15. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3875 Karar No: 2017/2938 Karar Tarihi: 12.09.2017
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/3875 Esas 2017/2938 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalının eser sözleşmesindeki edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle, davacı tarafından davalıya verilen 3 adet çekin iadesi ve iptal edilmesi istenmiştir. Mahkeme, çeklerin davacının rızası ile davalıya verildiği için istirdat talebinde hukuka uygun olmadığına karar vermiştir. Davacı, bu kararı temyiz etmiştir. Yargıtay ise, davada menfi tespit davası niteliği olduğuna karar vermiştir. Davacı, borçlu olmadığının tespiti ve çeklerin iptali istemiyle açılan bu davada, nispi harcın tamamlanması halinde, davanın esası incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Detaylı açıklama için 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 763. maddesi ve İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesine başvurulması gerektiği vurgulanmıştır.
15. Hukuk Dairesi 2016/3875 E. , 2017/2938 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesi ilişkisi nedeni ile verilen ve davalının edimini ifa etmemesi nedeni ile davalıda kalan çeklerin iadesi ve iptâli istemine ilişkindir. Mahkemece çeklerin davacının rızası ile davalıya verildiği ve istirdat talebinde haklı olmadığından davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı davasında, her biri 7.000,00"er TL değerinde 16.02.2013, 16.03.2013 ve 16.04.2013 keşide tarihli çeklerin davalı ile kendisine ait arsa üzerinde daire yapımı için sözleşmeye dayalı olarak verildiğini, ayrıca 12.000,00 TL"de elden ödeme yaptığını davalının yapımını taahhüt ettiği dairede yapmış olduğu işin aldığı paranın 1/4"ünü dahi karşılayacak durumda olmadığını ileri sürerek sözleşmeye dayalı olarak vermiş olduğu çeklerin iadesini, iade edilmediği takdirde iptâline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Maddi vakıaları ileri sürüp kanıtlamak taraflara 6100 sayılı HMK"nun 33. maddesi hükmünce hakim Türk Hukukunu re"sen uygulayacağından hukuki vasıflandırma mahkemeye aittir. Davacı davasında dava konusu çekleri eser sözleşmesi ilişkisi nedeniyle verdiğini ve işin yapılmadığını ileri sürdüğüne ve davalı tarafça da çeklerin sözleşme gereği verildiğine karşı çıkılmadığı ve 07.11.2012 tarihli sözleşmede de çeklerin yapım sözleşmesi nedeniyle verildiği yazılı olduğuna göre dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 763. maddesinde düzenlenen iade davası değil İİK"nın 72. maddesine göre icra takibinden önce açılmış sözleşme bedeli olarak verilen çeklerin işin yapılmamış olması nedeniyle bu çeklerle ilgili borçlu bulunulmadığının tespiti davası niteliğindedir. Davada toplam 21.000,00 TL bedelli 3 adet çekle ilgili iptâl ve iade istendiği az yukarıda açıklandığı gibi dava menfi tespit davası olarak nitelendirilmesi gerektiği ve menfi tespit davaları da değer ölçüsüne göre nispi harca tabi olduğundan davanın 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 28 ve devamı maddeleri gereğince değerine göre nispi harç yatırılarak açılıp görülmesi gerekir. Bu durumda mahkemece öncelikle davacıya, borçlu bulunulmadığının tespiti ve iptâli istenen çeklerin toplam bedeli 21.000,00 TL üzerinden 1/4 peşin nispi harcını yatırmak üzere süre verilip yatırılmaması halinde Harçlar Kanunu"nun 30. maddesi gereğince 6100 sayılı HMK"nun 150. maddesinin uygulanarak dosyanın işlemden kaldırılması harç tamamlanıp dava süresinde yenilenmezse davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi, harcın tamamlanması halinde dava menfi tespit davası olarak nitelendirilip işin esası incelenip dava konusu çeklerin bedelsiz kalıp kalmadığı değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile davanın reddi uygun olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 12.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.