Esas No: 2021/3974
Karar No: 2022/8375
Karar Tarihi: 10.11.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/3974 Esas 2022/8375 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2021/3974 E. , 2022/8375 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi:Ağır Ceza Mahkemesi
Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar müdafileri ile katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I-Sanık ... hakkında taksirle öldürme suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik, sanık ... müdafii ve katılanlar vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesinde; Hakkında verilen mahkumiyet kararı kesinleşmiş olan sanık .'in, sanıklardan ... adına kayıtlı olan, işletmeciliğini sanık ...’ın yaptığı ticari minibüs ile olay gecesi aydınlatmanın bulunduğu, 7 metre genişliğindeki ve iki yönlü E-5 yan yol üzerinde seyri sırasında, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yolun sağında bulunan kaldırım üstüne çıkarak, kaldırımda yürüyen yayalara çarpması akabinde, önünde ve yolun sağında seyreden otobüse arkadan çarparak durduğu olay sonucu, 32-33 haftalık hamile olan yaya ...'ın öldüğü, kaldırımda yaya olarak bulunan bir kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde, bir kişinin de hayat fonksiyonlarına ağır ve 5. derece etkili birden fazla kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaralandığı; olayın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğu kabul ve tespit edilen sanığın, aynı zamanda yetersiz ehliyetinin bulunması, sevk ve idaresindeki minibüsün teknik donanımları bakımından yetersiz olması, Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesinin 28.07.2017 tarihli raporuna göre, olay anında uyuşturucu madde etkisi altında olduğunun anlaşılması, tüm bu kural ihlallerinin trafik kazasına sebebiyet vermiş olduğunun anlaşıldığı olayda;Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... müdafinin kusur tespitine, kaza sonrası ... vaadi ile 14.07.2017 tarihinde Tuzla Şöförler Odası memurları nezaretinde yapılan bu sözleşme ile kaza öncesi tüm sorumluluk sözleşmenin farklı tarihli olarak dosyaya sunulması ile sanığın sorumlu tutulmaya çalışıldığına, olayda nedensellik bağının kesilmiş olduğuna, beraat kararı verilmesi gerektiğine, katılanlar vekilinin sanığın en üst sınır olan 15 yıl üzerinden cezalandırılması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Yargılama sırasında kendilerini iki ayrı vekaletname olmak üzere aynı vekil ile temsil ettiren katılanlar lehine, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,2-Taksirle işlenen suçlarda iştirak hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilerek, yargılama giderinin her bir sanığa sebebiyet verdikleri tutar kadar ayrı ayrı yükletilmesine karar verilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin eşit olarak tahsiline karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükme ayrı bir bent olarak, ''Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca yargılamada kendisini 14.07.2017 tarihli vekaletname ile temsil ettiren katılan ... lehine 6.810.-TL maktu vekalet ücreti ile kendilerini 10.07.2017 tarihli tek vekaletname ile temsil ettiren bir gurup katılanlar ..., ..., ..., ... ve ... lehine 6.810.-TL maktu vekalet ücretinin hakkında mahkumiyet kararı verilen sanıklardan eşit olarak alınarak katılanlara verilmesine'' ibaresinin eklenmesi, hükmün yargılama giderleri ile ilgili bendinde yer alan “eşit olarak” ibaresinin “sanıkların sebebiyet verdikleri oranda” olarak değiştirilmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA,II-Sanık ... hakkında taksirle öldürme suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik, sanık ... müdafii ve katılanlar vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesine gelince; Dosya kapsamında mevcut 14.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda; aracın 20.04.2016-20.04.2017 tarihleri arasında geçerli fenni muayenesi olduğunun, ancak olay tarihi itibariyle aracın geçerli fenni muayenesinin bulunmadığının, aracın 17.03.2016 tarihinde Tuzla Tüv-Türk Muayene İstasyonu'nda yapılan periyodik muayenesinde ağır kusurlu bulunması sebebiyle muayeneden kaldığının, fakat bir ay içinde ... sahibi tarafından muayenenin yaptırılmadığının, aracın 20.04.2016 tarihinde ... Tüv-Türk Muayene İstasyonu'nda tekrar periyodik muayeneye girdiğinin, ancak yine ağır kusurlu bulunması sebebiyle muayeneden kaldığı ve aynı gün aynı yerde muayene tekrarına girdiğinde muayeneden geçtiğinin, aracın olay sonrası 04.08.2017 tarihli Muayene İstasyonu'nda yapılan kontrolünde 21 adet değişik ağır kusurla ''... trafiğe açık karayollarında kullanılamaz.'' ibaresi ile ön fren disklerinde ovallik (eğrilik) olduğunun, fren limitörü çalışmadığının, periyodik bakımının yapılmaması neticesinde aracın ani durdurma frenlemelerde 40-50 km hızla bile frene bastığında sağa sola savrulma ile sürücünün kontrolü dışına çıkacağının, bu nedenlerle aracı işleten ve aracın bağlı olduğu teşebbüs sahibinin neticeden sorumlu olduğunun belirtildiği;
Buna göre, sahibi olduğu aracı, fenni muayenesi bulunmadığı ve teknik donanımları bakımından yetersizliği, olay sonrası yapılan incelemede 21 adet değişik ağır kusurla ''... trafiğe açık karayollarında kullanılamaz.'' tespiti bulunduğu halde ticari minibüs olarak yolcu taşımasında kullandıran sanık ... ile, aracın günlük olarak kullanımını devralan ve teknik donanımları yetersiz ve muayenesi bulunmayan aracı yetersiz ehliyetli ve olay anında uyuşturucu madde etkisi altında bulunduğu tespit edilen ve hakkında verilen mahkumiyet kararı kesinleşmiş olan sanık Hakan Çelik'e kullandıran sanık ...'ın kazanın meydana gelmesinde kusurlu oldukları ve her iki sanık hakkında bilinçli taksir koşullarının oluştuğu bu nedenle, sanık ... ve sanık ... hakkında TCK'nın 22/3. maddesinin tatbiki suretiyle ceza tayin edilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamede bu hususta bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... müdafinin kusur tespitine, bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine, suçun manevi unsurlarının oluşmadığına, sanığın tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğine, onarım ve bakım yükümlülüğünün sanıkta olmadığına, illiyet bağının kesildiğine, eksik incelemeye, cezada orantılılık ilkesine uyulmadığına, lehe hükümlerin uygulanmamasına, beraat kararı verilmemesinin hukuka aykırı olduğuna; katılanlar vekilinin tayin edilen cezanın çok az olduğuna, üst sınırdan ceza verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 10/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.