Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9320
Karar No: 2021/15407

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/9320 Esas 2021/15407 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/9320 E.  ,  2021/15407 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, davacının 18/09/2003 ile 15/08/2005 tarihleri arasında en son 2000 USD (2.600 TL) ücretle davalının Rusya Tataristan Cumhuriyetinde bulunan iş yerinde geçen çalışmasının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Üye ..."ın muhalefine karşı, Başkan Vekili ... ve Üyeler ..., ..., ..."ün oyları ve oyçokluğuyla, 06/12/2021 gününde karar verildi.


    KARŞI OY GEREKÇESİ


    1. Çoğunluk ile temel uyuşmazlık, “yurt dışında 506 sayılı kanun kapsamında davalıya ait işyerinde çalışması olan davacının topluluk sigortası kapsamında bildirimi yapılmayan, ücreti yurt dışında çalışmasına rağmen Türkiye’de davalı şirket ve çalışanları tarafından ödenen, çalışma izni davalı tarafından alınan ve fesih bildirimi de Türkiye’de noter kanalı ile yapılan, ancak primi ödenmeyen davacının bu hizmetinin tespitini isteyip istemeyeceği” noktasında toplanmaktadır.
    2. Mahkemenin ilk kabul kararının temyizi sonrası kapanan Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 20.02.2017 tarih ve 2016/15932 Esas, 2017/1176 Karar sayılı ilamı ile, "01.10.2008 tarihinden sonra, sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçilerinin 5510 sayılı Kanunun 4. üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağına ilişkin 5510 sayılı Kanunun 5. maddesinin g bendi uyarınca belirtilmiş ise de, davacının hizmet tespiti talebinin 18.09.2003-15.08.2005 tarihleri arası olduğu göz önüne alındığında ancak Kurum ile işveren arasında topluluk sigortası sözleşmesi olması karşısında hizmet tespitine karar verilebilecektir. Yapılacak iş; davacının önceden davalı şirketin sigortalısı olup olmadığını, sigortalısı ise 506 sayılı Yasanın 7. maddesi kapsamında geçici görev ile yurtdışına götürülüp götürülmediğini, davalı şirket ile akdolunmuş topluluk sözleşmesinin bulunup bulunmadığını sormak, bulunmaması halinde davalı işyerinin Türkiye"de merkezi olup olmadığını araştırmaya yönelik davalı işverenin Türkiye’deki işyeri sicil dosyası ve ticaret sicili kayıtlarını getirtmek, topluluk sigortasına tabi olup olmadığı, davalı işveren ile Kurum arasında 506 sayılı Yasa"nın 86. maddesine göre topluluk sigortasına dair sözleşme olup olmadığı ve var ise kısa vadeli sigorta kollarını kapsayıp kapsamadığı, davacının muaf olup olmadığı, Türkiye İş Kurumu aracılığıyla yurtdışına gönderilip gönderilmediği araştırılıp değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir" gerekçesi ile bozulmuştur.
    3. Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda “davalı şirkete ait topluluk sözleşmesi ile ilgili belgenin bulunmadığının, Türkiye İş Kurumu"nun cevabi yazısında ise davacı ve davalı işyeri arasında yurtdışı iş sözleşmesinin bulunmadığının bildirildiği, davacının talep öncesi döneme ilişkin olarak davalı işyerinde hizmet kaydının bulunmadığı bu haliyle de geçici olarak görevlendirildiğinin kabul edilemeyeceği” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    4. Verilen kararın davalı kurum ve işveren tarafından temyizi üzerine, kararın onanmasına karar verilmiştir.
    5. Hizmet tespit davası, yalnızca yurt içi hizmetler bakımından değil yurt dışında geçen hizmet sürelerinin tespiti amacı ile de açılabilir. Uygulamada uzun vadeli sigortalı kolları için açılsa da davanın açılacağı sigorta dalları bakımından herhangi bir ayrım yapılmamaktadır (SÖZER, Ali Nazım: Türk Sosyal Sigortalar Hukuku, 3. Bası, ... 2017 s: 478-479).
    6. Yurt dışı işyerinde çalışan işçinin sosyal güvenlik hakkı:
    6.1. Sosyal Güvenlik Hakkının niteliği: Anayasa’nın 60. Maddesi uyarınca “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar”. Belirtmek gerekir ki; Sosyal devlet olmanın bir gereği ve sonucu, sosyal güvenlik hakkının tüm bireylere sağlanması ve güvence altına alınmasıdır. Sosyal güvenlik hakkı vazgeçilmez bir anayasal haktır ve kamu düzenindendir.
    6.2. Sosyal devlet; bireylere belirli bir sosyal güvenlik hakkı ve asgari gelir düzeyi öngören, sağlık ve refah hizmetlerinden serbestçe yararlanma ve belirli bir yaşa kadar eğitim olanağı sunan, bir takım sosyal riskleri önleyici tedbirler alan devlet anlayışıdır. Sosyal devlet olmanın bir gereği ve sonucu da, sosyal güvenlik hakkının tüm bireylere sağlanması ve güvence altına alınmasıdır. Dolayısıyla, hukuk kuralı uygulanırken anayasada güvence altına alınan en temel haklardan biri olan sosyal güvenliğin esas ilkelerinden (sosyal güvenliğinin kapsamının ve uygulama alanının kişiler ve riskler açısından genişletilmesi) hareket ederek sigortalı lehine yoruma başvurulması yanlış olmayacaktır. Bu kapsamda, yorum yöntemi seçilirken tek bir yorum yönteminden hareket etmek yerine; bu hukuk dalının genel niteliği ve amacı da göz önüne alınarak yoruma başvurmak daha sağlıklı sonuçlar verecektir. Değişik tarihlerde verilen yargı kararlarına bakıldığında; sigortalı lehine yorum ilkesinin uygulamaya geçirildiği görülmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 1990 yılında verdiği bir kararda (Y.H.G.K 14.2.1990 E. 1989/10-391 K. 1990/83); "Kanunun çok açık olmasına karşın yine de kuşkulu bir durumun varlığı iddia edildiği taktirde şüphenin sigortalının lehine yorumlanacağı ise iş ve sosyal güvenlik hukukunun temel ilkelerindendir" diyerek bunu vurgulamıştır(Prof. Dr. Nurgül Emine Barın, Türk Sosyal Güvenlik Hukuku’nda Sigortalı Lehine Yorum İlkesi. Internatıonal Conference On Eurasıan Economıes 2016 s: 236 vd).
    6.3. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 5/g maddesi uyarınca “Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır. Bu sigortalıların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde, 50 nci maddenin ikinci fıkrasındaki Türkiye’de yasal olarak ikamet etme şartı ile aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen şartlar aranmaksızın haklarında isteğe bağlı sigorta hükümleri uygulanır. Bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.(Ek cümle: 13/2/2011-6111/24 md.) Bu bent kapsamında yurt dışındaki işyerlerinde çalışan sigortalıların, bu sürede ödedikleri isteğe bağlı sigorta primleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık sayılır”. Madde çok açık olup, kamu düzeninden olan ve vazgeçilmez hak olan sosyal güvenlik hakkının, yabancılık unsuru taşıyan iş ilişkilerinde de Türk uyruklu sigortalı açısından korunduğudur. Bu hüküm gereğince Türkiye ile sosyal güvenlik anlaşması olmayan ülkelerde çalışmaya götürülen işçilerin sigortalı sayılacağı tespiti yapılmıştır. Türkiye ile sigortalının çalıştığı ülke arasında sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan sigortalının sosyal güvenlik hakkı, hükümde açıklandığı gibi önemli iki unsura bağlanmıştır. Bunlardan birincisi Türk mevzuatına göre kurulmuş işverenin yurt dışında iş üstlenmesi, ikincisi ise bu işverenin sigortalıyı(işçiyi) yurt dışındaki işyerine çalıştırmak üzere götürmesidir.
    6.4. Aynı kanunun 10. Maddesine göre ise “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan sigortalıların işverenleri tarafından geçici görevle yurt dışına gönderilmeleri, (c) bendinde sayılan sigortalıların mevzuatlarında belirtilen usûle uygun olarak yurt dışına gönderilmeleri veya (b) bendinde sayılanların sigortalılığa esas çalışması nedeniyle yurt dışında bulunmaları halinde, bu görevleri yaptıkları sürece, sigortalıların ve işverenlerin sosyal sigortaya ilişkin hak ve yükümlülükleri devam eder”. Bu hükmün 5/g ile ilgisi bulunmamaktadır. Tamamen 4. Madde kapsamında zaten işyeri Türkiye içinde olan ve sigortalılığı devam edenleri ifade etmektedir. Burada zaten yabancılık unsuru içeren sözleşmeden de sözedilemez. Oysa yurt dışındaki işyerinde çalışmak üzere sözleşme imzalandığında, bir yabancılık unsuru vardır ve MÖHUK kuralları geçerlidir. Temel ve vazgeçilmez hak olan sosyal güvenlik hakkı, kamu düzenindendir. MÖHUK.’un 5. Maddesi uyarınca kamu düzeni olan yabancılık unsurlu uyuşmazlıkta Türk Hukukunun uygulanması gerekir.
    6.5. Hizmet tespiti istenen dönemde 506 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca “işveren tarafından geçici görevle yabancı ülkelere gönderilen sigortalıların bu kanunda yazılı hak ve yükümleri bu görevi yaptıkları sürece de devam eder”.
    7. Diğer taraftan “yabancılık unsuru taşıyan iş sözleşme ilişkisi doğrultusunda değerlendirme de uygulanacak hukuk da 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca iş sözleşmesine uygulanacak olan hukuki hükümler olacaktır. Ancak anılan kanunda yabancılık unsuru taşıyan sosyal güvenlik uyuşmazlıkları hakkında bir kurala yer verilmemiştir. Bunun nedeni ise sosyal güvenlik hakkının vazgeçilmez, anayasal bir hak olması ve kamu düzeninden olmasındandır. Kısaca kanun koyucu yabancılık unsuru taşıyan sosyal güvenlik uyuşmazlıklarına uygulanacak hukuk kuralını bilinçli olarak anılan kanunda düzenlenmemiştir. Bunun doğal sonucu da yabancılık unsuru taşıyan ve Türk vatandaşının işvereni ile arasındaki sosyal güvenlik uyuşmazlığında Türk Hukukunun uygulanması olacaktır.
    8. Somut uyuşmazlıkta davacı geçici görevle yurt dışında işveren tarafından görevlendirilmediği gibi yurt dışı işyerine götürülürken, çalışma izni davalı tarafından alınmıştır. Davacının ücreti Türkiye’de hesabına davalı işveren ve çalışanları tarafından ödenmiştir. Keza iş sözleşmesi Türkiye dönüşte davalı işveren tarafından yapılmıştır. Davalı yurt dışı işyerlerinde çalışan işçiler için Bakanlık ile topluluk sigortası sözleşmesi imzalamamış ve davacıyı topluluk sigortası kapsamında bildirmemiştir.
    9. Davalının davacıyı yurt dışı işyerinde çalıştırdığı sabittir. Davacının işvereni de Türk Mevzuatına tabi olan davalıyı hizmet tespitinde davalı göstererek dava açmasında hukuki yararı vardır. Hizmetin tespiti yapılmalı, ancak uzun veya kısa vadeli sigorta kapsamında kaldığını davalı kurum değerlendirilmelidir. Vazgeçilmez ve kamu düzeninden olan sosyal güvenlik hakkını ortadan kaldıracak şekilde, topluluk sözleşmesi kapsamında bildirilmeyen yurt dışında çalışan Türk vatandaşının hizmet tespitini isteyemeyeceğini belirtmek hukuki değildir. Kaldı ki mevzuata uymayan davalı işverendir. Hukuk, kurallara uyulmadan yapılan işlemleri kabul etmemelidir. Kararın bozulması gerekir. Bu nedenle çoğunluğun onama gerekçesine katılınmamıştır.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi