17. Hukuk Dairesi 2018/4746 E. , 2019/848 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkillerinin murisi olan ..."nın ... Bank ... Şubesinden tüketici kredisi kullandığı, bu kredi nedeniyle müteveffanın ortalama yaş uzun süreli ... sigortası yaptırdığını, müvekkillerinin murisinin 23.10.2011 tarihinde aniden rahatsızlanarak vefat ettiğini, müvekkillerinin murisinin sigorta kapsamında olup olmadığının Adli Tıptan alınacak raporla tespiti ile 28.442,00 TL tutarındaki tüketici kredisinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; Yetki ve iş bölümü yönünden itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili ve görevli ... Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, davanın esasına girilmesi halinde haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacıların davasının kabulü ile 28.442,00 TL"nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ... sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar murisinin kullanmış olduğu banka kredisi nedeniyle, 24/01/2011-24/01/2016 tarihlerini kapsayan ... sigorta sözleşmesi düzenlenmiş; poliçenin düzenlenmesinden sonra, 23/10/2011 tarihinde davacıların murisi vefat etmiştir.
Sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalıya yüklenen doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğünü düzenleyen 6762 sayılı TTK"nın 1290. maddesi (6102 sayılı TTK 1435, 1439 ve 1440. maddeler) her ne kadar mal sigortalarına ilişkin bulunmakta ise de, Yargıtay"ın yerleşik kararları ile ... sigortalarında da uygulanmaktadır. Hatta anılan bu düzenleme, ... Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi ile sözleşme hükmü halini almıştır.
Gerek TTK’nın 1290. maddesi ve gerekse ... Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi düzenlemesine göre sigorta şirketinin sorusu üzerine veya her hangi bir soru sorulmadan (dolayısı ile buna ilişkin bir form doldurulmadan) sigortalı, sözleşmesinin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlü olup, şayet sigortalı tarafından var olan hastalık kasten bildirilmemiş ise sigortacının sözleşmeden cayma hakkı söz konusudur.
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlık, poliçenin düzenlenmesi sırasında sigortalının hipertansiyon hastalığının olup olmadığı, sigortalının önceki hastalıkları ile ölümü arasında illiyet bağının olup olmadığı, bu hastalıkları kasten gizleyip gizlemediği, dolayısı ile ihbar yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yargılama sırasında alınan ATK raporunda; Sigortalının evinde öldüğü, ölüm anına ait ölüm sebebi ve mekanizmasını açıklayacak tıbbi belge bulunmadığı ve otopsi yapılarak dokularda mikroskobik incelemeler de yapılmadığından kişinin ölüm sebebi ve mekanizmasının tespit edilemediği belirtilmiştir. Mahkemece buna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmişse de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Dosya içinde bulunan tıbbi geçmişe ilişkin bilgilerden; murisin 01/05/2007 tarihinden itibaren kronik akciğer hastası olduğu, 03/07/2010 tarihinden itibaren de hiperlidemi, hipertansiyon, diabet hastalıkları olduğu, dava konusu ... sigortası sözleşmeleri imzalanırken “ Önceki veya mevcut rahatsızlıklarım nedeniyle oluşacak tazminat tutarlarının ... Emeklilik A.Ş. tarafından ödenmeyeceğini kabul ediyorum” şeklinde beyanda bulunarak sigortalı muris tarafından imza edildiği anlaşılmıştır.
Davacıların murisi 2007 yılından beri kronik akciğer daha sonra da hipertansiyon rahatsızlığı sebebi ile ilgili takipte olup, TTK 1435,1439 ve 1440 maddelere göre beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığının anlaşılmasına ve dava dışı murisin pulmoner hipertansiyon sebebi ile vefat ettiğinin ölüm belgesinde düzenlenmiş olmasına göre mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 04/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.