plakalı araçlar), SGK Sarıyer SGM Müdürlüğü (... ve ... plakalı araçlar) olduğu, Davacının Göztepe/Kadıköy ... nolu bağımsız bölüm üzerinde rehni olan ... Bankası A.Ş.'ye toplam 828.162,92 TL borçlu olduğunu, taşınmazın 650.000,00 TL'ye alıcısı bulunması nedeniyle konutun satışı ile bankanın 650.000,00 TL tahsilat sağlanması halinde ön projeye uygun olacak şekilde rehinli alacakların tahsilatı sağlanarak, davacının yüklendiği faiz yükünün düşürüleceğini belirterek taşınmazın satışına izin verilmesini talep ettiği, şirketin ipotekli kredi borcunun faiz yükünden kurtulacak olması, şirketin devamlılığı ve konkordato projesi kapsamında borçlarını ödeme olanağına kavuşabileceği nedenleriyle konutun satışının yapılmasının uygun olacağı yönünde görüş sunulmuştur. 4-Komiser heyetinin 07/02/2020 tarihli raporunda; 09/01/2020 tarihinde alacaklılar toplantısının şirketin toplam 193 alacaklısından 72 alacaklının katılımı ile yapıldığı, 43 alacaklının kabul, 7 alacaklının red oyu kullandığı, 22 alacaklının oy kullanmadığı, iltihak süresi sonunda toplam kabul sayısının 122 olduğu, kabul edenlerin alacaklarının toplamının 17.629.728,24 TL olduğu, toplam alacak miktarının ise 18.930.642,94 TL olduğu, kabul oranının alacak miktarına göre %93,13, alacaklı sayısına göre %63,21 hesap edildiği, Firmanın borç tutarında mutabık kalamadığı alacaklıların tablo halinde gösterildiği, mutabakat yapılamamasının sebeplerinin yanlarında açıklandığı, söz konusu alacaklılarla görüşmelerin devam ettiğinin firma yetkilileri tarafından beyan edildiği ifade edilmiştir. Tabloda çoğunluğu banka olan 19 alacaklının toplam alacak miktarının 5.204.250,68 TL olarak belirtilmiş, altında ... Bankası'nın ve alacaklı olduğu miktarın (24.385,22 TL ve 58.020,22 USD) ayrıca yazılmış, raporun devamında 193 alacaklının 18.930.642,94 TL alacağının 4 ila 48 taksit halinde ödenmesine dair ödeme planı tablosu yapılarak altında ise çekişmeli durumda alacaklar için ödeme planı tablosunda 11 bankanın toplam 6.223.128,16 TL alacağı yönünden 24 taksitle ödeme yapılacağı gösterilmiştir.Raporun devamında ise "Firmanın konkordato projesinin kabul edildiği, bu bakımdan çekişmeli alacaklıların nisaba etki etmediği, projenin kabul gördüğünün yukarıdaki şekli ile ortaya konulabildiği tespit edilmiştir. Yukarıda yer verilen açıklamalar kapsamında, firmanın alacaklarını ödeme kabiliyeti olduğu görülmüş olup, mühletin hitama erebileceği ancak çekişmeli alacaklıların alacağının konkordato ilan eden şirketin alacak kayıtları karşısında ihtilaflı olduğu Heyetimizce 17/12/2019 sayılı karar ile atanan bilirkişinin 08/01/2020 tarihli raporu ile de ortaya konulmuş olduğundan, çekişmeli alacakların alacaklarının tutarı ve bu tutar üzerinden bu alacaklıların alacaklılar toplantısında kullandığı oylarının gerek niceliksel gerekse varlığının akıbeti açısından Sayın mahkemece 08/01/2020 tarihli bilirkişi raporundaki karşılaştırmalı tablo dikkate alınarak bir karar verilmesi isabetli görüldüğünden, konkordato mühletinin 6 aydan çok olmayan bir mühletle uzatılması, bu sürede çekişmeli alacaklarının durumunun gözlenilmesi ancak bu süre zarfında aşağıda yer alan ödeme planına da uygun şekilde alacaklıların alacağının ödenmeye başlanılmasında sakınca görülmediğinden, konkordato alacaklılarını mahrum etmemek adına taksit ödemelerinin başlanmasının Sayın Mahkeme kararı ile uygun görülebileceği kanaatine varılmıştır. 2- Ödeme planı açısından Firmanın alacaklılarına öngördüğü taksit süresi 24 ay ve 3'er aylık periyotlarla 8 eşit taksittir. Ancak mutabakata vardığı bazı bankalarla 24 aylık taksit süresi ve 3 er aylık ödeme periyotları aylık ödemeler ve 24 ayı aşan 36, 48 ay vadelere de denk gelmektedir. Bu durumun diğer alacaklıların alacağını tahsilinde olumsuzluk yaratmayacağı, bilakis firma ödeme gücünü vadelerin uzun olması ve ekstra faiz yükü getirmeyeceği göz önüne alındığında, artıracaktır. Ayrıca firmanın 5.000,00 TL altı borçlularına ilk taksitte ödeme yapacak olması, usul ekonomisi, bilanço sadeleşmesi ve muhatap kitlenin azalması dolayısıyla yerinde olacağı düşünülmektedir. Aynı şekilde 20.000,00 TL altı borçların 4 taksitte ödenecek olması da bu meyanda değerlendirilebilir. Zira 20.000,00 TL altı borçlu toplamı 116 kişi-kurumdur. 5.000,00 TL altı alacaklı sayısı ise 71'dir. Toplam alacaklı sayısının 193 olduğu düşünülürse projenin ilk ödeme ayında 71 kişi-kurum, ilk yılında ise 116 kişi-kurum ödeme planının dışında kalacak ve alacaklarına kavuşacaklardır. 3- Çekişmeli alacaklar açısından Firmanın alacak tutarı ve sair sebeplerle üzerinde anlaşamadığı borçlarının gerek müzakere ve anlaşma cihetine gidilmesi, gerekse alacak miktarının doğruluğunun tespitinin sayın mahkemece yaptırılarak projede yer alan taksit (mutabık kalınması halinde daha uzun vadelerle) sayıları içerisinde ödenmesine karar verilmesi, bu sebeple kesin mühletin yalnızca çekişmeli alacaklarla ilgili olarak uzatılması, gerektiği, heyetimizce bu süre 6 ay olarak öngörülmüştür." şeklinde görüş bildirilmiştir. Mahkemece 12/02/2020 tarihinde kesin mühlet altı ay uzatılmıştır. 5-Komiser heyetinin 11/08/2020 tarihli raporunda; alacak tutarının 18.930.642,94 TL, çekişmeli alacak tutarının 5.968.194,43 TL, toplam alacak tutarının 24.898.837,37 TL, toplam kabul tutarının 17.629.728,24 TL olup kabul oranının %70 olduğu, alacaklı sayısının 193, çekişmeli alacaklı sayısının 16 olmak üzere toplam alacaklı sayısının 208, toplam kabul sayısının 122 olup kabul oranının %58 olduğu, firmanın konkordato projesinin kabul edildiği, bu bakımdan çekişmeli alacaklıların dahil edildiği halde de kabul nisabına etkisinin olmadığı (çekişmeli alacakların içinde rehinli kısımlar ayrıştırılmadan dahi) projenin kabul gördüğü ifade edilmiştir. Raporun devamında; "Yukarıda yer verilen açıklamalar kapsamında, firmanın alacaklarını ödeme kabiliyeti olduğu görülmüş olup, mühletin hitama erebileceği ancak çekişmeli alacaklıların alacağının konkordato ilan eden şirketin alacak kayıtları karşısında ihtilaflı olduğu Heyetimizce 17/12/2019 sayılı karar ile atanan bilirkişinin 08/01/2020 tarihli raporu ile de ortaya konulmuş olduğundan, çekişmeli alacakların alacaklarının tutarı ve bu tutar üzerinden bu alacaklıların alacaklılar toplantısında kullandığı oylarının gerek niceliksel gerekse varlığının akıbeti açısından Sayın Mahkemeniz'ce 08/01/2020 tarihli bilirkişi raporundaki karşılaştırmalı tablo dikkate alınarak bir karar verilmesi isabetli görüldüğünden, (çekişmeli alacaklar sayısal ve tutar olarak nisabı etkilememektedir) konkordato mühletinin 6 aydan çok olmayan bir mühletle uzatılması, bu sürede çekişmeli alacaklarının durumunun gözlenilmesi ancak bu süre zarfında aşağıda yer alan ödeme planına da uygun şekilde alacaklıların alacağının Kasım/2020 dönemi itibarıyla başlamasının, tutarı 20.000,00 TL'ye kadar olan borçların 4 taksitte ödenmesi taksit ödemelerinin başlangıç tarihi olarak Kasım/2020 döneminin beklenmesine mahkemenizce de uygun görülmesi halinde yer olmadığı (20.000 TL altı borçlu sayısının yaklaşık 150 kişi olduğu konkordato proje uygulamasında muhatap sayısının azalması ve zaman kaybının önlenmesi açısından) Sayın Mahkeme kararı ile uygun görülebileceği kanaatine varılmıştır;" denildiği, Devamında, Mahkemece 6 aylık süre uzatıma kararı verildiği ancak heyetin önceki raporunda ödemelerle ilgili olarak belirtilen takvime ilişkin bir karar verilmediği belirtilerek, ödeme takvimi sadece bankalarla sınırlı olarak yapılan protokoller çerçevesinde olmak kaydıyla 31/05/2020 tarihi itibariyle, Ödeme yapıldığı, ülkemizde ve dünyada yaşanan Covid-19 süreci içinde yeni proje ve ihracat çalışmaları sekteye uğrasa da davacı şirketin mevcut projelerinin devam ettiği ve öngörülen konkordato taksit ödemelerine katkıda bulunacak faaliyet sonuçlarının olduğu, rehinli rehinsiz banka alacakları ile ilgili olarak görüşmelerin devam ettiği, rehinsiz alacaklarda faiz hesaplamalarının İİK nun 288 ve 294.maddeleri uyarınca yapılması gerektiği, protokol yapılan bankalarla protokol çerçevesinde refinansman ödemelerinin yapıldığı, Mahkemece verilen sürenin hitamından evvel konkordato ödeme tablolarının yeniden düzenlenerek mahkemeye sunulacağı belirtilmiştir. Mahkemece 27/10/2020 tarihinde ek kesin mühlet süresinin 30/10/2020 tarihinden itibaren altı ay süre ile uzatılmasına karar verilmiştir. 6-Komiser heyetinin 04/12/2020 tarihli konkordatonun tasdiki hakkında gerekçeli nihai raporunda; önceki raporda gösterilen tablolar aynen yazılmış, Proje kapsamında ödeme yapılacak toplam tutar; Konkordato kapsamında ödenecek adi alacak tutarı: 14.215.166,89 TL Çekişmeli alacak: 5.418.923,73 TL Konkordato kapsamında ödenecek çekişmeli alacak: 4.738.423,73 TL Çekişmeli teminatlı alacak: 680.500,00 TL 7256 sayılı yasa gereği ödenecek tutar: 3.857.257,62 TL Toplam: 23.491,348,24 TL Kamu borçlarının ödeme tablosu; Vergi dairesi 2.624.855,27 TL, SGK 1.222.402,35 TL, peşin ödenmiş ve vergi-SGK borçlarında mahsup edilecek tutar 3.015.324,92 TL olarak gösterilmiştir. Nisap açısından önceki raporda belirtilen oranlar ve çekişmeli alacaklar yönünden tespitler aynen korunmuş, Çekişmeli alacaklar yönünden; "...Konkordato nisabında dikkate alınacak meblağın belirlenmesi için, Sayın Mahkemenize başvuran alacaklıların taleplerinin incelenmesi ve değerlendirilmesine geçmek gerekmektedir. Bu noktada hemen belirtelim ki, konkordato oylamasında çekişmeli alacakların nisaba etki etmediği ve çekişmeli alacakların dahil edilmesi halinde dahi konkordato projesinin kabul gördüğü yukarıda yapmış olduğumuz açıklamalardan anlaşılacaktır. Firmanın alacak tutarı ve sair sebeplerle üzerinde anlaşamadığı borçlarının tespiti mahkemenize daha önce alacakların tespiti ile ilgili olarak sunulan bilirkişi raporunda yer alan şekliyle hesaplamalarımıza dahil edilmiş olup, gerek müzakere ve anlaşma cihetine gidilmesi, gerekse alacak doğruluğunun tespitinin sayın mahkemece yeniden bir bilirkişi marifeti ile yaptırılarak (08/01/2020 tarihli bilirkişi raporuyla tespit yaptırılmıştır) projede yer alan taksit sayıları içerisinde ödenmesine karar verilmesi, gerektiği" ifade edilmiştir. Borçlunun sunduğu konkordato projesinin tasdiki açısından; Konkortado kapsamında adi alacaklılara teklif edilen ana para tutarlarının şirketin iflası halinde ellerine geçecek tutardan fazla olduğu, borçlu tarafından teklif edilen tutarın kaynakları ile orantılı olup bu süreçten borçlunun aşırı yararlanmasının söz konusu olmadığı, konkordato projesinin İİK m 302/2-a bendi uyarınca yeterli çoğunlukla kabul edildiği, konkordato projesine ilişkin komiser heyetince herhangi bir düzeltme önerilmediği ancak ödeme planının rapor içeriğinde bahsedildiği üzere terditli hale getirildiği, çekişmeli alacaklıların alacağının konkordato ilan eden şirketin alacak kayıtları karşısında ihtilaflı olduğu 08/01/2020 tarihli bilirkişi raporu ile de ortaya konulmuş olduğundan çekişmeli alacakların alacaklarının tutarı ve bu tutar üzerinden bu alacaklıların alacak miktarının kesin olarak ortaya konulması açısından mahkemece 08/01/2020 tarihli bilirkişi raporundaki karşılaştırmalı tablo dikkate alınarak bir karar verilmesi veya yeni bir bilirkişi atanarak çekişmeli alacak tutarlarının tespit edilmesi, isabetli görüldüğünden mahkemece çekişmeli alacakların durumuna karar verilmesi ancak bu süre zarfında yukarıda yer alan ödeme planına da uygun şekilde alacaklıların alacağının ödenmeye başlanılmasında sakınca görülmediğinden konkordato alacaklılarını mahrum etmemek adına taksit ödemelerinin başlamasının mahkeme kararı ile uygun görülebileceği, adi alacaklar için ödenmesi gereken harç tutarının 43.024,65 TL, rehinli alacaklar için ödenmesi gereken harç tutarı 768,95 TL olup bu durumda toplam harç tutarının 43.793,60 TL olduğu belirtilmiştir. 6-Komiser heyetinin 18/01/2021 tarihli konkordatonun tasdiki hakkında gerekçeli nihai rapora ek raporunda; mahkemenin 11/12/2020 tarihli celse ara kararda açıklanması istenilen hususlar kapsamında yapılan değerlendirmeler: Projede tasdik kararının kesinleşmesini müteakip miktar tenzilatı olmaksızın Adi Konkordato kapsamında 24 ayda 3'er aylık dönemlerle ve 8 taksitte garameten yapılmak üzere projenin gerçekleşeceği öngörüldüğü, başlangıç projesinde yer alan eşit taksitler halinde 3'er aylık ve protokol yapılmış ise aylık olmak üzere ödemeler 24 ayda tasfiye planının Mahkemece verilen son ara karar dikkate alınarak revize edildiği ve terditli bir hale getirildiği, usul ekonomisi ile bilanço sadeleşmesi açısından yapılacak ödemelerde ilk taksit tutarı 5.000,00 TL'nin altında olmayacağı, 20.000.00TL'ye kadar yapılacak ödemeler 4 taksit, aşan borçlar için 8 taksit şeklinde öngörüldüğü, Protokol yapılan bankalarla 24 aylık taksit süreleri aşan sürelerde ve kısmen mahkeme kararına göre faiz işletilerek gerçekleşebileceği, Protokol yapılmayan çekişmeli alacaklarda firma kayıtları esas alındığı, ödemeler konkordato kararının Mahkemece tasdikini takip eden 1. aydan başlamak üzere yapılacak olup tabloda belirtilen şekilde olacağının firma tarafından planlandığı, Alacaklı sayısı bakımından nisap; Toplam alacaklı 193, toplam kabul 122, adede göre kabul oranı % 63,21 olduğu, Borç tutarı açısından nisap; Ödenecek toplam borç 23.163.608,37 TL, teminatlı alacak 680.500,00 TL, adi alacak toplamı 22.483.108,37 TL, kabul 15.407.350,07 TL, red 7.556.993,82 TL, teminatlı 680.500,00 TL (tamamı red oyu), red adi alacak 6.876.493,82 TL olup nisabın %68 olduğu, red oyu veren fakat daha sonra firma ile rapor tarihine kadar borç yapılandırması protokole bağlanmış adi alacak toplamının ise 2.351.127,74 TL olup bu tutarın yukarıda yer alan nisap hesabına kabul olarak dahil edilmediği, Yapılan protokoller neticesinde oluşan nisap; Protokol yapılarak anlaşılan çekişmeli alacaklarda eğer kabul olarak değerlendirilecek olursa; adi alacak toplamı 22.483.108,37 TL, kabul 17.758.477,70 TL olup nisabın % 78 olduğu, Kullanılan oylar ve vekaletnameler; Alacaklılar toplantısında 23 asaleten 20 vekaleten, iltihak süresi içerisinde 76 asaleten 21 vekaleten oy kullanıldığı, vekaleten oy kullanan vekillerin vekaletnamesinde "konkordato yönünden muvafakat" yetkisi olmayıp genel vekaletname olduğu, Mahkeme'nin mevcut durumu eksiklik olarak nitelendirmesi halinde, alacaklı asillerin muvafakatlerinin alınmamış olduğu ve bu aşamada alınmasında idari zorluklar yaşanacak olduğu, tüm vekillerin proje teklifini oylamada temsil yetkisinin olmadığı varsayımında, alacaklılar toplantısının yeniden yapılması sonucu doğacağından keza vekillerin temsil yetkisi baştan bertaraf kabul edileceğinden usul ekonomisi gereği ilgili ifadenin net olarak dava vekaletlerinde sarih olarak yer almasının beklenilmesi, konkordato projesinin geldiği aşama ve iki defa alacaklılar toplantısının ayrı tarihlerde halihazırda düzenlenmiş olduğundan, yine alacaklı asillerin vekillerin temsil yetkisine muvafakati olmasa idi aynı vekilin ikinci defa toplantıya yüksek ihtimal gelemeyeceğinden bahisle, zımnen alacaklı asillerinin muvafakatlerinin olduğu. aynı vekillerin işbu huzurda görülen dosyaya katılım dilekçelerini arz ederken aynı dava vekaletnamelerini kullandıkları da dikkate alınarak oyların bu sebeple geçersiz sayılması ve tüm oyların bu sebeple nisaptan düşürülmesinin önerilmediği, Sonuç itibariyle; Borçlu Şirketin 30/09/2020 tarihi itibariyle (+) 2.309.887,67 TL değer ile borca batık durumda olmadığı, ödeme kaynakları ile şirket borçları karşılaştırıldığında ve nihai projesinin alacaklıların büyük çoğunluğu tarafından kabul gördüğü hususları nazara alındığında nihai projenin kabulünün mümkün olduğu, olası bir iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşma oranının yaklaşık %48 oranında olabileceği, teklif edilip alacaklılar tarafından kabul edilen nihai projede ise alacakların %100'ünün ödeneceğinin belirtildiği, bu durumda Konkordatonun iflasa nazaran alacaklıların lehine göründüğü, borçlunun mevcut kaynaklarının ve nihai projede öngörülen yaklaşık 2 yıllık takvimde yaratabileceği kaynakların konkordato teklifi ile orantılı olduğu, borçlu şirketin konkordato teklifinin İİK.md. 302/III (a) bendinde belirtilen oranı aşacak şekilde olumlu oyla kabul edildiği, adi alacaklılar için ödenmesi gereken harç tutarı önceki raporumda bilanço değerleri üzerinden dikkate alınarak hesaplandığı ancak adi alacaklardaki protokol ve döviz kuru artışları nedeniyle hesaplamanın yeniden yapıldığı, adi alacak toplamı 22.483.108,37 TL olduğundan önceki raporda belirtilen 43.024,65 TL (adi alacaklar için) harç tutarına ilaveten 8.012,00 TL daha harç yatırılması gerektiği, 11/12/2020 tarihi itibariyle proje tasdikinin yürürlüğe girmesine engel bir anlaşma bulunmadığı, finansal kiralamaya konu mal ve hakkın olmadığı, rehinli malın iadesi ve satışın ertelenmesi taleplerinin olduğu, tasdik harcının yatırılması durumunda konkordatonun tasdikine karar verilebileceği kanaati sunulmuştur. 7-Komiser heyetinin 04/02/2021 tarihli konkordatonun tasdiki hakkında gerekçeli nihai rapora ek raporunda; mahkemenin 27/01/2021 tarihli celse ara kararda açıklanması istenilen hususlar kapsamında yapılan değerlendirmeler: Alacaklılar adına vekaleten oy kullanıp vekaletnamelerinde HMK 74 gereği “konkordato teklifine muvafakat” veya benzeri ibare bulunmayan alacaklılar ve alacak miktarları ile ilgili firma tarafından çalışma yapılarak vekillerin kullandığı oylara muvafakat yazıları veya yeni vekaletnamelerin rapor ekine alındığı, Toplam 12 alacaklı vekiline ait vekaletnamelerde HMK 74 gereği ibare olmadığından hareketle söz konusu alacaklıların 9'unun projeye kabul oyu kullandığı ve alacak toplamının 1.835.947,58 TL ile 74.869,81 USD olduğu, 3 alacaklının hayır oyu kullandığı ve hayır oyu kullanan firmaların alacak toplamının 86.765,90 TL, 472,70 Euro ve 8.420,95 USD olduğu, yapılan nisap hesaplamasında toplam alacak tutarı, kabul ve red oyları ve alacaklı tutarları dikkate alındığında vekaleten kullanılan ve yukarıda dökümü yapılan alacaklıların ve alacak tutarının nisap oylamasına sonradan dahil edilen muvafakatların mahkemece geçerli sayılması halinde veya geçerli olmaması halinde etkisi değerlendirildiği, Vekaletlerin geçerli olmaması ve nisaba dahil edilmemesi halinde; Alacaklı sayısı bakımından nisap; Toplam alacaklı 193, toplam kabul 110 (122-12), adede göre kabul oranı % 62,17 Borç tutarı açısından nisap; ödenecek toplam borç 23.163.608,37 TL, teminatlı alacak 680.500,00 TL, adi alacak toplamı 22.483.108,37 TL, kabul 13.571.402,49 TL, red 7.556.993,82 TL, teminatlı 680.500,00 TL (tamamı red oyu), red adi alacak 6.876.493,82 TL olup nisabın %60,3 olduğu, Vekaletlerin geçerli olması ve nisaba dahil edilmesi hali; Bu durumda önceki raporda belirtilen nisap hesaplamasında değişen bir durum olmayacağı ifade edilmiştir. 8-Mahkemece Prof.Dr. ..., SMMM ..., SMMM ...'dan oluşan bilirkişi heyetinden alınan 07/04/2021 tarihli raporda; Konkordato talep eden Şirket'in 30/09/2020 tarihli mali tabloları ışındaki kaydi değerlere göre özvarlığının (-) 6.862.315,16 TL ile borca batık durumda olduğu, aynı tarihli rayiç değerlere göre özvarlığının (+) 2.309.880,67 TL ile borca batık durumda olmadığı, Komiser Heyeti tarafından hazırlanmış olan rayiç değer bilançosunda tespit edilen kaynaklar dikkate alındığında, teklif edilen tutarın iflas halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olduğu görülmekle birlikte Komiser Heyeti tarafından hazırlanmış olan rayiç değer bilançosunda dikkate alınan kıymet takdir raporlarının uzun süre önce alınması, eksikliklerin mevcut olması ve maddi hataların bulunması nedeniyle bilançonun, konkordato talep eden Şirket'in hali hazırdaki gerçek mali durumunu yansıtıp/yansıtmadığı belli olmadığından mevcut durumda alacaklılara yapılan teklifin konkordato talep eden borçlu Şirket'in iflası durumunda eline geçebilecek tutarlardan fazla olup olmadığı ve yönünde herhangi bir görüş bildirmenin mümkün olmadığı, bunlara ek olarak mevcut durumda elde edilmesi öngörülen konkordato kaynaklarını gösteren gelir tablosu ve nakit akım tablosu bulunmaması sebebiyle konkordato talep eden Şirket'in hali hazırdaki mevcutları ile borçlarını ödeme kabiliyetinin var olup/olmadığı yani teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olup olmadığı yönünde herhangi bir görüş bildirmenin mümkün olmadığı, Komiser heyeti tarafından alacaklılara alacaklarını bildirmeleri için ve alacaklılar toplantısı için Basın İlan Kurumu İlan Portalında ve TTSG'de ilan yapılması zorunlu olmasına rağmen TTSG'de ilanların yapılmadığı, yine adresi bilinen alacaklılara posta ile gönderilmesi gerekmesine rağmen şekli olarak zorunlu olan bu işlemlerin yapılmadığı, konkordato hükümleri arasında ikinci bir alacaklılar toplantısı yapılmasını öngören bir hüküm mevcut olmamasına rağmen alacaklılar toplantısının 21/06/2019 ve 09/01/2020 tarihlerinde olmak üzere 2 kez yapıldığı, alacaklılar toplantısına ilişkin komiser heyeti tarafından aşamalarda sunulan raporlarda alacak miktarının ve nisabın farklı farkı hesap edildiği, nisap tutarının değişkenlik arz ettiği ve en son nihai ek raporlarında nisap tutarının 22.483.108,37 TL olduğu ifade edilmiş ise de mevcut raporlardaki nisap listelerinde bu tutara ilişkin detaylı bir nisap listesine rastlanılmadığı, bu nedenle hangi alacaklının hangi tutarda nisaba dahil edildiği veya söz konusu nisabın kaç alacaklıdan oluştuğundan anlaşılamadığı, Komiser Heyeti tarafından sunulan raporlar incelendiğinde alacağı rehinle temin edilmeyen bankalar ile refinansman (borç yenileme) yoluyla protokoller imzalandığı ve bu protokoller çerçevesinde 7 adet bankaya 31/08/2020 tarihine kadar toplam 1.072.978,21 TL ödeme yapıldığı, alacağı rehinle temin edilmeyen bazı alacaklılarla farklı ödeme koşulları altında anlaşma yapılmak suretiyle alacakların ön projedeki tekliften farklı ödeme koşullarına tabi tutulması ve hatta bir kısmının da mühlet içinde ödenmesine Komiser Heyetince izin verilmesinin alacaklılar arasındaki eşitliği ihlal ettiği ayrıca alacağı rehinle temin edilmeyen alacaklılar ile yapılan anlaşmalar çerçevesinde 31/08/2020 tarihine kadar ödenen 1.072.978,21 TL tenzil edilerek kalan bakiyenin nisaba dahil edildiği, bu bakımdan da doğru bir nisap listesinin oluştuğundan ve usulüne uygun bir oylama yapıldığından bahsedilemeyeceği, Kronolojik olarak alacaklıların alacak kaydı yaptırmasından sonra komiser tarafından İİK m. 300 uyarınca alacak kayıtları ile ilgili olarak konkordato talep eden borçludan beyan alınması, alacağı kısmen veya tamamen reddedilen alacaklılara söz konusu beyanların gönderilmesi, alacaklı tarafından bu beyanlara karşı itiraz ileri sürülmesi durumunda İİK m.302/VI uyarınca karar verilmek üzere komiser tarafından mahkemeye hitaben bir rapor düzenlenmesi gerekmesine rağmen dosyada m. 300 uyarınca alınmış beyanlar hakkında herhangi bir kayıt ve belgeye rastlanmadığı, bunun bir sonucu olarak da alacağı kısmen veya tamamen kabul edilmeyen alacaklılara posta yoluyla bildirim yapılmadığı, bildirim yapılmadığı için de alacağı kısmen veya tamamen reddedilen alacaklılara itiraz imkânı tanınmadığı, mahkemece koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına dair bir karar verilemediği, her ne kadar Komiser Heyeti tarafından 17/12/2019 tarihinde mutabakat sağlanamayan alacaklılar (çekişmeli alacaklar) için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bu kapsamda 08/01/2020 tarihli bilirkişi raporu alınmış, bu raporda mutabakat sağlanan ve sağlanmayan alacaklar ile mutabakat yapılma ve yapılmama nedenleri belirtilmiş olsa da borçlunun alacak kayıtları hakkındaki beyanlarının alınması ve bu beyanların alacaklılara bildirimi prosedürü yerine getirilmediği ayrıca Komiser Heyeti tarafından söz konusu bilirkişi raporu ile birlikte Mahkemeye çekişmeli alacak raporu sunulmadığı ve bunun bir sonucu olarak da Mahkemece İİK m. 302/VI uyarınca bir karar verilemediği, alacaklılar toplantısından önce çekişmeli hale gelen çekişmeli alacaklarla ilgili olarak yukarıda özetlenen tüm sürecin alacaklılar toplantısından önce tamamlanması ve İİK m. 302/VI uyarınca çekişmeli alacakların nisapta hangi oranda ve nasıl yer alacağının da mahkemece karara bağlanması gerektiği aksi halde alacağı çekişmeli hale gelen alacaklının hangi miktar alacak için oy hakkı bulunduğunun belli olmayacağı, eldeki dosyada İİK m. 302/VI uyarınca çekişmeli alacaklarla ilgili bir karar verilmesi sağlanmadan 09/01/2020 tarihli alacaklılar toplantısı icra edildiği ve hatta toplantıdan sonraki bir tarih olan 07/02/2020 tarama tarihli raporla çekişmeli alacak tutarının 6.223.128,16 TL olduğu, raporun son sayfasında “Çekişmeli Alacaklılar Açısından” başlıklı yazının altında söz konusu çekişmeli alacaklılarla müzakere ve anlaşma cihetine gidilmesi için mühletin uzatılması yönünde ek süre talebinde bulunulduğu, uygulanan usulün İcra ve İflas Kanunumuzun öngördüğü sisteme aykırı olduğu, usulüne uygun bir nisap listesinin varlığından bahsedilemeyeceği ayrıca oluşan nisapta toplu bir şekilde belirtilen tutarın içine çekişmeli alacakların da dahil edildiği ancak sunulan raporlardan Komiser Heyeti tarafından hangi alacağın ne miktarının kabul edildiğinin anlaşılamadığı, Komiser Heyeti tarafından sunulan oy pusulaları incelendiğinde 16 adet alacaklı alacaklının vekalet verdiği kişilere HMK m. 74 uyarınca özel yetki verilmediği, 1 adet alacaklının imza beyannamesi/sirküsünün bulunmadığı, Komiser Heyeti tarafından vekalette özel yetkisi bulunmayan alacaklıların 9'undan muvafakat alındığı, Yapılan açıklamalar uyarınca alacaklılar toplantısında kesin nisabın neye göre oluştuğunun belli olmadığı, ayrıca nisap tutarlarının her bir raporda ayrı tutar ve ayrı sayıda belirtildiği hususları hep birlikte değerlendirdiğinde projenin alacaklılarca kanundaki çoğunluk ile kabul edilip edilmediği hususunun bu aşamada tespit edilmesinin mümkün olmadığı, Ancak, Komiser Heyeti tarafından sunulan rapordaki nisap tutarlarına göre, tüm çekişmeli alacaklılar da kabul edilerek, verdiği vekaletnamede HMK m. 74 kapsamında özel yetki bulunmayan alacaklılardan muvafakat alınarak ve hazırlanan kabul durumuna göre oluşan nisap oranının; toplam 193 alacaklı olduğundan muvafakat kabul edildiğinde 114 kabul ve 79 red ile % 59,07 oranıyla kabul, muvafakat kabul edilmediği takdirde 105 kabul ve 88 red ile % 54,40 oranıyla kabul edildiği, toplam alacak tutarı 22.483.108,37 olup muvafakat kabul edildiğinde 14.663.862,00 TL ile % 65,22 oranıyla kabul, muvafakat kabul edilmediği takdirde 12.847.137,68 TL ile %57,14 oranıyla kabul edildiği, Komiser Heyeti raporuna göre işçi alacaklıları için 137.221,98 TL teminat yatırılması gerektiği, kamu alacaklıları için herhangi bir yatırılması gereken teminatın bulunmadığı, mühlet içinde komiser izniyle doğmuş ve teminatlandırılması gereken herhangi bir borçta bulunmadığı, yatırılması gereken harç miktarının 51.036,66 TL olduğu yönünde görüş sunulmuştur. 9-Bilirkişi heyetinden alınan 07/04/2021 tarihli rapora karşı komiser heyetinin sunduğu 27/04/2021 tarihli raporda; bilirkişi raporunda 25/03/2019 tarihinde İİK M.299 uyarınca 15gün içinde alacaklılarını bildirmeleri için Basın ilan kurumunda ilan yapıldığı, Ticaret Sicil Gazetesine ise ilan yapılmadığı, alacaklılara iadeli taahhütlü mektup gönderimi yapılmadığı gibi varit olmayan iddialarda bulunulmuş ise de alacaklılar toplantısına davet nazarında alacaklılara iadeli taahhütlü mektup gönderimi yapıldığı ve iadeli taahhütlü mektupların işbu rapor ekinde sunulduğu, alacaklılara elektronik posta yoluyla da ayrıca bildirim yapıldığı, Basın İlan Kurumuna verilen ilan ve alacaklılara yapılan iadeli taahhütlü davet mektubu alacaklılar toplantısına davet adına Kanunda yeterli çağrı şartını karşılamakta ise de, bilirkişilerin kanun maddesini kendi uhdelerinde yorumlayarak Ticaret Sicil Gazetesine ilanı da şart koşmaları ve şekil şartından bir olmazsa olmaz saymalarının, çoğunlukla kabul edilmiş konkordato projesinin varlığında, bu Kanun amacını ve alacaklıların muttali olmasına bağlanan hukuki sonuca ulaşma gayesini aştığı, komiser heyetinin Mahkeme tarafından verilmiş yetki ile alacaklıları davet ederek bir defa mevzuatın yeni olmasından kaynaklı olarak bilgilendirici toplantı yaptığı 21/06/2019 tarihinde yapılan bu toplantının alacaklılar toplantısı olmadığı, oylama yapılmadığı ve bilgilendirme amaçlı bir toplantı olduğu, İİK 288.maddesinden anlaşılacağı üzere Basın İlan Kurumu'nda ve Ticaret Sicilde yapılacak ilanların mahkemece yerine getirileceğinin ifade edildiği, heyetçe ilan metni oluşturularak mahkemeye öncelikle tevdi edildiği, kaydı yapılan 53 alacaklıya yönelik davacı şirketin bir itirazının bulunmadığı, Bilirkişi heyetinin şirketin mali tabloları üzerinde inceleme yapamadığını belirttiği saymış olduğu sebepler ile bu konuda bazı değerlemelerin uzmanlık alanına girmediğini beyan ettiği ve mahkemece tasdik duruşmasının bu sebeple ertelenerek iki yeni uzmanlık alanında sahip bilirkişinin heyete dahil edildiğini oysa ki bilirkişinin bu konuda uzmanlık alanına girmeyen konu hakkında haber verme yükümlülüğü mevcut ise de bilirkişiler bu yükümlülüğü hiçe sayarak bu tutum ve davranışları ile yeni uzmanlar atanana kadar konkordato tasdik duruşmasının 2 defa ertelenmesine yol açtıklarını, HMK 275 hükmü çok açık olduğunundan bilirkişilerin kusurlu ve sorumlu olduğu, bilirkişi raporunda nisap hesaplamasında alacak tutarlarının farklı olduğu ifade edilmiş ise de davacı firmanın yapmış olduğu protokoller neticesinde oluşan yeni borç tutarları ve döviz kurunda aleyhe meydana gelen değişimlerin borç miktarında değişikliklere yol açtığı ancak her durumda nisabın sağlandığı, konkordato projesinin onaylanması, proje tarafı alacaklıların projeye onay vermeleri çerçevesinde Bankalarla protokoller yapıldığı, bu protokoller çerçevesinde borç yenilemesi refinansman çerçevesinde olduğu, borçları azaltıcı nitelikte ödemeler bulunmadığı, daha uzun vadeler öngörülen protokollerde diğer alacaklılarla ödeme takvimi ve eşitliği sağlamak adına taksit ödemelerine başlanıldığı, yapılan bu protokollerin İİK 290/a maddesi gereği düzenlendiği ve konkordato projesine katkıda bulunmak amacıyla gerçekleştirildiği, protokoller gereği bankalara yapılan ödemelerin refinansman kapsamında olup, alacaklılar arası bir eşitsizliğe neden olmadığı, böyle bir eleştiri yapılabilmesinin şirketin mali durumunu incelemeden varılamayacağı, yorumun soyut olduğu ifade edilmiştir. 10-Mahkemece Prof.Dr. ..., SMMM ..., SMMM ...'dan oluşan bilirkişi heyetine gayrimenkul değerleme uzmanı ... ve makine yüksek mühendisi Dr. ... eklenerek alınan 07/04/2021 tarihli raporda; davacıya ait 4 adet taşınmazın toplamda 5.492.000,00 TL, davacı lehine finansal kiralama şerhi olan ... AŞ'ye ait 2 adet taşınmazların toplamda 1.350.000,00 TL kıymet takdir edildiği, şirkete ait tesis, makine ve cihazlar ile demirbaşların toplam değerinin 320.900,00 TL, taşıtların (11 adet) değerinin 1.605.000,00 TL olarak hesaplandığı, 31/03/2021 tarihli kaydi değerlere göre; varlıklar toplamının 27.438.468,88 TL, yabancı kaynaklar toplamının 30.719.797,24 TL, özvarlığının (-) 3.281.328,54 TL ile borca batık durumda iken, aynı tarihli rayiç değerlere göre; varlıklar toplamının 33.985.384,38 TL, yabancı kaynaklar toplamının 30.719.797,24 TL, özvarlığının (+) 3.265.587,14 TL ile borca batık olmadığı, 305/a maddesi yönünden iflas halinde Şirket'in varlıklarının nakdi değerleri 17.964.920,20 TL olup iflas halinde bu miktardan öncelikle imtiyazlı alacaklar sonrasında ise adi alacakların ödeneceği, rayiç değer bilançosuna göre Şirket'in varlık toplamının 33.985.384,38 TL tespit edilmiş olması ve borçların tamamının ödenmesinin teklif edilmiş olduğu gözetildiğinde, alacaklılara yapılan teklifin, konkordato talep eden Şirket'in iflası durumunda eline geçebilecek tutardan fazla olduğu, 305/b maddesi yönünden rayiç değer bilançosuna göre varlıkların borçları karşılamaya yeterli olduğu görülmekle birlikte konkordato talep eden Şirket'in konkordato projesi varlıkların tasfiyesine yönelik olarak değil faaliyetlerin devamı esasına göre hazırlandığı, buna bağlı olarak kaynakların büyük bir kısmının faaliyetin devamı ile elde edilecek faaliyet karlarından oluştuğu, kök raporda da belirtildiği üzere sonraki yıllara ait proforma gelir tablosu ve nakit akım tablosu bulunmadığından -revize proje bulunmadığından- teklif edilen tutarın kaynaklar ile orantılı olup olmadığını tespit etmenin mümkün olmadığı, 305/c, d ve e maddeleri yönünden bilirkişi heyetince hazırlanan güncel rayiç değer bilançosunun kök raporun bu maddeler yönünden yapılan tespit ve değerlendirmelerinde herhangi bir değişiklik yaratmadığı, kök raporda ifade edilen diğer tüm tespit ve değerlendirmelerde herhangi bir değişiklik olmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 29/04/2021 tarihli celsede; komiser heyeti tarafından konkordato prosedürlerinin yasal kurallara uygun şekilde yerine getirilmediği, mevcut yasal aykırılıklar karşısında tasdike dair yasal şartların gerçek anlamda oluşmadığı kalan süre içinde bu şartların oluşmasının imkansız olduğu gerekçesiyle konkordatonun tasdiki isteminin reddi ile iflas kararı verilmesi şartları oluşmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İİK'nun 288.maddesinde, mahkemece geçici mühlet kararının ticaret sicili gazetesinde ve Basın-İlan Kurumunun resmi ilân portalında ilan olunacağı kesin olarak düzenlenmiştir. Alacaklıları alacaklarını bildirmeye davet başlıklı İİK 299.maddede; "Alacaklılar, komiser tarafından 288 inci madde uyarınca yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet olunur. Ayrıca, ilânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. İlânda, alacaklarını bildirmeyen alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakerelerine kabul edilmeyecekleri ihtarı da yazılır." Alacaklar hakkında borçlunun beyana daveti başlıklı İİK 300.maddede; "Komiser, borçluyu iddia olunan alacaklar hakkında açıklamada bulunmaya davet eder. Komiser, alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve belgeleri üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini 302 nci madde gereğince vereceği raporda belirtir." Alacaklılar toplantısına davet başlıklı İİK 301.maddede; "Konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra komiser, 288 inci madde uyarınca yapacağı yeni bir ilânla alacaklıları, konkordato projesini müzakere etmek üzere toplanmaya davet eder..." İİK'nun 302/6 maddesinde "Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir." hükümlerine yer verilmiştir. İİK'nun 299 ve 301.maddelerinde, ilanın komiser tarafından Basın ilan Kurumu ilan portalında hem de Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde yapılması gerektiği düzenlenmiştir. İlanlara ilişkin bu düzenlemeler emredici niteliktedir. Komiser raporları incelendiğinde; yasal düzenlemeye aykırı olarak, alacak bildirim davetlerinin 18/03/2019 ve 31/05/2019 Basın İlan Kurumu ilan portalında ilan edildiği ifade edilmiş ise de TTSG'de ilana ilişkin bir beyana yer verilmemiş, TTSG'de ilan yapılmamıştır. Bu çağrının amacı borçlunun pasif malvarlığı değerlerini açıklığa kavuşturmak ve konkordato görüşmelerinde oy kullanacak alacaklıları belirlemektir. Alacaklılar listesi, konkordatonun hazırlanmasında ve tasdik edilmesinde temel rol oynamaktadır. Bildirilmeyen alacaklar, konkordato sürecine etki edebilecek bir rol oynayamayacaklardır. İlanda bulunan önemli hususlardan birisi de alacaklarını bildirmeyen alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakerelerine kabul edilmeyeceklerinin ihtar edilmesidir... Başvuruları alan komiserin, alacaklıların kimlik bilgilerini, adreslerini, başvuru tarihlerini, alacak sebebini ve miktarını, rehinli alacakların rehin dışında kalmış kısmını, varsa imtiyazlarını gösteren bir liste oluşturması gerekmektedir. Yabancı para cinsinden olan alacakların Türk Lirasına çevrilerek listeye geçirilmesi gerekmektedir. Komiser, bildirilen alacakları kayıt etmeden önce borçlunun bu alacaklar hakkındaki görüşlerini de alır ve borçlunun kabul etmediği alacaklar, çekişmeli alacak olarak kayıt edilir. Borçlu, bildirilen alacakları kabul edeceği gibi, kısmen veya tamamen reddedebilir. Alacak taleplerini reddeden borçlunun, ret sebeplerini de belirtmesi gerekmektedir... Bu şekilde oluşan çekişmeli alacakların konkordatoya katılıp katılmayacakları, katılacaklarsa da hangi oranda katılacakları konkordatoyu inceleyecek mahkeme tarafından belirlenecektir (m. 302 f.6) (Kale, Serdar, İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 5, 2018 s. 240,242). Alacaklılar toplantısı öncesinde, alacak kaydı yaptıran alacaklıların, alacak miktarlarına ilişkin borçlu beyanlarının alınması, mutabık kalınmayan miktarlar yönünden alacaklılara bildirim yapılması, akabinde alacaklılar tarafından itiraz edilmesi halinde mahkemeden çekişmeli alacaklılara ilişkin oylamaya hangi miktarlar dahilinde katılacakları yönünden karar alınması alacaklılar toplantısının ise bu işlemlerin ardından yapılması gerekirken bu usule uyulmadan, alacak bildirimleri yönünden borçlunun beyanları alınmadan, çekişmeli alacaklar tespit edilerek alacaklılara bilgi verilmeden ve çekişmeli alacaklar yönünden mahkemeden karar alınmadan 09/01/2020 tarihinde alacaklılar toplantısı yapıldığı komiser heyeti raporlarıyla açıktır. Yine 09/01/2020 tarihinde alacaklılar toplantısına ilişkin ilanların da TTSG'de yapılmadığı rapor içerikleri ile sabittir. Ayrıca komiser heyetince sunulan nihai rapor ve ek raporlarda alacak miktarı ve alacaklı sayısının farklı sayı ve miktarda gösterildiği, tüm alacakların liste halinde ayrı ayrı yazılarak, karşılarına alacak miktarının, kullandıkları kabul veya red oyunun yazılmadığı, beyanda bulunulmaması nedeniyle red sayılanların, projeyi kabul etmesine rağmen vekaletnamesinde bu yönde yetki olmaması nedeniyle red sayılanların, birden fazla alacaklıdan alacağını temlik alan alacaklılar varsa nisapta ne şekilde değerlendirildiğinin belirtilmediği, raporda yer alan tabloların kabul/red oranının tespiti ve nisabın hesaplanması açısından da yeterli olmadığı, denetime imkan sağlamadığı, raporun bu yönden yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 302. maddesinde, konkordatonun tasdiki şartları ise aynı kanunun 305. maddesinde düzenlenmiştir. İİK 302/son konkordato komiserinin alacaklılar toplantısını izleyen 7 günlük katılma süresinin bitmesinden itibaren en geç 7 gün içinde gerekçeli raporuyla birlikte oluşturduğu konkordato işlemlerini kapsayan dosyaları, mühlet bitmeden önce ticaret mahkemesine sunacağını öngörmektedir. Prosedürün bunu izleyen kesiti, konkordatonun son aşamasını oluşturmakta ve ticaret mahkemesinin konkordatonun tasdik edilip edilmeyeceği bakımından yapacağı yargılama ile bunun sonucunda vereceği karara ilişkin bulunmaktadır. Konkordatonun tasdikine ilişkin yargılama, maddi hukuk yargılaması olmayıp, kendine özgü bir tasdik işlemi niteliğindedir. Tasdik yargılaması sonucunda oluşturulacak karar, daha çok konkordato prosedürünün yasal koşullara uygun yürütülüp yürütülmediğinin ve konkordatonun unsurlarının kanunun öngördüğü anlamda oluşup oluşmadığının saptanmasına ilişkin belirleyici nitelik taşıyan, tasdik faaliyetinin yürütüldüğü bir yargı işlevi özelliğini taşımaktadır. Bu nedenle tasdik yargılaması, özellikle komiserlik tarafından yapılan işlemlerin yasanın öngördüğü doğrultuda gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin denetlenmesini de içerir (Altay,Sümer / Eskiocak,Ali, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 5.Bası, İstanbul 2019, s.334). İİK'nın 305. maddesinde hükme bağlanan konkordato koşullarının kümülatif olarak bir arada bulunması halinde mahkeme konkordatoyu tasdik edecektir. Mahkemenin bu aşamada geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır ve tasdik yargılamasında re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Mahkeme, tasdik yargılamasında konkordato projesini kontrol edecek, konkordato sürecinde yapılması gereken işlemlerin zamanında ve kanuna uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetleyecektir. Şekli inceleme kapsamında yapacağı en önemli tespit, komiserin süresi içinde dosyayı kendisine teslim edip etmediğidir. İçerik olarak dikkatle araştırması gereken husus ise borçlunun alacaklılar arasında dengeyi koruyup korumadığıdır (Öztek S./Budak A.C./Yücel M.T./Kale S./Yeşilova B., Yeni Konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019, s. 539).
Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir. Konkordatonun amacı borçluyu borçlarından ve eğer iflas şartlarını taşıyorsa muhtemel bir iflastan kurtarmak, alacaklıların da belirli bir vadede ve/veya indirimle alacaklarını tahsil etmelerini sağlamaktır. Konkordato süreci alacaklılar arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak yürütülür. Konkordatoda alacaklılar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkelerin gözetilmesi gerekir. Konkordato prosedürü içinde alacaklılar arasındaki eşitliğin sağlanması, borçlunun konkordato mühletinde (geçici ve/veya kesin mühlet) kural olarak konkordatoya tabi alacakları ödememesi ile mümkündür. Konkordato projesi, alacaklıların Kanun'da yazılı oranda kabulü ve mahkemece tasdiki halinde bunu kabul etmemiş olan alacaklılar için de mecburiyet kazanacak olup konkordato mühleti içerisinde eşitliğin mutlaka gözetilmesi gerekecektir ki bu da ancak konkordatoya tabi alacakların kural olarak ödenmemesi yolu ile mümkün olabilecektir. Mühlet içinde alacakların ödenmemesi gereği, konkordatonun amacı ve doğası ile yakından ilgilidir. Somut dosyada; kesin mühlet süresi içerisinde bankalarla yapılan protokoller çerçevesinde ödeme yapıldığı komiser raporlarında (ilk olarak 11/08/2020 tarihli raporda) ifade edilmiştir. Konkordatoya tabi bir alacağın mühlet içinde ödenmesi veya ön projede öngörülen ödeme teklifinden farklı koşullara tabi tutulması ancak borçlunun ticari hayatını devam ettirmesinin zorunlu olduğu mal ve hizmet alımı gerekmesi gibi durumda istisnai olarak söz konusu olabilecektir. Dosya kapsamında ise ödeme yapılan alacaklıların rehinli alacaklı olmayan bankalar olduğu ödemelerin neden yapıldığına dair bir gerekçeye yer verilmediği anlaşılmakla, yapılan ödemelerin alacaklılar arasında eşitlik ilkesini ihlal ettiği açıktır. Komiser heyeti tarafından alacaklılara yapılan çağrıdan itibaren alacaklılar toplantısının yapılmasına kadar geçen süreç içerisinde yukarıda ifade edilen eksikliklerin raporlarından anlaşılmasına, yine alacaklılar arasında eşitsizliğe yok açacak biçimde bankalara ödeme yapılmasına, anılan hususların komiser raporlarında açıkça ifade edilmesine rağmen mahkemece sürecin gerektiği şekilde denetlenmemesi, hatalı işlemlerin zamanında tespit edilerek müdahale edilmemesi, komiser heyetinin uyarılmaması ve gerektiği takdirde heyet değişikliğine gidilmemesi, konkordato sürecinin doğru şekilde yürütülmemesine ve nihayetinde tüm yasal sürelerin kullanılması ile konkordato tasdik isteminin reddine karar verilmesine sebebiyet vermiştir. Ancak gelinen aşama itibariyle davacı şirket hakkında verilen kesin mühlet süresi İİK'nun 304/2 maddesi uyarınca son uzatma süresi olan 6 aylık süre de kullanılarak uzatılmış olup, tüm yasal süreler kullanıldığından ve yukarıda izah edilen eksikliklerin bu aşamadan sonra en başa dönülerek tamamlanması iş bu dosya açısından yasada belirlenen süreler dikkate alındığında mümkün olmadığından, mevcut dosya kapsamı itibariyle Dairemizce yapılacak herhangi bir işlem de bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf 162,10 TL başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 59,30 TL'nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, İİK'nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/02/2022

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi